“Anne, lütfen bize zarar verme!” diye ağlıyordu küçük kız. Milyoner baba aniden içeri daldı ve…

Bölüm 1: Kayıp ve Korku

İstanbul’un lüks semtlerinden biri olan Sarıyer’de, muhteşem bir villa vardı. Dışarıdan bakıldığında, bu ev mükemmel bir aile tablosu sunuyordu. Ancak içerideki atmosfer tam tersiydi. 7 yaşındaki Zeynep, 4 yaşındaki kardeşi Büşra’yı korumak için elinden geleni yapıyordu. Her sabah, Zeynep’in dudaklarından dökülen “Anne lütfen bize zarar verme.” sözleri evin sessizliğini bozan tek ses oluyordu.

Zeynep, ablası olarak Büşra’nın yanında duruyor, gözlerinden akan yaşlarla bu sözleri fısıldıyordu. Büşra, ne olup bittiğini anlamadan sadece ağlıyordu. Ablasının korkusunu hissediyordu. Annesiz geçen altı ay, babalarının yeni eşi Seda ile birlikte yaşadıkları kabus dolu günler, küçük kızların hayatını cehenneme çevirmişti.

Bölüm 2: Yeni Bir Hayat

Seda Yılmaz, 34 yaşında, dışarıdan bakıldığında mükemmel bir kadındı. Instagram’da binlerce takipçisi vardı ve mükemmel makyajı ile kusursuz saçlarıyla dikkat çekiyordu. Ancak gözlerindeki soğukluk, içindeki karanlığın bir yansımasıydı. Zeynep ve Büşra, anneleri Meltem’i kaybettikten sonra, babalarının Seda ile evlenmesiyle birlikte hayatlarının nasıl değiştiğini anlamışlardı.

Murat Özkan, 45 yaşındaki başarılı bir inşaat patronuydu. Türkiye’nin en büyük müteahhitlik şirketlerinden birinin sahibiydi. Ancak para, gerçek sevgiyi ve güveni satın alamıyordu. Seda, sosyal medya hesabından bir hikaye paylaştı; “Günaydın güzel insanlar! Bugün kızlarımla çok güzel vakit geçireceğiz.” yazıyordu. Ancak bu fotoğraftaki zoraki gülümseme, gerçeğin ne kadar farklı olduğunu gösteriyordu.

Bölüm 3: Korkunun Pençesinde

Zeynep, babasının işe gittiği her sabah karnında bir sancı hissediyordu. Büşra ise artık konuşmayı bile bırakmıştı. 4 yaşındaki bir çocuğun sessizliği, en acımasız çığlıktan daha dehşetliydi. Seda, çocukların sesini duyarak, “Şimdi odanızda oynayın.” dedi. Sesindeki tehditkar ton, çocuklar tarafından çok iyi anlaşılıyordu. Zeynep, ablalık sorumluluğunun ağırlığını hissederek Büşra’nın elinden tuttu ve “Gel odama gidelim.” diye fısıldadı.

İki kardeş, sessizce merdivenlerden çıktılar. Her adımları, evdeki huzursuzluğun yankısını taşıyordu. Zeynep, pencereden Boğaz’ı seyrederken annesini düşündü. Meltem Özkan, çok güzel ve iyi bir kadındı. Ancak o korkunç gece, trafik kazası diye anlatılan olayla birlikte hayatları değişmişti. Zeynep, o gecenin ardından babasının hemen Seda ile yakınlaşmasının garip olduğunu hissediyordu.

Bölüm 4: Manipülasyon ve İhtiras

Seda, bahçede çiçeklerin fotoğrafını çekerken içinden düşünüyordu. “Bu çocuklar benim planlarımda yoktu ama Murat’ın malvarlığına ulaşmak için onlarla da başa çıkmam gerekiyor.” Gözlerindeki parıltı, sevgi değil, tamamen bir hesaplaşmanın parıltısıydı. O gün, Zeynep ve Büşra odalarında sessizce oturuyorlardı. Zeynep, kardeşine bir masal kitabı okuyor ama gözleri sürekli kapıda duruyordu. Her an Seda’nın gelip onlara zarar vereceği korkusunu yaşıyordu.

“Abla, neden bu kadın bize böyle yapıyor?” diye sordu Büşra, küçük sesiyle. Zeynep, bilmiyordu ne cevap vereceğini. 7 yaşında bir çocuk, böyle bir kötülüğü nasıl açıklayabilirdi? “Bilmiyorum Büşra ama babamız gelince ona söyleyeceğiz.” dedi. Ama geçmişte kaç kez söylemeye çalışmışlardı. Murat, her seferinde Seda’nın tarafını tutmuştu.

Bölüm 5: Sessizlik ve İsyan

Seda, sosyal medyada mükemmel anne rolünü oynuyor, arkadaşlarından övgüler topluyordu. “Üvey çocuklara nasıl bu kadar iyi davranabiliyorsun?” diye soranlara, “Aşk her şeyin üstesinden gelir.” diye cevap veriyordu. Öğleden sonra Murat işten aradı. “Seda, kızlar nasıl?” “Bugün çok iyiler canım. Bahçede oynuyorlar.” dedi Seda, sesinde yalan bir şefkat vardı.

Telefon kapatıldıktan sonra Seda, kızların yanına gitti. “Babanız aradı. Sizin çok iyi olduğunuzu söyledim. Umarım beni yalancı çıkarmazsınız.” Zeynep cesaretini toplayarak konuştu. “Seda teyze, biz sadece annemizi özlüyoruz.” “Anneniz öldü.” dedi Seda soğuk bir sesle. “Artık ben varım ve eğer bana saygısızlık ederseniz babanıza çok üzgün olacağınızı söylerim.” Bu sözler Zeynep’in kalbini dondurdu.

Bölüm 6: Gerçeklerin Ortaya Çıkması

Akşam olduğunda Murat eve döndü. Yorgun ve stresli görünüyordu. Kızlarını görmek istedi ama onlar çok sessiz ve ürkektiler. “Kızlar bugün nasıldı?” diye sordu Murat Seda’ya. “Biraz içe kapanık gibiler. Belki psikolojik destek almaları gerekir.” dedi Seda, çok anlayışlı görünmeye çalışarak.

Gece kızlar yatmadan önce Zeynep, cesaretle babasına yaklaştı. “Baba, Seda teyze bazen bize kızıyor.” “Tabii ki kızar. Bazen siz yaramaz olunca.” Ama Zeynep, “Hayır baba, sadece yorgunuz.” dedi. Murat, bu durumu sorgulamak istemedi.

Bölüm 7: Cesaretin Doğuşu

O gece, Zeynep kardeşiyle birlikte uyudukları odada uyanınca kapının önünde bir gölge gördü. Seda oradaydı. “Yarın babanız çok uzun bir seyahate çıkıyor. O yokken çok eğleneceğiz.” dedi. Gözlerindeki parıltı kesinlikle eğlence vadetmiyordu. Eğer siz daha önce yeniden kurulmuş bir ailede yaşadıysanız, bu dengenin ne kadar hassas olduğunu biliyorsunuz.

Gülten Yıldız, ellerinde temizlik malzemeleriyle villaya geldiğinde evin havasındaki gerginliği hemen fark etti. 52 yaşındaki bu kadın, 15 yıldır Özkan ailesine hizmet ediyordu. Meltem Hanım’ın zamanlarından beri bu evde çalışıyor, her köşesini, her detayını biliyordu. Meltem Hanım’ı çok severdi. O gerçek bir hanımefendiydi.

Bölüm 8: Gerçeklerin Yüzleşmesi

Gülten, “Günaydın, Gülten teyze.” dedi Zeynep. Sesinde her zamanki neşe yoktu. Büşra ise annesinin arkasına saklanmış, Gülten’e bile bakmıyordu. “Günaydın canlarım.” dedi Gülten. Çocukların halini görerek içi burkuldu. “Nasılsınız bugün?” “İyiyiz.” diye cevap verdi Zeynep. Ama gözleri başka bir şey anlatıyordu.

Seda, merdivenlerden inerek geldi. Mükemmel makyajı, dizayner kıyafetleri vardı ama Gülten onun gerçek yüzünü görmüştü. Meltem Hanım’ın ölümünden sonra çok hızlı bir şekilde Murat Bey’in hayatına giren bu kadın, Gülten’e hep güvensizlik vermişti.

Bölüm 9: Yüzleşme ve Korku

Öğle yemeği saatinde Seda, çocuklara yemek hazırladı. Ama Gülten fark etti ki kendi tabağı çok dolu. Çocukların tabakları ise yarı yarıya boştu. “Çok yemek yemek sağlığa zararlıdır.” dedi Seda çocuklara. “Zaten fazla kilolu görünüyorsunuz.” Zeynep ve Büşra aslında çok zayıftılar. Son aylarda daha da zayıflamışlardı.

Öğleden sonra Seda çıkış yapacağını söyledi. “Birkaç saatliğine kuaföre gideceğim. Çocuklara göz kulak ol Gülten.” Seda gidince Gülten hemen çocukların yanına koştu. “Canlarım, doğruyu söyleyin bana. Size nasıl davranıyor bu kadın?” Zeynep, Gülten’in güvenilir yüzüne bakarak ağlamaya başladı. “Gülten teyze, o çok kötü. Bizi dövüyor, aç bırakıyor. Babama söylemeye çalıştık ama inanmıyor.”

Bölüm 10: Cesaretin Sesi

Gülten, bu çocuklarla yıllardır birlikte olmuştu. Onların gerçek halini çok iyi tanıyordu. “Sana söz veriyorum.” dedi Gülten, çocukları kucaklayarak. “Bu duruma bir çare bulacağım.” Ama nasıl? Murat Bey çok meşguldü. Seda körü körüne güveniyordu. Kim inanacaktı bir temizlik görevlisinin sözlerine?

Akşam Murat geldiğinde Gülten onunla konuşmaya karar verdi. “Murat Bey, size önemli bir şey söylemem gerekiyor.” “Ne var Gülten?” dedi Murat yorgun bir sesle. “Çocuklar onlar…” Gülten kelimeleri bulamıyordu. O anda Seda geldi. “Gülten bugün çok yoruldu. Biraz kafası karışık.” dedi Seda gülümseyerek.

Bölüm 11: Anlaşmazlık ve Gerçekler

Murat, “Çocuklar çok zayıflamış gibi. Doktora götürmeliyiz onları.” “Tabii canım.” dedi Seda gülümseyerek. Ama aklından geçen tek şey bu planı nasıl bozacağıydı. Bazen aşk bizi en bariz gerçeklere karşı kör eder. Bir ebeveyn olarak güven ve koruma arasındaki dengeyi nasıl kuruyorsunuz?

O gece Murat, ilk defa kızlarının gerçekten mutlu olup olmadığını sorgulamaya başladı. Ertesi sabah Murat işe gittiğinde evde kalan tek yetişkin Gülten’di. Seda, çocuklara kahvaltı hazırlamış ama yine çok az yemek vermişti. Zeynep ve Büşra açlıktan midesiz guruldamalarına rağmen ses çıkarmıyorlardı.

Bölüm 12: Dayanılmaz Gerçekler

Gülten, mutfakta bulaşık yıkarken bu duruma daha fazla dayanamayacağını hissetti. Geçtiği gece uyuyamamış, sürekli bu çocukların halini düşünmüştü. Kendi çocukları olsaydı bu duruma nasıl göz yumabilirdi? “Gülten teyze.” dedi Zeynep sessizce yanına yaklaşarak, “Bugün Seda teyze çok sinirli. Babamın işe gitmesine çok üzülmüş.”

Gülten, Zeynep’in yüzündeki morluğu fark etti. “Canım bu morluk nereden geldi?” “Düştüm.” diye cevap verdi Zeynep. Ama gözleri yalan söylüyordu. O anda Seda merdivenlerden indi. Yüzü asıktı. Gözlerinde tehlikeli bir parıltı vardı. “Gülten, bugün çok işin var. Tüm evi altüst edip temizleyeceksin.”

Bölüm 13: Patlayan Gerçekler

Öğle saatlerinde Gülten üst katta temizlik yaparken aşağıdan bir çığlık duydu. Hemen koşarak indi. Gördüğü manzara karşısında nefesi kesildi. Büşra yerde oturmuş ağlıyordu. Önünde kırılmış bir süt bardağı vardı. Seda ise küçük kızın kolunu sıkıca tutmuş, onu sarsıyordu. “Sana kaç kez söyledim dikkatli ol diye!” diye bağırıyordu Seda.

Gülten, artık kendini tutamayarak, “Yeter dur!” diye bağırdı. Seda şaşırmış bir şekilde Gülten’e baktı. “Sen bana nasıl bağırırsın? 4 yaşındaki bir çocuğa böyle davranılmaz.” dedi Gülten. Sesi titriyordu ama kararlıydı. “Bu çocukların annesi olsaydı böyle davranır mıydı sence?”

Bölüm 14: Cesaretin Yüzleşmesi

Büşra, Gülten’in cesur duruşunu görünce hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Zeynep ise şaşkınlık içinde bu sahneyi izliyordu. “Hemen işten çıkıyorsun.” diye bağırdı Seda. “Murat’a her şeyi anlatacağım. Bana saygısızlık ettiğini, çocukları benim aleyhime kışkırttığını söyleyeceğim.”

Gülten, derin bir nefes aldı. “İstediğin kadar anlat ama ben de anlatacağım. Bu çocuklara nasıl davrandığını, nasıl aç bıraktığını, nasıl korkuttuğunu hepsini anlatacağım.” Bu sözleri duyan Zeynep, cesaretini topladı ve Gülten’in yanına koştu. Küçücük elleriyle Gülten’i kucakladı. “Gülten teyze, lütfen gitme. Sen olmasan burada kimse bizi korumaz.”

Bölüm 15: Gerçeklerin Ortaya Çıkması

Büşra da ablasının yanına geldi. “Gülten teyze, o kötü kadın bizi dövüyor, aç bırakıyor. Babamıza söyledik ama inanmadı.” Seda, çocukların bu sözlerini duyunca telaşlandı. “Onlar yalan söylüyor. Çocuklar hayal kuruyor.”

Hayır, dedi Gülten. “Ben gözlerimle gördüm. Bu çocukların halini ben gördüm. Sen Meltem Hanım’ın yerini asla dolduramayacaksın.” Meltem Hanım’ın adını duyunca Seda daha da sinirli oldu. “O kadın öldü. Artık ben varım burada.”

Bölüm 16: Zamanın Sonu

Evet, o öldü.” dedi Gülten, gözlerini Seda’nın gözlerine dikerek. “Ve sen çok hızlı bir şekilde onun yerine aldın. Çok garip değil mi?” Bu sözler Seda’nın yüzünde bir değişikliğe neden oldu. Bir an için maskesi düştü ve gözlerinde korku belirdi.

Zeynep, Gülten’e sarılarak sordu. “Gülten teyze, gerçekten babamıza anlatacak mısın?” “Evet canım.” dedi Gülten, çocukları okşayarak. “Her şeyi anlatacağım, artık yeter.” Seda, telefonunu çıkararak Murat’ı aradı. “Murat, acil eve gelmen gerekiyor. Gülten çocukları benim aleyhime kışkırtıyor. Bana saygısızlık ediyor.”

Bölüm 17: Değişen Denge

Ama Gülten artık korkmuyordu. Yıllarca bu evde çalışmış, bu aileyi sevmişti. Şimdi ise bu sevginin gereğini yapacaktı. Gülten, tüm sıradan insanları temsil ediyordu. Fark yaratan tavır, sıradan insanlardan geliyordu. Bu video sizi etkiliyorsa lütfen abone olun. Böyle hikayeler anlatılmaya devam etmeli.

O gün 52 yaşındaki bir temizlik görevlisi, milyoner patronuna karşı duracaktı. Çünkü bazı şeyler paradan daha değerliydi. Çocukların güvenliği ve adaletti. Murat, telefonu kapattıktan sonra toplantısından çıkıp hemen eve doğru yola koyuldu. Zihninde sorular vardı.

Bölüm 18: Geçmişin Yüzleşmesi

Gülten, 15 yıldır bu evde çalışıyordu. Hiç böyle davranmamıştı. Neden şimdi Seda’ya karşı gelmişti? Arabada giderken Serkan’ın sözlerini hatırlıyordu. “Çocuklarınla baş başa konuştun mu?” Bu soruyu kendine tekrar tekrar sordu. Gerçekten de ne zamandır kızlarıyla gerçek anlamda konuşmamıştı.

Eve varmadan önce bir karar verdi. Gülten’i dinleyecekti. Bu kadın, ailenin en eski üyesiydi. Eğer bir şey söylüyorsa mutlaka bir nedeni vardı. Ama eve yaklaşırken yan sokaktan geçmeye karar verdi. Bahçe kapısından sessizce girdi. Evin içinde neler olup bittiğini kimsenin fark etmeden görmek istiyordu.

Bölüm 19: Korkunun Ortaya Çıkması

Pencereden içeri baktığında gördüğü manzara kalbini dondurdu. Seda, Zeynep’i duvara dayamış, küçük kızın yüzüne bağırıyordu. “Eğer babana tek kelime söylersen seni öyle bir yere gönderirim ki bir daha onu göremezsin.” Büşra köşede korkuyla ağlıyordu. Gülten, araya girmeye çalışıyordu. Ama Seda ona da bağırıyordu.

Murat, hayatında ilk defa karısının gerçek yüzünü görüyordu. Şok içindeydi. Bu kadın, kim olarak tanıdığı kişi değildi ama duydukları daha da kötüydü. “Zeynep!” dedi Murat, kızına dönerek. “Bana doğruyu söyle. Bu kadın size gerçekten zarar verdi mi?” Zeynep, babasının gözlerinin içine baktı. Artık korkusu geçmişti.

Bölüm 20: Gerçeklerin Ortaya Çıkması

“Evet baba. Bizi dövüyordu, aç bırakıyordu ve annemiz hakkında çok kötü şeyler söyledi.” Büşra da ablasının cesaretini görünce konuştu. “O kötü kadın baba, annemizi özlediğimizi söylemeyi yasaklıyor.” Murat’ın gözlerinden yaşlar aktı. Kızları aylarca bu işkenceyi çekmişlerdi ve o hiçbir şey fark etmemişti.

O anda kapı zili çaldı. Serkan gelmişti. Murat, telefon etmiştim meşguldü. “Çocuklara nasıl davranıldığı ile ilgili araştırma yaptım. Çok önemli şeyler öğrendim.” Seda’nın yüzü iyice soldu. Artık kaçacak yeri yoktu. “Ne kadar sinyali görmezden geliriz, gerçeği görmek istemediğimizde toplum olarak çocuklarımızı nasıl daha iyi koruyabiliriz?”

Bölüm 21: Sonuçların Yüzleşmesi

O gün bir babanın gözü açılmıştı ama çok geç miydi? Serkan, elindeki dosyalarla içeri girdiğinde evin gerginliğini hemen fark etti. Murat’ın kızları sıkıca sarılmış durumdaydı. Seda ise köşede telaş içinde duruyordu. “Çok önemli bilgiler buldum.” dedi Serkan, dosyaları masaya koyarak. “Meltem’in ölümü ile ilgili kaza raporunu yeniden inceledim. Çok garip detaylar var.”

Seda’nın yüzü iyice soldu. “Ben, ben gitmeliyim.” diye mırıldandı. “Hayır.” dedi Murat kararlılıkla. “Sen hiçbir yere gitmiyorsun. Polis gelene kadar burada kalacaksın.”

Bölüm 22: Korkunun Sonu

Serkan telefonu çıkarıp polisi aradı. “İvedilikle Sarıyer’e ekip göndermeniz gerekiyor. Çocuk istismarı ve şüpheli ölüm vakası var.” Zeynep, babasının kucağında güvende hissederek, ilk defa aylardır gerçekten rahatladı. “Baba, artık o kötü kadın gidecek mi?” “Evet prensesim.” dedi Murat, kızının saçlarını okşayarak. “Artık sana ve Büşra’ya kimse zarar veremez.”

Gülten, bu sahneyi görürken gözlerinden yaşlar akıyordu. 15 yıllık hizmeti boyunca bu aileye ne kadar bağlandığını o anladı. Polis geldiğinde Seda direnmedi çünkü artık söyleyecek sözü kalmamıştı. Serkan’ın bulduğu kanıtlar, Meltem’in arabasındaki fren sisteminde oynama yapıldığını gösteriyordu. “Çocuk koruma servisi de yolda.” dedi polis memuru. “Bu vakayı çok ciddi şekilde takip edeceğiz.”

Bölüm 23: Yeniden Doğuş

Seda, polis arabasına bindirilirken son kez Murat’a baktı. “Ben seni çok seviyordum.” dedi. Murat, soğuk bir sesle cevap verdi. “Sevgi böyle bir şey değil, Seda. Sen sevmeyi hiç bilmemişsin.” Akşam olduğunda ev nihayet huzura kavuştu. Murat, kızlarıyla birlikte yemek masasına oturdu. Uzun zamandır ilk defa gerçek bir aile yemeği yiyorlardı.

“Baba,” dedi Zeynep, “Artık annemizi özlediğimizi söyleyebilir miyiz?” Murat’ın gözleri doldu. “Tabii ki canım. Anneniz muhteşem bir kadındı ve onu her zaman özleyeceğiz.” Büşra, ağabeyisinin elini tutarak gülümsedi. Aylardır ilk kez gülümsüyordu. Gülten, mutfaktan onları izliyordu.

Bölüm 24: Yeni Bir Başlangıç

Murat, “Ben artık sadece temizlik değil, bu çocukların bakımında da yardım etmek istiyorum.” dedi. Gülten, “Sen artık bu ailenin vazgeçilmez bir parçasısın. Teşekkür ederim.” 3 ay sonra Zeynep, okulda arkadaşlarıyla mutlu bir şekilde oynuyordu. Büşra, artık konuşmaya başlamış, hatta şarkılar söylüyordu. Murat, işini azaltmış, çocuklarıyla daha fazla vakit geçirmeye başlamıştı.

Gülten ise sadece temizlik yapmakla kalmıyor, çocukların bakımında da aktif rol alıyordu. Artık gerçekten ailenin bir parçasıydı. Mahkeme süreci devam ediyordu. Seda, hem çocuk istismarı hem de Meltem’in ölümüne yönelik suçlamalarla yargılanıyordu. “Bazen her şeyi kaybetmemiz gerekir ki gerçekten neyin değerli olduğunu anlayalım.” dedi Murat bir akşam kızlarına.

.

.

Bölüm 25: Gerçek Sevgi

Gerçek aşkın parası yoktur ama değeri sonsuzdur. Zeynep, babasına sarılarak sordu. “Artık hiç ayrılmayacağız değil mi baba?” “Asla prenseslerim.” dedi Murat. “Artık hep birlikte olacağız.” Bu hikaye sizi etkilediyse lütfen paylaşın. Tanıdığınız biri benzer durumda yaşıyor olabilir. Abone olmayı da unutmayın. Birlikte önemli hikayeleri yaymaya devam edelim.

Çünkü bazen sıradan bir temizlik görevlisinin cesareti, milyonlarca liralık yalana galip gelebilir ve gerçek aşk her zaman kazanır.

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News