MOSSAD 3 Kişiyi Vuracaktı! 🇹🇷 MİT Otel Rezervasyonundan Buldu | 13 Kişiyi 11 Ay İzledi!

MOSSAD 3 Kişiyi Vuracaktı! 🇹🇷 MİT Otel Rezervasyonundan Buldu | 13 Kişiyi 11 Ay İzledi!

.
.

İstanbul’da Bir Operasyon: Sessiz Gölgeler

Giriş

48 saat. Mossad’ın suikast timi İstanbul’da hazırdı. Üç İranlı iş adamı hedefteydi. Silahlar alınmış, rotalar belliydi. Tarih 14 Mart 2020 Cumartesi. MİT, 11 ay boyunca sessizce izlemişti. Ama artık bekleme zamanı bitmişti. Çünkü 48 saat sonra üç insan ölecekti. Operasyon başladı. 8 Mossad mensubu, 5 yerel işbirlikçi, bir silah deposu, 13 kişi aynı anda alındı. İsrail Büyükelçisi ertesi sabah MİT’e çağrıldı. “Topraklarımızda suikast olmaz.” Ve o gün dünya anladı. Türkiye’de kimsenin kanı dökülmez.

Operasyonun Başlangıcı

Ama hikayenin başına dönelim. Bu operasyon nasıl başladı? 2019 yılının Mayıs ayı, İstanbul. Four Seasons Hotel Sultan Ahmet. Rezervasyon sistemi her gün binlerce kayıt işliyordu. Turistler, iş adamları, diplomatlar. İstanbul’un kalbinde dünyanın her yerinden insan geliyordu. Ama bir rezervasyon dikkat çekti. MİT siber istihbarat uzmanı Elif Demir, 29 yaşındaydı. Bilgisayar mühendisiydi. 4 yıldır MİT’te çalışıyordu. İşi, İstanbul’daki lüks otellerin rezervasyon sistemlerini rutin olarak kontrol etmekti. O sabah ekranında bir anormallik gördü. Altı farklı rezervasyon, altı farklı isim, altı farklı pasaport. İtalyan, Fransız, Alman, İspanyol, Kanadalı, Avustralyalı ama hepsi aynı kredi kartıyla ödeniyordu. Elif dosyayı derinleştirdi. Kredi kartı İsrail’de kayıtlıydı ama isim rezervasyonlardan hiçbiriyle eşleşmiyordu.

“Bu normal değil,” dedi. Raporu üstü operasyon şefi Mehmet Arslan’a iletti. Mehmet 45 yaşındaydı. 20 yıldır MİT’teydi. Mossad operasyonlarını iyi tanıyordu. Dosyayı açtığında içgüdüleri devreye girdi. “Bu Mossad işi olabilir,” dedi. Çünkü Mossad İstanbul’u sık kullanıyordu. Bölgesel operasyonlar için stratejik bir nokta olarak görüyordu. Özellikle İranlı hedefler için.

İlk İzler

Mehmet ekibine emri verdi. “Bu 6 kişiyi izleyin ama sessizce, hiçbir temas kurulmayacak.” Haziran 2019, 6 kişi İstanbul’a geldi. İlk gün turistik gezdiler. Sultan Ahmet, Topkapı, Boğaz turu ama ikinci gün davranışları değişti. Sabah 9’da hepsi ayrı ayrı Nişantaşı bölgesine gitti. Bir kafede buluştular. MİT uzaktan gözetledi. Fotoğraflar çekildi. Buluşma 40 dakika sürdü. Sonra hepsi ayrıldı. Mehmet fotoğrafları inceledi. “Bunlar turist değil,” dedi. “Operasyonel buluşma yapıyorlar.”

Elif 6 kişinin geçmişini araştırdı. Sonuç hepsi sahte kimliklerdi. Gerçek isimleri farklıydı ve hepsi daha önce Mossad operasyonlarıyla bağlantılı ülkelerde görülmüştü. Mehmet üst düzey toplantıya çıktı. MİT Müsteşar Yardımcısı Selim Bey, “Ne yapıyorlar?” diye sordu. Mehmet, “Henüz bilmiyoruz ama hazırlık yapıyorlar. Büyük bir operasyon olabilir,” dedi. Selim Bey, “yakalayalım mı?” Mehmet, “Hayır. Sadece 6 kişiyi alırsak ağın geri kalanını kaçırırız. Onları izlemeliyiz. Ne planladıklarını öğrenmeliyiz.”

Onay verildi. Operasyona “Sessiz Gölge” adı verildi. Temmuz ve Ağustos 2019. MİT, 6 kişiyi gölge gibi izledi. Telefon dinlemeleri başladı. Ama Mossad ajanları şifreli iletişim kullanıyordu. Signal, Telegram, WhatsApp. Mesajlar kısa ve kodluydu. “Paket hazır. Adres doğru. Takvim onaylandı.” Anlam bulanıktı. Ama Eylül ayında bir şey değişti. 6 Mossad ajanından biri Bakırköy’de bir depo kiraladı. MİT, depoyu gizlice izlemeye aldı. İçeri ne taşındığını görmek istediler. İki hafta sonra bir gece üç büyük çanta içeri taşındı. MİT içeride ne olduğunu bilmiyordu ama tahmin ediyordu. Silahlar.

Ciddi Bir Tehdit

Mehmet artık ciddi dedi. “Bu suikast operasyonu ama hedef kimdi?” Ekim 2019. MİT yeni bir tespit yaptı. 6 Mossad ajanından biri Nişantaşı’nda bir binayı izlemeye başladı. Her gün aynı saatte binanın karşısındaki kafede oturuyordu. Bina lüks bir konut kompleksiydi. İçinde yabancı iş adamları yaşıyordu. MİT binada kim olduğunu araştırdı. Sonuç: Üç İranlı iş adamı bu binada oturuyordu. Reza Abbasi 48 yaşında enerji şirketi sahibi. İran ile Türkiye arasında petrol ticareti yapıyordu. Mehdi Karim 52 yaşında inşaat müteahidi. İran devrim muhafızları ile bağlantılı projeler yürütüyordu. Ali Rezai 45 yaşında teknoloji yatırımcısı. İran’ın insansız hava araçları teknolojisine yatırım yapıyordu.

Mehmet dosyaları inceledi. Üçü de İran ile güçlü bağlantılı. Mossad bunları hedef almış. Çünkü Mossad yıllardır İran’ın bölgesel gücünü zayıflatmak için çalışıyordu. İran’la bağlantılı iş adamlarını hedef almak stratejilerinin bir parçasıydı ve İstanbul Mossad için güvenli bir operasyon alanıydı. Ya da öyle sanıyorlardı.

Kritik Anlar

Kasım 2019’da bir şey daha oldu. Mossad İstanbul’a iki kişi daha gönderdi. Bu sefer Türk vatandaşıydılar. MİT kimler olduklarını hemen tespit etti. İlki Yusuf Tekin, 35 yaşında eski özel güvenlik görevlisiydi. 3 yıl önce İsrail’e gitmiş, dönmemişti. Şimdi geri dönmüştü. İkincisi Ayşe Korkmaz, 32 yaşında çevirmen. İbranice biliyordu. 5 yıl Tel Aviv’de yaşamıştı. Mehmet yerli işbirlikçiler geldi. “A tamamlanıyor,” dedi. Ocak Şubat 2020. MİT artık 8 kişiyi izliyordu. 6 Mossad ajanı artı 2 Türk işbirlikçi. Ama bir sorun vardı. Suikast ne zaman gerçekleşecekti?

Mehmet sabırsızlanıyordu. “Eğer çok beklersek, zamanı kaçırırsak üç insan ölür,” dedi. MİT müsteşarı, “Ama erken müdahale edersek tüm ağı alamayız. Sabırlı olun,” dedi. Mart 2020’nin başında pandemi başladı. Dünya kapanıyordu. Mehmet belki operasyonu iptal ederler diye düşündü ama Mossad iptal etmedi. 12 Mart 2020 Perşembe. MİT kritik bir telefon konuşması yakaladı. Mossad ajanlarından biri Tel Aviv’i aradı. Şifreli konuşma. “Paket cumartesi teslim edilecek.” Elif kodu çözdü. Cumartesi yani 14 Mart. Paket yani hedef. Teslim yani suikast. Mehmet dondu kaldı. İki gün sonra 48 saat kaldı, dedi. Acil toplantı toplandı.

MİT müsteşarı artık bekleme zamanı bitmişti. Hemen operasyon başlatılacak, dedi. 13 Mart 2020 Cuma, operasyon hazırlığı. MİT 8 farklı adresi belirledi. Bakırköy’deki silah deposu, Beşiktaş’taki Mossad güvenli evi, Nişantaşı’daki gözetleme noktası, Yusuf Tekin’in Kadıköy’deki evi, Ayşe Korkmaz’ın Şişli’deki evi, üç Mossad ajanının Beyoğlu’ndaki oteli. Her adrese bir ekip atandı. Saat 4:00’te tüm ekipler aynı anda harekete geçecekti. Mehmet ekip komutanlarına son talimatları verdi. “Hiçbiri kaçmayacak. 11 ay bekledik. Tek bir hata kabul edilemez.”

Operasyonun Gerçekleşmesi

14 Mart 2020 Cumartesi. Saat 4:00. İstanbul’un 6 farklı noktasında aynı anda MİT ekipleri harekete geçti. Bakırköy’deki depoya ilk girildi. Kapı kırıldı. İçeride kimse yoktu ama silahlar oradaydı. İki susturuculu Glock tabanca, bir Remington keskin nişancı tüfeği, 4 kilogram C4, 12 sahte pasaport, 3. İranlı iş adamının fotoğrafı ve adres bilgileri. Mehmet telsizden sonucu duydu. “Depo temizlendi. Silahlar ele geçirildi.” Beşiktaş’taki güvenli eve girildi. Üç Mossad ajanı yataktan kaldırıldı. Direnmediler. Sessizce teslim oldular. Beyoğlu’ndaki otele girildi. Üç Mossad ajanı daha yakalandı. Kadıköy’de Yusuf Tekin kaçmaya çalıştı. Arka bahçeden atladı ama orada başka MİT ajanları bekliyordu. 30 saniyede kelepçelendi. Şişli’de Ayşe Korkmaz kapıyı açtığında önünde dört MİT ajanı gördü. Ağlamaya başladı. “Ben sadece çeviri yaptım,” dedi. Saat 6’ya geldiğinde 8 kişi gözaltındaydı. Mehmet rahat bir nefes aldı. 11 ay sonunda operasyon başarıyla tamamlanmıştı ama bir sorun vardı. Mossad’ın İstanbul’daki ağı sadece 8 kişi miydi?

Mehmet sorgulamalara başladı. Yusuf Tekin ilk konuşan oldu. “Ben sadece araç temin ettim. Suikastı ben yapmayacaktım,” dedi. “Kim yapacaktı bilmiyorum ama daha fazla kişi vardı. Üç kişi daha.” Mehmet kimler diye sordu. Yusuf üç isim verdi. Hepsi İstanbul’da yaşayan Türk vatandaşıydı. MİT aynı gün operasyonu genişletti. Kişi daha yakalandı. Toplam 8 Mossad ajanı + 5 Türk işbirlikçi, eşit 13 kişi. 15 Mart 2020 Pazar. İsrail Büyükelçisi EAN Naeh MİT’e çağrıldı. MİT müsteşarı masaya kalın bir dosya bıraktı. “Sayın Büyükelçi, İstanbul’da 8 Mossad mensubunu yakaladık. Üç İranlı iş adamına suikast planlıyorlardı.” Büyükelçi şaşırdı. “Bu bir yanlış anlaşılma olmalı.” “Yanlış anlaşılma mı? Silah deposu bulduk, suikast planları bulduk. 48 saat sonra üç insan ölecekti bizim toprağımızda.” Büyükelçi dosyayı açtı. İçinde fotoğraflar, silah envanteri, telefon kayıtları. “Siz nasıl 11 ay izledik. Her konuşmayı dinledik. Her planı bildik ve son anda müdahale ettik.” Büyükelçi cevap veremedi. “8 İsrailli vatandaşınızı 48 saat içinde sınır dışı edeceğiz ve bundan sonra Türkiye topraklarında kimsenin kanı dökülmeyecek. Anlaşıldı mı?”

Sonuç

16 Mart 2020. 8 Mossad mensubu Türkiye’den sınır dışı edildi. 5 Türk vatandaşı casusluk ve suikast hazırlığından yargılandı. Yusuf Tekin mahkemede, “Bana para teklif ettiler. Kabul ettim ama suikast yapacağımı bilmiyordum,” dedi. Hakim, “Silah deposu kiraladın. Üç insanın ölümüne ortak olacaktın,” dedi. “108 yıl hapis.” Üç İranlı iş adamı MİT tarafından koruma altına alındı. Hayatları kurtarılmıştı. Bu hikaye bize ne anlatıyor? Bazen en büyük zafer kan dökülmeden kazanılır. MİT 11 ay bekledi. Sabırlı oldu. Ağın tamamını gördü ve 48 saat kala harekete geçti. Üç insan öldürülmedi. Suikast önlendi. 13 kişi yakalandı. Türkiye o gün net mesaj verdi. Topraklarımızda kimsenin kanı dökülmez. Onlar sessizce hayat kurtarırken biz hikayelerini anlatıyoruz.

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News