Babasının Katledilişine Tanık Olan Çocuk Acımasız Bir Vikinge Dönüşüyor

Kuzgun Kralın İntikamı

I. Yemin ve Kan

yüzyılın sonlarında, Kuzey Atlantik’in dondurucu sularından, Kral Orvandil ve kardeşi Fiolnir, zaferle tamamladıkları seferden geri döndüler. Sandıkları hazinelerle doluydu; şanları ise rüzgarla yayılan bir şarkı gibiydi. Orvandil, eşi Kraliçe Gudrun ve on iki yaşındaki oğlu Amlet’le kucaklaştı. Oğlu Amlet’e, öldürdüğü bir prensin boynundan aldığı, kutsal anlam taşıyan bir kolyeyi hediye etti. Fiolnir ise kendi oğlu Thor’u kucaklarken, soytarı Himir’in alaycı yorumları yüzünden keyfi kaçtı.

Ziyafetin ardından Orvandil, eşiyle baş başa kaldı. Gudrun, kocasının sefer sırasında aldığı yaralardan endişe ediyordu. Orvandil, karısının korkularını dindirmeye çalıştı, “Ölmedim Gudrun. Bir Viking, ancak savaşta onurla ölmeli,” dedi. Yine de, kötü bir şey olursa oğullarını geleceğe hazırlamaları gerektiğini kabul etti.

O gece, Orvandil, Amlet’i gizlice tapınağa götürdü. Himir’in yönettiği karmaşık törende Amlet, erkekliğe adım atacaktı. Baba ve oğul, içlerindeki vahşi kurt ruhuna odaklandı. Amlet, kabilesinin eski bilgeliğiyle kutsandı ve babasının bir düşman eliyle ölmesi durumunda, o düşmandan mutlak suretle intikam alacağına yemin etti. Himir’in verdiği halüsinasyon gördürücü içki, Amlet’in zihninde karmaşık imgeler yarattı. Babasının yarasına dokunduğunda, geçmişin ve geleceğin iç içe geçtiği, kanla yazılmış bir soy ağacını gördü.

Şafak sökerken tapınaktan dönerlerken, maskeli savaşçılar pusu kurarak saldırdı. Orvandil, Amlet’e son gücüyle kaçmasını emretti. Amlet bir kayanın arkasına saklandı ve babasının oklarla vurularak yere yığılmasını izledi. Saldırgan maskesini çıkardığında, Amlet’in dünyası buz kesti. Maskenin altındaki kişi, babasının kardeşi, amcası Fiolnir’di. Kralın kardeşi, tahtı ele geçirmek için Orvandil’i öldürmüştü.

Fiolnir, adamlarına Amlet’i bulmalarını emretti. Amlet ormana doğru kaçtı. Finner adlı bir savaşçı onu yakaladı, ancak küçük Amlet bıçağıyla adamın burnunu kesmeyi başardı ve kurtuldu. Geri döndüğünde, askerlerin hâlâ Orvandil’e sadık olanları katlettiğini ve Fiolnir’in Kraliçe Gudrun’u zorla ana eve götürdüğünü gördü.

Burnu kesik Finner, Fiolnir’e bir çocuğa yenildiğini itiraf edemedi. Bu yüzden Folnir’e, Amlet’in öldüğünü ve cesedinin denize atıldığını söyledi. Olanları uzaktan izleyen Amlet, sahile gitti. Tekne çaldı ve dondurucu suların üstünde intikam yemini etti: Bir gün babasının öcünü alacak, annesini kurtaracaktı.

II. Savaşçı ve Kâhin

Yıllar geçti. Artık yetişkin bir adam olan Amlet, prens hayatını geride bırakmıştı. Rus topraklarında bir Viking berserker kabilesiyle yaşıyor, acımasız bir savaşçı olmuştu. Kabile, köyleri yağmalıyor, askerleri öldürüyor, kadınları esir alıyor ve gençleri köle olarak satıyordu.

Gardariki köyüne yapılan kanlı bir baskının ardından Amlet, kutlamalardan uzaklaşıp yalnız kalmak istedi. Yolda, mistik bir aura yayan gizemli bir tapınak keşfetti. İçeride, kehanet gücüne sahip bir kadın oturuyordu. Kâhin kadın, ona yıllar önce ettiği intikam yeminini hatırlattı. Kehanetine göre Amlet, intikamında başarıya ulaşacaktı; ancak bunun için kuzeye, Fiolnir’in yaşadığı İzlanda’ya gitmeliydi. Ayrıca, öfkesine denk olan “Kader Kılıcı”nı bulmak için bir dişi tilkinin izini takip etmesi gerekiyordu. Kâhin, bu yardımı sadece kaderinin bir bakire kral ile kesiştiği için yaptığını belirtip kayboldu.

Ertesi sabah, Amlet ele geçirilen kölelerin İzlanda’ya, Fiolnir’in çiftliğine gönderileceğini öğrendi. Bu fırsatı değerlendirmek için hemen harekete geçti. Amcası hakkında bilgi topladığında, Fiolnir’in Norveç Kralı tarafından krallığı elinden alındıktan sonra ailesiyle birlikte uzak bir yere kaçtığını öğrendi. Yani kardeşini boşuna öldürmüştü.

O anda Amlet bir kuzgun gördü. Babasının bir zamanlar “Kuzgun Kral” olarak anıldığını hatırlayınca, bunu tanrılardan gelen bir işaret saydı. Hemen planını yaptı: Saçlarını kesti, kolyeyi sakladı, bir cesetten kıyafet çaldı ve köle damgasını kendi göğsüne dağlayarak köle gemisine gizlice bindi.

III. Maske ve Kılıç

Gemide, Olga adında, kendini bir büyücü olarak tanıtan bir kadınla tanıştı. Olga, Amlet’in aslında kuzeyli olduğunu fark etti ama ona kötü davranmadı. Geceleri Amlet, geçmişin, geleceğin ve Olga’nın görüntüleriyle dolu kabuslar görüyordu; Olga her seferinde onu teselli etti.

Büyük bir fırtınaya yakalansalar da sonunda İzlanda’ya ulaşmayı başardılar. Kıyıya vardıklarında, burnu kesik Finner onları karşıladı. Köleleri zincire vurup Fiolnir’in çiftliğine götürdü.

Fiolnir yaşlanmıştı. Yanında büyümüş oğlu Thor ve küçükoğlu Gunner vardı. Yeni kölelere baktığında, zayıf olduklarını düşünerek hepsini geri göndermek istedi. Amlet hemen yanındaki bir adamı yere sererek gücünü kanıtladı ve sahte bir isim kullandı. Fiolnir, onun kuvvetinden etkilendi ve onu çiftlikte tuttu. Tarlalar için iki adam, eşi için birkaç hizmetçi seçti. Olga, özellikle dikkatini çekmişti.

Çiftlikteki ilk gecesinde Amlet gizlice dışarı çıktı ve bir bıçak çalmaya çalıştı. Ancak tarlada bir dişi tilki gördü. Bu, kâhinin sözlerinin doğruluğunun ilk işaretidir. Ertesi gün Amlet köle rolünü sürdürdü. Bu sayede Fiolnir’in evine girip gerçeği öğrendi: Annesi Gudrun hâlâ hayattaydı, üstelik artık Fiolnir’in karısı olmuş ve ondan bir oğlu, Gunner’ı doğurmuştu.

Kısa süre sonra Olga gizlice Amlet’in yanına geldi. Ondan bilgi alıp almadığını sordu. Ancak askerler onları fark etti ve Olga’yı oradan uzaklaştırdı.

Gece olunca Amlet, dişi tilkinin izini takip ederek bir mağaraya girdi. İçeride bir büyücü vardı. Büyücü onu tanır ve Fiolnir’in öldürdüğü soytarı Himir’in kesik başını gösterir. Büyücü, Himir’in ruhunu çağırmak için ayin yaptı. Kafa, Amlet’in zihnine konuşarak ona efsanevi Drauger Kılıcı’nın hikayesini anlattı. Bu kılıç yalnızca geceleri kullanılabilirdi. Onu bulmak için Amlet’in tümülüs sakini denen eski sahibini bulması ve ay ışığına güvenmesi gerekiyordu. Büyücü ayrıca ona bir kehanet daha söyledi: Bir gün akrabasına merhamet ile düşmanına nefret arasında seçim yapacaktı.

Amlet, kehaneti aklında tutarak tümülüse girdi. Kucağında kılıçla oturan bir ceset buldu. Kılıcı almaya çalıştığında ceset canlandı ve saldırdı. Amlet, eline ne geçerse onunla savunma yaparken, o anda ay ışığı içeri süzüldü. Büyücünün sözlerini hatırlayıp cesedi ışığın altına itti. Ceset dondu ve Amlet onu öldürdü. Kılıcı sorunsuzca aldı ve çiftliğe geri döndü.

IV. İhanet ve Plan

O günlerde Fiolnir, ailesiyle ve bazı kölelerle birlikte şefin köyüne gitti. Burada, ölümüne oynanan geleneksel bir oyun düzenlendi. İki takımdan beşer kişi, topu kapıp gol atmaya çalışıyordu; ancak öldürmek serbestti. Fiolnir, kendi takımı için Amlet’i seçti. Amlet, kendisini vahşi bir mücadelede buldu. Birçok oyuncu öldü.

Sonunda sahada yalnızca Amlet ve dev bir rakip kaldığında, Fiolnir’in takımı yenilmek üzereydi. Küçük Gunner dayanamayıp topa koştu fakat karşı takımın oyuncusu ona saldırdı. Gunner yere düştü ve bilincini kaybetti. Tam öldürülecekken Amlet araya girdi, rakibini öldürdü ve çocuğu kurtardı.

Kutlamalarda Thor, Amlet’in yanına geldi. Cesareti ve sadakati için onu övdü ve artık daha az çalışacağını, kölelere komuta edeceğini ve kendine bir kadın seçebileceğini söyledi. Thor, babasının Olga’dan vazgeçtiğini, isterse onu alabileceğini söyledi. Amlet tereddüt etmeden Olga’yı buldu. Onu ormandaki gizli bir yere götürdü ve birlikte oldular. Olga, doğa ruhu, Toprak Ana ile iletişime geçti, koruma diledi. Ardından ormanda, intikam planları için kullanacakları özel bir mantar türü buldular.

Ertesi gece Amlet saldırıya geçti. Thor’un iki adamına pusu kurdu ve onları vahşice öldürdü. Cesetleri parçalayıp korkunç bir sembol haline getirdi ve sabah bulunmaları için ortalığa bıraktı. Sabah olduğunda çiftlikte panik yaşandı. Thor bunun Hristiyan kölelerin işi olduğunu sanıp intikam yemini etti. Fiolnir ise emin değildi. Çiftliğin kâhini cesetleri inceledi ve bu yaraların bu dünyadan olmadığını, yapanın tekrar saldıracağını söyledi.

Bir sonraki gece, kâhin tanrılara kurban sunmak için genç bir kızı hazırlarken, Amlet çevredeki hayvanları kışkırttı. Gürültü Fiolnir’in köpeğini çileden çıkardı. Hayvan efendisine saldırdı. Fiolnir kendini savunmak zorunda kaldı ve köpeğini öldürdü. Herkes kaosa odaklanmışken Amlet gizlice tapınağa girdi. Kurban edilecek kızı kurtardı, kâhini bağladı ve rahibi öldürdü.

Ertesi gün Amlet, mantarları gizlice çorbaya karıştırdı. Akşam olunca Fiolnir’in adamları halüsinasyonlar görmeye başladı. Kimi birbirine, kimi kendine saldırdı. Amlet, şafakta buluşmak üzere Olga ile sözleşti ve ana eve gizlice girip annesinin karşısına çıktı. Kim olduğunu açıkladı.

V. Gerçek ve Son Karar

Gudrun önce onu canlı gördüğü için sevindi. Ardından Amlet’in inandığı her şeyi yıkan gerçeği söyledi. Gudrun kurtarılmak istemiyordu. Orvandil, oğluna hep büyük bir aşk hikayesi anlatmıştı ama Gudrun o zamanlar bir köleydi; Kral onu zorla almıştı. Onu hiçbir zaman sevmemiş, ölümüne üzülmemişti. Hatta Fiolnir’den onu öldürmesini isteyen de kendisiydi. O günkü çığlıklar yardım değil, mutluluk sesleriydi; çünkü sonunda gerçekten sevdiği adamla, Fiolnir’le olmuştu.

Amlet duydukları karşısında annesini bile öldürmeyi düşündü. Ancak Gudrun, ona annesini ve kardeşini seven biri olduğunu hatırlattı. Eğer Fiolnir ve Thor’u öldürürse onu kral olarak kabul edeceğini, birlikte hükmedebileceklerini söyledi. Ardından oğlunu öperek baştan çıkarmaya çalıştı. Amlet buna karşı koydu. Onu orada bıraktı ve Thor’un odasına gidip onu öldürdü.

Sonra Olga ile buluştu ve kimliğinin açığa çıktığını, artık köle rolünü sürdüremeyeceğini söyledi. Artık dağlara çekilip ertesi gün planlarının son kısmını tamamlayacaklardı.

Sabah Fiolnir, Thor’un kalbi sökülmüş cesedini buldu ve çılgına döndü. Gudrun hemen suçlunun Amlet olduğunu söyledi. Fiolnir, köleleri birer birer öldürerek itiraf almaya karar verdi. Ancak Olga’yı öldürmek üzereyken Amlet ortaya çıktı. Gerçek adını söyledi ve elindeki kalbi gösterdi. Bu, Thor’un kalbiydi. Fiolnir, adamlarına Amlet’in peşine düşmelerini emretti. Amlet savaşarak onları oyalarken Olga’nın kaçmasını sağladı ve sonunda yakalanmasına izin verdi.

Zafer kazandığını sanan Fiolnir, kalbi geri aldı. Ancak Amlet bunun köpeğin kalbi olduğunu söyleyerek güldü. Öfkeden deliye dönen Fiolnir onu ahıra astırdı ve dövdürdü. Thor’un kalbinin yerini öğrenmek istiyordu ama Amlet konuşmadı. Fiolnir, oğlunun cenazesi için ayrılmak zorunda kaldı ve döndüğünde işi bitireceğini söyledi. Adamlarından biri yerde kılıcı buldu. Kınından çıkmadığını görünce önemsemeyip yere attı.

Herkes gidince bir grup kuzgun ahırın etrafında toplandı. Karanlık pelerinli bir figür geldi ve Amlet’in zincirlerini çözdü. Amlet kendini bir valkürün sürdüğü atın üstünde buldu. Valhalla’ya götürülmekteydi.

Bir anda gözlerini açtı. Onu kurtaran Olga’ydı. Kadının geri dönmesi, kaderin işareti gibiydi. Bu olay Amlet’e yeniden yaşama gücü verdi. Artık birlikte kaçacaklardı. Amlet’in Orkney’de akrabaları vardı. Oraya ulaşabilirlerse kurtulacaklardı.

Bir gün süren yolculuğun ardından bir gemi buldular ve kabul edildiler. Yol boyunca Amlet, Olga’nın boynundaki yara izini fark etti. Bu iz Fiolnir’in bıçağındandı. Kadını teselli etmek için yarasını öptü. O anda zihninde soy ağacı yeniden belirdi. Bu vizyonla Olga’nın hamile olduğunu ve ikiz beklediğini öğrendi. Kehanette geçen “Bakire Kral” o çocuklardan biriydi.

Bu haber güzel olsa da Amlet’in içinde korku vardı. Fiolnir yaşadıkça çocukları güvende olmayacaktı. Kâhinin söylediği sözü hatırladı: “Akrabana merhametle düşmanına nefret arasında seçim yapacaksın.” Amlet kararını verdi. İkisini de seçecekti. Çocuklarını korumak için Fiolnir’i öldürmeye kararlıydı. Olga’ya veda etti. Gemiden atlayarak geri döndü. Olga rüzgar ruhlarına dua etti.

VI. Cehennemin Kapısı

Gece olunca Amlet çiftliğe girdi. Savaşçıları tek tek öldürdü. Burnu kesik Finner’ı buldu ve onu acı çektirerek öldürdü. Ardından tüm kadınları zincirlerinden kurtardı. Ana eve girdiğinde, elinde kılıçla onu bekleyen Gudrun’la karşılaştı. Amlet kılıcı tek hamlede kalbine sapladı ve onu öldürdü. Tam o anda Gunner ortaya çıktı. Amlet’in sırtına atladı ve onu birkaç kez bıçakladı. Fakat Amlet toparlandı. Çocuğu üzerinden attı ve öldürdü.

Bir süre sonra Fiolnir geldi. Karısının ve oğlunun cesetlerini kucaklayıp Amlet’e baktı: “Cehennemin kapısında buluşalım!” Yanardağ Hekla’nın kraterinde son bir düello için.

Ağır yaralı olan Amlet, kölelerin çiftliği ateşe verdiğini izledi. Ardından kendini Hekla’nın tepesine doğru sürükledi.

Sonunda Fiolnir’le kraterin kenarında karşılaştılar. Lavların alev gibi parladığı arenada, iki savaşçı kılıçlarını çekti. Dövüş başta dengeliydi ama Amlet zayıf düşmüştü. Fiolnir üstünlüğü ele geçirdi. Tam her şey bitecek gibi olurken Amlet öfkesinden güç aldı. Birkaç hamle daha yapıldı ve sonunda ikisi de ölümcül darbeler aldı.

Amlet yere düşerken, son kez Olga’yı ve karnındaki ikizlerini gördü. Ardından bir valkür belirdi ve gökyüzüne doğru, Valhalla’nın kapılarından geçerek Amlet’in ruhunu sonsuzluğa taşıdı.