Kadına Saygısız Davrandılar — Ama Pilotun Sözleri Herkesi Sessiz Bıraktı!

Kadına Saygısız Davrandılar — Ama Pilotun Sözleri Herkesi Sessiz Bıraktı!

.
.

Gökyüzüne Uzanan Sessiz Kanatlar: Zeynep’in Hikayesi

Havaalanı kalabalığı, koşturmaca, anonslar ve telaş içinde kaybolmuştu. İnsanlar aceleyle yollarını bulmaya çalışırken, kalabalığın arasında sakin ama yorgun bir yüz vardı: Zeynep. Üzerinde sade beyaz gömlek ve lacivert pantolonuyla, elinde küçük çantasıyla adımlarını dikkatle atıyor, kimseye engel olmadan ilerliyordu. Her adımında, hem dış dünyaya karşı hem de kendi içindeki yorgunluğa rağmen dimdik durmaya çalışıyordu.

Yan masada oturan iki kadın, alaycı fısıltılarla Zeynep’i konuşuyordu. “Bak şuna, pilot falan sanırım ama şu kıyafete bak. Profesyonel bile görünmüyor.” Kahkahalar yükseldi. Zeynep onları duydu, bir an durdu ama dönüp bakmadı. Derin bir nefes aldı, sakinliğini korudu. Çünkü bu tür alayları sık sık duyuyordu. İnsanlar dış görünüşüne bakarak karar verir, onun sabrını ölçerdi.

Bagaj kontrolünden geçerken bir adam sinirli bir sesle bağırdı: “Hey, dikkat etsene! Az daha valizime çarpıyordun!” Zeynep hemen geri çekildi, nazikçe özür diledi. Adam ise tersleyerek, “Belki biraz daha dikkatli olsan, başkalarının işini zorlaştırmazsın,” dedi. Etrafındakiler bakıyordu ama kimse araya girmedi. Zeynep sessiz kaldı, başını eğdi ve yürümeye devam etti. İçinden sadece bir cümle geçti: “Bir gün aynı insanlar bana farklı bakacak.”

Uçağa binmeden önce terminalin köşesinde kahvesini alırken, genç erkeklerden oluşan bir grup yüksek sesle konuşuyordu. Biri parmağıyla Zeynep’i işaret etti: “Kız şuna bak, havaalanında VIP gibi yürüyor ama Emin’in biletini zor almıştır.” Arkadaşları gülüştü. Zeynep başını kaldırdı, sadece bir saniye onlara baktı. O bakışta ne öfke ne korku vardı, sadece sessizlik… Sessizlik ama güçlü.

Çan Nazende Kırbahçesi Ahsen Tuğçe İle Cemil Düğünü İlk Dans - YouTube

Anons yapıldı: Flight TK20 Boarding Now. Zeynep bardağını çöpe attı, valizini aldı ve kapıya yöneldi. Kuyrukta beklerken arkasında yaşlı bir teyze duruyordu. Kadın telaşla nefes alıyordu. Zeynep hemen yardım etti: “İsterseniz valizinizi ben taşıyayım.” Teyze minnetle gülümsedi: “Evladım, çok naziksin. Keşke herkes senin gibi olsa.” Ama hemen ön sıradan biri, pahalı takım elbise giymiş bir adam, küçümseyici bir şekilde arkasına dönüp konuştu: “Boşuna uğraşma teyze, bunlar hep gösteriş için yapıyorlar. Kamera yok ama hala rol yapıyor.”

Etraftan birkaç kişi kıkırdadı. Zeynep sessiz kaldı. Ne tartıştı ne cevap verdi. Sadece yaşlı kadına gülümsedi: “Bırakın desinler teyzeciğim. Rüzgar bile bir gün yön değiştirir.”

Uçağa binerken görevli hostes Zeynep’e baktı, elindeki kimliğe bir an durdu. “Affedersiniz, siz Zeynep Demir misiniz?” Zeynep nazikçe başını salladı. Hostesin yüzü değişti, ciddileşti: “Kaptan sizi bekliyor efendim.”

O sırada sırada bekleyen insanlar bu sahneyi duydu. Bir adam mırıldandı: “Ne yani? Kaptan onu mu çağırıyor?” Diğeri şaşkınlıkla sordu: “O kim ki kaptanla konuşacak kadar önemli?” Zeynep gülümsedi, hiçbir şey söylemeden kokpite doğru yürüdü. Diğer yolcular meraklı gözlerle bakıyordu. Bazıları hala onu tanımamıştı.

Uçağın içine girdiğinde kaptan koltuğunda oturan orta yaşlı adam ayağa kalktı: “Hoş geldin kaptan Zeynep,” dedi gülümseyerek. Kabinde kısa bir sessizlik oldu. Uçağa binen hostes bile şaşkınlıkla durdu. Zeynep başını salladı, profesyonelce cevap verdi: “Teşekkür ederim Kaptan Murat. Uçuş planını kontrol ettim, rüzgar yönü değişmiş.” Kaptan Murat gülümsedi: “Sen olmasan bu uçuşa güvenemezdim.”

Zeynep pilot üniformasının düğmelerini ilikledi, saçlarını düzeltti ve koltuğuna oturdu. Camdan dışarı bakarken, kalabalıkta kendisine gülen yüzler gözünün önüne geldi. Şimdi o insanlar, aynı uçakta onun yönettiği gökyüzünde uçacaktı.

Kabin kapısı kapandı, dışarıda rüzgar yükseliyordu ama kokpitin içinde sadece huzur vardı. Zeynep sessizce nefes aldı: “İnsanlar dış görünüşe değil kalbe bakmayı öğrenseydi,” diye mırıldandı.

Telsizden anons sesi geldi: “Kaptanlar, kalkışa hazır mı?” Zeynep düğmeye bastı: “Evet, hazırız. Gökyüzü bugün sessiz olacak.”

Uçak pistte ilerlemeye başladı. Zeynep ellerini kontrol paneline koydu. Her hareketi kararlı, sakin, profesyoneldi. Onun için artık korku yoktu. Sadece bir düşünce vardı: “Bir zamanlar bana gülenler, şimdi benim rehberliğimde gökyüzüne çıkıyor.”

Uçak havalandığında güneş, bulutların arasından doğdu. Işık Zeynep’in yüzüne vurdu. O ışık sadece gökyüzünden değil, içinden doğan gururun yansımasıydı.

Ama kimse bilmiyordu, az sonra pilot kabininden gelen bir anons, o uçaktaki herkesi susturacaktı ve o sözler yıllar boyu unutulmayacaktı.

Uçak bulutların üzerine çıktığında kabinde hafif bir sessizlik vardı. Zeynep’in sesi anons sisteminden duyuldu: “Değerli yolcularımız, hepiniz hoş geldiniz. Uçuş süremiz yaklaşık 2 saat 30 dakikadır. Hava şartları uygun. Keyifli bir yolculuk diliyorum.”

Birçok yolcu başını kaldırıp dikkatle dinledi. Ses yumuşaktı ama kararlıydı. Kimse bu sesin az önce terminalde alay ettikleri genç kadına ait olduğunu henüz fark etmemişti.

Özellikle o pahalı takım elbiseli adam şaşkınlıkla etrafına baktı: “Bu sesi daha önce duydum,” dedi mırıldanarak. Yanındaki kadının kaşları çatıldı: “Kimmiş ki bu kadın? Hostes değilmiş galiba.”

Zeynep kokpitte oturmuş, dikkatle göstergelere bakıyordu. Yanında oturan yardımcı pilot, genç bir adam, gülümseyerek sordu: “Biraz önce seni terminalde gördüm. Birileri sana kaba davranıyordu, değil mi?” Zeynep başını salladı: “Evet, ama sorun değil. İnsanlar bazen gördükleriyle hüküm verirler.”

Yardımcı pilot başını salladı: “Yine de sinirlenmedin. Ben olsam dayanamazdım.” Zeynep hafif gülümsedi: “Ben de bir zamanlar öyleydim ama öğrendim ki sabır bazen en güçlü cevaptır.”

Aşağıda bulutlar yavaşça geçiyordu. Gökyüzü Zeynep’in içi gibi huzurluydu. Fakat kabinde hala meraklı fısıldaşmalar vardı. O iki kadın, terminalde onunla alay edenler, koltuklarında oturmuş, hostes sormaya çalışıyordu: “Affedersiniz, pilot kim?” Hostes gururla başını salladı: “Kaptan Zeynep Demir hanımefendi.” Kadınların yüzü bir anda değişti.

Bir sessizlik çöktü. Kadınlardan biri eliyle ağzını kapattı: “İnanamıyorum. Ona öyle konuştuk.” Yanındaki arkadaşı kısık sesle cevap verdi: “Ben de şaka gibi.”

Yaşlı teyze oturduğu koltuktan pencereden dışarı bakıyordu. Gözleri dolmuştu. Yanındaki adam sordu: “Teyze iyi misiniz?” Kadın gülümsedi: “Kızım bana yardım etmişti az önce. Meğer o pilotmuş. İnsan gerçekten dış görünüşe aldanmamalı evladım.”

Zeynep bu konuşmaları duymuyordu ama hissediyordu. Gökyüzünde süzülen uçağı kontrol ederken bir anlığına çocukluğunu düşündü. Küçük bir kasabada büyümüştü. Herkes ona, “Kızlar pilot olmaz,” derdi. O zaman bile gülümser, “Gökyüzü herkese açık,” diye cevap verirdi.

Babası küçük bir minibüs şoförüydü. Ona hep şunu söylerdi: “Zeynep, direksiyon tutmak erkek işi değil, dikkat işi.” O sözler yıllar sonra bile aklındaydı.

Kokpitte telsizden bir çağrı geldi: “Kaptan, biraz türbülans bekleniyor.” Zeynep hızlıca cevap verdi: “Anlaşıldı, yükseklik 2700’e çıkıyoruz.” Uçak hafifçe sarsıldı. Bazı yolcular korkuyla tutundu. Zeynep hemen anons yaptı: “Lütfen kemerlerinizi takılı tutun. Küçük bir hava akımı içindeyiz. Kısa sürecek.” Sesi o kadar sakindi ki herkes rahatladı. Hatta o takım elbiseli adam bile gözlerini kapattı, derin nefes aldı. “Bu kadın gerçekten ne yaptığını biliyor,” diye düşündü içinden.

Dakikalar geçti. Uçak tekrar dengelendi. Zeynep göstergelere baktı. Sonra dışarıdaki gökyüzüne, “Her fırtınanın bir sonu vardır,” dedi kendi kendine.

Yardımcı pilot gülümsedi: “Sen sadece uçağa değil, kelimeleri de kontrol ediyorsun.” O sırada kabinden biri kapıya yaklaştı. Hostes içeri seslendi: “Kaptan Hanım, bir yolcu sizinle konuşmak istiyor.” Zeynep şaşırdı: “Kimmiş?” “Az önce terminalde sizinle tartışan beyefendi.”

Zeynep bir an durdu, derin bir nefes aldı: “Tamam, gelsin.” Adam içeri girdiğinde yüzü mahcup görünüyordu. “Kaptan Hanım, ben az önceki davranışım için özür dilerim. Sizi tanımadım.” Zeynep başını kaldırmadan cevap verdi: “Önemli değil beyefendi. Zaten tanımanız gerekmiyordu. Sadece saygı göstermeniz yeterliydi.” Adam başını eğdi: “Haklısınız. İnsan bazen kim olduğunu unutur. Teşekkür ederim. Bana ders verdiniz.” Zeynep sadece gülümsedi: “Herkesin uçuşu farklıdır beyefendi. Kimin nereden kalkıp nereye ineceğini bilemezsiniz.” Adam o sözleri duyar duymaz sessizleşti, yüzünde pişmanlık okunuyordu.

Kapıdan çıkarken mırıldandı: “Bir daha kimseye yukarıdan bakmam.”

Kokpitte tekrar sessizlik oldu. Yardımcı pilot hafifçe gülümsedi: “Bir insanın düşüncesini değiştirdin kaptan.” Zeynep gözlerini dışarı çevirdi: “Belki de her uçuşun asıl amacı budur. Birilerini daha yükseğe taşımak.”

Bir süre sonra anons sistemi açıldı. Zeynep’in sesi kabinde yankılandı: “Değerli yolcularımız, birazdan iniş hazırlıklarına başlayacağız. Uçuş boyunca gösterdiğiniz anlayış için teşekkür ederim.” Sesini duyan herkes bir anda o kadını hatırladı. Terminalde küçümsedikleri, kahkahalar attıkları kadını şimdi onların hayatını taşıyordu.

Teyze dua eder gibi ellerini birleştirdi. Genç bir kız sessizce not defterine yazıyordu: “Saygı en yüksek uçuşun yakıtıdır.”

Zeynep konuşmasını bitirip sistemi kapattı. Yardımcı pilot sessizce ona baktı: “Kaptan, bugün sadece uçağa değil insanları da yönettin.” Zeynep gülümsedi: “İnsanların kalbine inebilmek piste inmekten daha zor.”

Bir süre sonra iniş hazırlıkları başladı. Uçak yavaşça alçalmaya başladı. Güneş batıyordu. Gökyüzü altın tonlarına bürünmüştü. Uçağın burnu yeryüzüne doğru eğilirken herkesin kalbinde aynı düşünce vardı: “Bir kadına sadece dış görünüşüne göre davranmanın utancı.”

Zeynep camdan dışarı baktı. Bulutların arasından süzülen ışıklar yüzünü aydınlatıyordu. Düşündü: “Yıllar önce bana yapamazsın diyenleri, gülenleri, küçümseyenleri. Oysa şimdi hepsi onun yönettiği gökyüzünde uçuyor.”

Yardımcı pilot bir an duraksadı: “Kaptan, bir gün ben de senin kadar güçlü olabilecek miyim?” Zeynep başını çevirdi: “Güçlü olmak bağırmak değil, sessiz kalmayı öğrenmekle başlar. Güç sabırla gelir.”

Uçak tekerlekleri pisti nazikçe öptüğünde herkes derin bir nefes aldı. Zeynep kumandayı bıraktı, başını yasladı. Bir uçuş daha bitmişti ama bir hikaye yeni başlamıştı.

Hostes anons yaptı: “Değerli yolcularımız, inişimiz tamamlanmıştır. Lütfen kaptanımıza bir alkış.” Kabin alkış sesleriyle doldu. Kimse emirle değil, gönülden alkışlıyordu.

Zeynep hafif bir tebessümle mikrofonu eline aldı: “Teşekkür ederim. Dilerim bu yolculuk sadece gökyüzünde değil kalbinizde de iz bırakmıştır.”

Ve o anda herkes fark etti: Bu uçuş sadece bir varış değil, bir farkındalık yolculuğuydu.

Zeynep’in hikayesi, hayatın zorlukları karşısında sabırla, azimle ve sevgiyle yükselenlerin, gerçek anlamda gökyüzüne ulaşabileceğinin kanıtıydı. Onun sessiz kanatları, milyonlara umut ve ilham vermişti.

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News