“Babam şu anda cevap veremez,” diye ısrar etti milyoner… ve çocuğun söyledikleri onu suskun bıraktı.

“Babam şu anda cevap veremez,” diye ısrar etti milyoner… ve çocuğun söyledikleri onu suskun bıraktı.

Babam Şu An Cevap Veremiyor

Luca, hastane koridorunda plastik bir sandalyede oturuyordu. Elinde eski bir telefon, gözleri babasının yoğun bakım odasına açılan küçük pencerede. O sırada annesi Carla’nın telefonu çaldı. Arayan, babasının patronu Salvador Teles’ti. Şirketin sahibi, soğuk bir sesle konuştu: “Babanız artık bizimle çalışamayacak. Yardımlar bitti. Yarın işten çıkarıldı.”

Luca, annesinin ellerinin titrediğini gördü. İçindeki öfkeyi yutmaya çalıştı. Telefonu aldı, patronun sesini duyunca derin bir nefes aldı:
— Babam şu an cevap veremiyor.
— O zaman çağır, cevap versin. Bu ciddi bir mesele, dedi Salvador.
— Babam cevap veremiyor, çünkü entübe. Yoğun bakımda, dedi Luca, sesi çatallı ama kararlı.

Salvador bir an durdu, sonra yine işten çıkarmanın gerekçelerini sıraladı. “Hayat zor, herkes kendi yoluna bakmalı.”
Luca bir kez daha konuştu:
— O zaman buraya gelin. Yüzüne bakarak işten çıkarın. Eğer gerçekten cesursanız.

Salvador, ilk defa sessiz kaldı. O an, bir çocuğun sesi, yıllardır iş dünyasında duyduğu her şeyden daha ağır geldi.

Luca Araujo, 13 yaşında, ince yapılı, yoksul bir mahallede yaşıyor. Babası Miguel Araujo, Transleste’de yıllardır kamyon şoförü. Annesi Carla, başkalarının evlerini temizleyerek evi geçindiriyor. Evleri küçük, eski, ama saygı dolu.

Miguel’in tek gururu, dürüstlüğü ve emeği. “İki şeyim var Luca, adım ve direksiyonum. Adımı kaybedersem, direksiyon hiçbir şey ifade etmez,” diye hep tekrarlar.

Şirket büyüdükçe, patronun gözü sadece rakamlarda. Bir gün, Miguel’e üst üste iki vardiya veriliyor. Yorgun, hasta ama çaresizce kabul ediyor. O gece eve sessiz dönüyor, oğlunun saçını okşuyor. “Yarın erken döneceğim,” diyor ama o sabah dönüşü hastaneye oluyor. Kamyon, yağmurlu yolda kayıyor, Miguel ağır yaralanıyor.

Transleste ilk başta yardım ediyor, ama üç ay sonra faturalar yığılıyor, yardımlar bitiyor. Salvador, ofisinde bir karar alıyor: “Yasal süremiz doldu. Artık destek yok.”

Hastane koridorunda Carla’ya işten çıkarılma haberini telefonla veriyorlar. Luca, annesinin yanına koşuyor, telefonu alıyor. Patronun sesine karşılık veriyor:

— Babam cevap veremiyor. Yoğun bakımda.
— Hayat böyle, diyor Salvador.
— Hayat böyleyse, gel yüzüne bakarak işten çıkar. Eğer gerçekten insansan.

Salvador, telefonu kapatamıyor. O sırada kızı Ana, kapıda konuşmaları duyuyor. Ana, bir devlet okulunda öğretmen. Babasına dönüyor:

— Gerçekten bir adamı yoğun bakımda işten mi çıkardın?
— Sadece prosedür, diyor Salvador.
— Hayır, bu bir seçim. Yüzüne bakmadan işten çıkarmak bir seçim. “Hayat böyle” deme, “ben böyleyim” de.

Salvador, geçmişini hatırlıyor: Oğlunun futbol maçına gitmediği günü, iş için ailesini ikinci plana attığı anları. Ana devam ediyor:

— 13 yaşındaki bir çocuk, babasına senin yaptığını yapmazdı. Sen ise 60 yaşında hâlâ hesap tablosuna saklanıyorsun.

Salvador, ilk defa utanıyor. Ana ona, “Git, Miguel’in yüzüne bak ve kararını söyle,” diyor.

Salvador, hastaneye gidiyor. Koridorda Carla ve Luca ile karşılaşıyor. Luca, onu hemen tanıyor:
— Telefonda konuşan sendin, diyor.
Carla, kapıyı gösteriyor:
— Görmek istiyorsan, orada.
Salvador, yoğun bakıma giriyor. Miguel’in yatağında, makinelerin arasında, bir adamın hayatının ne kadar kırılgan olduğunu görüyor.
— Miguel, ben Salvador. Senin patronun. Bugün oğlun bana cevap verdi, çünkü sen cevap veremiyordun. Cesareti bana kendi korkaklığımı gösterdi.

Ziyaretin sonunda Salvador, Carla ve Luca’ya dönüyor:
— İşten çıkarma kararını iptal ediyorum. Miguel’in sözleşmesi devam edecek. Maaşı, sağlık güvencesi, hepsi.
— Ya babam iyileşmezse? diye soruyor Luca.
— O zaman da, size adil bir anlaşma, gerekirse emeklilik hakkı sağlayacağım. Sizi bir gecede sokakta bırakmayacağım.

Carla, gözyaşlarıyla teşekkür ediyor. Salvador, bir zarf uzatıyor:
— Bu, önümüzdeki ayların kirası için. Minnet değil, borç.
Luca, hâlâ şüpheli:
— Neden değiştin?
— Çünkü bugün, bir çocuğun sesi bana yılların öğretemediğini öğretti.

Salvador, şirkete dönüyor. Tüm işten çıkarmaları gözden geçiriyor. “Artık kimseyi telefonda işten çıkarmayacaksınız. Gözünün içine bakacaksınız,” diyor. Hasta, yaşlı, mağdur edilen herkese yeniden dosya açılıyor. Olinda, Alfredo gibi eski çalışanların hakları iade ediliyor.

Miguel, aylar sonra hastaneden çıkıyor. Artık kamyon kullanamıyor, ama şirkette yeni bir görev veriliyor: Gençlere güvenlik eğitimleri vermek, kendi hikayesini anlatmak.

Luca, şirkette bir teknoloji kursuna davet ediliyor. “Senin bir cümlen, bana yılların öğretemediği karakteri öğretti,” diyor Salvador.

Şirketin koridorlarında, bir cümle yankılanıyor:
“Babam şu an cevap veremiyor.”
Artık kimse birini, bir telefonla, bir rakamla işten çıkarmıyor. Çünkü her ismin arkasında bir ev, bir umut, bir hayat var.

Ve Luca’nın sesi, bir şirketin ve bir patronun vicdanını değiştirdi.

Bu hikaye sana dokunduysa, bir yorum, bir beğeni bırak. Çünkü bazen bir çocuğun sesi, bir milyonluk sessizliği yırtar.

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News