Selçuk Bayraktar: Durmayacağız! Onlar bizi kopyalamaya çalışırken, biz daha ileriye gideceğiz.

Selçuk Bayraktar: Durmayacağız! Onlar bizi kopyalamaya çalışırken, biz daha ileriye gideceğiz.

.

Selçuk Bayraktar ve Türk Drone Devrimi: İmkansızı Başarmanın Hikayesi

Bölüm 1: Hayallerin Başlangıcı

Selçuk Bayraktar, genç yaşlarından itibaren teknolojiye ve mühendisliğe tutkuyla bağlıydı. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde elektrik mühendisliği okurken, hayali Türkiye’nin savunma sanayinde dünyaya açılan kapısını aralamaktı. O yıllarda Türkiye’de savunma sanayii henüz gelişmekteydi ve drone teknolojisi neredeyse hiç yoktu. Selçuk, bu alanda bir boşluk olduğunu gördü ve “Biz de yapabiliriz” inancıyla yola çıktı.

Baykar’ın küçük bir atölyesinde başlayan çalışmalar, gece gündüz süren yoğun emekle devam etti. Ekip, motor sıkıntısı, bütçe kısıtlamaları ve deneyimsizlik gibi zorluklarla boğuşuyordu. Ancak Selçuk, her engeli bir fırsat olarak gördü. “Onlar 20 yıldır yapıyorsa, 20 yıllık hatalarını da görüyoruz. Biz sıfırdan başlıyoruz, daha iyi yapabiliriz,” diyerek ekibini motive etti.

Bölüm 2: İlk Başarılar ve TB2

2014 yılında TB2 adlı taktik sınıf drone projesi hayat buldu. Bu drone, küçük boyutlarına rağmen sahada büyük başarılar elde etti. Özellikle terörle mücadelede etkin kullanımı, Türkiye’nin güvenlik politikalarında yeni bir dönemin kapılarını araladı. TB2’nin başarısı, Baykar’ın ve Selçuk’un adını duyurdu. Ancak bu sadece başlangıçtı.

Selçuk ve ekibi, daha büyük ve daha gelişmiş bir drone üzerinde çalışmaya başladı: Akıncı. Bu, stratejik sınıfta, çift motorlu, 24 saat havada kalabilen bir insansız hava aracı olacaktı. Ancak bu hedef, büyük riskler ve zorluklar içeriyordu. Motor problemleri, yüksek maliyet, teknolojik engeller… Her biri aşılması gereken dağ gibiydi.

Bölüm 3: Akıncı’nın Doğuşu

2019 yılında Akıncı projesi resmen duyuruldu. Bu, Türk mühendisliğinin sınırlarını zorlayan bir adımdı. Çift motorlu sistem, yapay zeka destekli otonom uçuş, milli mühimmat entegrasyonu gibi yeniliklerle donatılmıştı. Selçuk, ekibine “Biz kopyalamıyoruz, daha iyisini yapıyoruz,” diyordu.

İlk uçuş 6 Aralık 2019’da gerçekleşti. Piste bakarken herkesin yüreği pır pır ediyordu. Motorlar çalıştı, Akıncı pistte hızlandı ve gökyüzüne yükseldi. 16 dakika havada kalıp tam otomatik iniş yaptı. Başarıydı ama daha yolun başındaydılar.

Bölüm 4: Dünyanın Gözleri Üzerimizde

2021’de Akıncı, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim edildi. 2022’de ise yüksek irtifa testlerinde 45.000 fit üzerinde uçtu ve 20 saatten fazla havada kaldı. Bu, Türk havacılık tarihinde bir rekordu. Pentagon’da bu veriler büyük yankı uyandırdı. Amerikalı generaller şaşkındı: “Bizim Reaper 14 saat kalıyor, onlar 25 saat!”

Bu başarı, dünya basınında geniş yer aldı. İran Cumhurbaşkanı’nın helikopter enkazını bulması, Akıncı’nın üstün sensör ve gece görüş sistemlerinin bir kanıtıydı. CNN ve BBC gibi uluslararası kanallar, Türk drone teknolojisinin geldiği noktayı canlı yayınlarla duyurdu.

Bölüm 5: Rekabet ve Kıskançlık

Pentagon toplantılarında, Türk dronelarının başarısı tartışılıyordu. 5 milyar dolarlık General Atomics yatırımıyla bile Türkler yakalanamıyordu. Amerika, yeni nesil drone programı Ghost’u başlattı, ancak teknik sorunlar nedeniyle hedeflerini tutturamıyordu.

Selçuk ise durmuyordu. “Onlar bizi kopyalamaya çalışırken biz daha ileriye gidiyoruz,” diyordu. Çünkü o, liderliğin koşmak değil, yol açmak olduğunu biliyordu. Türkiye artık sadece takip eden değil, öncüydü.

Bölüm 6: Teknoloji ve Mühendislik Dehası

Akıncı’nın başarısı sadece teknoloji değil, mühendislik zekâsının bir eseriydi. Hafif kompozit malzemeler, çift motor sistemiyle güvenlik iki kat artmıştı. Yakıt verimliliği, yapay zeka destekli otonom uçuş gibi yenilikler, Akıncı’yı benzersiz kılıyordu.

Milli mühimmat entegrasyonu sayesinde, MAM-L, MAM-T, Gökdoğan ve Bozdoğan gibi yerli silahlar başarıyla kullanılıyordu. Bu, Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltıyor ve maliyetleri düşürüyordu.

Bölüm 7: Küresel Etki ve Satışlar

Akıncı, sadece Türkiye’de değil, Fas, Suudi Arabistan, Somali gibi ülkelerde de tercih ediliyordu. Ukrayna’da Baykar fabrikası kuruldu, yılda 120 drone üretilecek kapasiteye ulaşıldı. Dünya Türk dronelarına koşuyordu.

Pentagon bütçe raporlarında, bir Reaper’ın maliyeti 56 milyon dolar iken, Akıncı’nın 5-6 milyon dolar olduğu belirtiliyordu. “Neden bu kadar pahalı?” sorusuna, “Çünkü General Atomics tekel konumunda, fiyatı onlar belirliyor,” cevabı veriliyordu.

Bölüm 8: Geleceğe Bakış

2024’te Akıncı C versiyonu tanıtıldı. Daha güçlü motorlar, daha fazla yük kapasitesiyle donatıldı. Kızılelma insansız savaş uçağı ilk uçuşunu gerçekleştirdi. Süpersonik hız hedefleniyordu. Üç stealth drone testlere başladı.

Pentagon analistleri, “Türk savunma sanayii 10 yılda muazzam sıçrama yaptı, drone teknolojisinde lider oldular,” diyordu. Amerika ise hala yakalama peşindeydi, ancak aradığını bulamıyordu.

Selçuk Bayraktar ve ekibi, bu başarıların gururunu yaşarken, yeni projeler için çalışmaya devam ediyordu. Çünkü onlar için teknoloji bir yarış değil, bir yolculuktu. “Durmayacağız, çünkü lider olan yol açar,” diyordu Selçuk.

Sonuç: Bir Milletin Teknoloji Hikayesi

Bu hikaye sadece bir drone’un değil, bir milletin azimle, inançla ve çalışmayla imkansızı başarmasının öyküsüdür. 20 yıl önce “Türkler drone yapamaz” denilen yerde, bugün dünya onları lider olarak kabul ediyor. Selçuk Bayraktar ve ekibi, sadece teknolojiyi değil, Türkiye’nin geleceğini de şekillendiriyor.

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News