30 Saniyede Çöken Plan: Baykar’da Casus Operasyonu – Bölüm 2

VII. Sorgu Odasında Gerilim
Leon, Baykar tesisinin güvenlik odasında elleri kelepçeli oturuyordu. Karşısında Yüzbaşı Murat ve iki MİT görevlisi vardı. Odanın havası ağırdı; Leon’un gözleri hâlâ kaçış yolları arıyor, Murat ise her hareketini dikkatle izliyordu.
Murat, Leon’a doğrudan sordu: “Seni kim gönderdi? Gerçek görevin ne?”
Leon, klasik casus davranışıyla sessiz kaldı. Birkaç dakika boyunca ortamda sadece saat tıkırtısı duyuldu. Sonunda Murat, Leon’un önüne bir dosya koydu. İçinde, son altı ayda farklı şehirlerde çekilmiş fotoğraflar, sahte kimlikler ve Mossad bağlantılarını gösteren belgeler vardı.
Leon’un yüzü ilk kez değişti. Gözlerinde korku ve şaşkınlık vardı. Murat, dosyayı kapattı ve ekledi: “Sadece seni yakalamak yetmez. Seni buraya sokan, içerideki bağlantılarını da bulmamız gerekiyor.”
O anda MİT görevlisi, Leon’un telefonundan elde edilen sinyalleri gösterdi. Gizli mesajlaşma uygulamasından çıkan şifreli konuşmalar, İstanbul’un farklı noktalarındaki bir dizi anonim numaraya gönderilmişti. Murat, ekibe dönüp emir verdi: “Hepsini takip edin. Bir saat içinde İstanbul’daki tüm bağlantı noktalarını tespit edin.”
VIII. Operasyon Genişliyor
MİT Siber Ekibi, Leon’un mesajlaştığı numaraları ve Baykar’daki hareketlerini hızla analiz etti. Kadıköy’de bir apartman dairesi, Beşiktaş’ta bir kafede yapılan gizli buluşmalar, Pendik’te bir depo… Her yeni bilgi, Mossad’ın İstanbul’daki ağını ortaya çıkarıyordu.
Aynı anda, Baykar İnsan Kaynakları’nda çalışan kadın gözaltına alındı. Sorguda başta her şeyi inkâr etti. Ancak banka kayıtları, gizli e-posta yazışmaları ve Leon’un işe alınma sürecindeki anormal prosedürler önüne konunca, kadın itiraf etti: “Beni borçlarım yüzünden tehdit ettiler. Önce masum bilgiler istediler, sonra Leon’u işe almamı söylediler. Onun kim olduğunu bilmiyordum…”
MİT, kadının verdiği bilgilerle yeni bir soruşturma başlattı. Baykar’da son bir yıl içinde işe alınan tüm yabancı uyruklu personel tek tek incelendi. Birkaç şüpheli daha tespit edildi ve sorguya alındı.
IX. İstanbul’da Baskın
O gece, MİT ve emniyet ekipleri İstanbul’un dört noktasında eş zamanlı baskınlar düzenledi. Kadıköy’deki dairede Mossad’a çalışan iki kişi yakalandı; biri Türk, diğeri yabancı uyruklu. Beşiktaş’taki kafede ise bilgi aktarımı için bekleyen bir aracı gözaltına alındı.
Pendik’teki depoda yapılan aramada, Baykar’ın teknik belgelerine ait dijital kopyalar, şifreli hard diskler ve sahte pasaportlar bulundu. Tüm ağ, sadece bir gün içinde çökertildi. Leon’un yakalanması domino etkisi yaratmıştı.
X. Baykar’da Güvenlik Seferberliği
Baykar CEO’su, Murat ve ekibini özel bir toplantıya çağırdı. Tesisin güvenlik protokolleri yeniden gözden geçirildi. Murat, yeni bir eğitim programı başlattı: “Teknoloji kadar insan faktörü de önemli. Her çalışan, her mühendis, her güvenlik görevlisi şüpheyi ve dikkati öğrenmeli.”
Baykar’da artık sadece kameralar değil, insan zekâsı da devredeydi. Murat, genç güvenlik personeline tecrübelerini aktardı: “Bir casusu yakalamak için bazen sadece bir bakış yeterlidir. Detaylara dikkat edin. Hiçbir sistem, insan sezgisi kadar güçlü olamaz.”
XI. Sorgu ve İtiraflar
Leon, MİT’in Ankara’daki merkezine götürüldü. Günler süren sorgulamalarda, Mossad’ın Türkiye’deki operasyonlarına dair önemli bilgiler verdi. Sonunda, Baykar’a sızma planının detayları ve başka ülkelerde benzer operasyonlara katılan isimler ortaya çıkarıldı.
Kadıköy’de yakalanan Türk ajan, Mossad’ın nasıl insanları borçları ve zafiyetleri üzerinden manipüle ettiğini anlattı. Baykar’daki kadın personel ise, istihbarat servislerinin sivil şirketlere sızma yöntemlerini detaylarıyla açıkladı.
XII. Uluslararası Yankılar
Türkiye’deki operasyon, kısa sürede uluslararası medyada yankı buldu. İsrail, olayla ilgili resmi bir açıklama yapmazken, Alman hükümeti Leon’un pasaportunun sahte olduğunu doğruladı. Baykar’ın güvenlik zaferi, savunma sanayisinde örnek olarak gösterildi.
Murat, medyanın ilgisinden uzak durdu. Onun için önemli olan, görevini başarıyla tamamlamış olmaktı. Baykar’daki çalışanlar artık daha bilinçli, daha dikkatliydi. Herkes Murat’a “Bordo Bereli” diye hitap ediyordu.
XIII. Yeni Tehditler ve Hazırlık
Murat, bir gece Baykar tesisinin çatısında yıldızlara bakarken içinden geçirdi: “Tehditler bitmez. Her gün yeni bir casus, yeni bir sızma girişimi olabilir. Ama biz hazırız.”
Tesisin güvenliği, teknolojiyle birlikte insan zekâsına da emanet edilmişti. Murat, genç ekibine son bir konuşma yaptı: “Savunma sadece cephede değil, burada da başlar. Gözünüzü açık tutun. Vatanı korumak her zaman bir görevdir.”
XIV. Son
Baykar’da işler yeniden normale döndü. Leon ve bağlantıları yakalanmış, Mossad’ın ağı çökertilmişti. Murat, bir Bordo Bereli olarak vatanını bu kez laboratuvarda savunmuştu.
Baykar’ın koridorlarında artık bir güven duygusu hâkimdi. Herkes biliyordu: En gelişmiş sistemler bile bir insanın dikkatine, sezgisine ve tecrübesine yenik düşebilir. Ve Türkiye, savunmasında en çok buna güveniyordu.
Son