“Beni Satın Alabilir Misiniz? Babam Beni Satmak İstiyor” – 9 Yaşındaki Çocuk Ağladı, O An…

Satılamayan Çocuk
Kaya Dibi’nin tozlu sokaklarında çıplak ayaklarıyla yürüyen Demir, babasının onu satmak istediğini öğrendiğinde dünyası kararmıştı. 9 yaşında, küçük ve kaslı bir çocuktu; Anadolu’nun güneşiyle esmerleşmiş, elleri işin ağırlığını erken öğrenmişti. Meyhanenin kirli camına burnunu dayayarak babası Hayri ile Reis Davut’un konuşmasını dinledi. 3.000 kuruş gümüş borcu olan Hayri, oğlunu Hacı Mustafa’ya satmaya razı edilmek isteniyordu. Demir, babasının ona bir evlat gibi değil, çözülecek bir sorun gibi bakacağını biliyordu. Güneş batarken kararını verdi: Satılmayı beklemeyecekti.
Gece, annesinden kalan bir madalyon ve birkaç parça eşya ile yola çıktı. Kuzeye, annesinin koruyucu ruhların yaşadığını anlattığı kayalıklara doğru yürüdü. Yol boyunca susuzluk ve yorgunlukla mücadele etti, sonunda sıcak kumlara yığıldı. Tam bilincini kaybederken bir yörük olan Ataman onu buldu. Ataman, Demir’in hikayesini dinlediğinde kendi yalnızlığını gördü ve çocuğa sahip çıktı: “Senin fiyatın yok. Çünkü sen satılamazsın.”
Ataman, Demir’i sığınağına götürdü; ona şifalı bitkilerle bakım yaptı, yanında uyudu. Demir ilk kez korunduğunu hissetti. Fakat tehlike peşlerindeydi. Hacı Mustafa’nın adamları Demir’i arıyordu, Hayri de peşlerine düşmüştü. Ataman ve Demir, kuzeye daha tehlikeli topraklara gitmeye karar verdiler. Bir gece fırtınasında, şifacı Sevda’nın kulübesine sığındılar. Sevda, geçmişte bir kardeşini kaybetmişti; şimdi Demir’e yardım etmekte kararlıydı. Üçü birlikte yola devam ettiler, artık bir aile oldular.
Yörük yerleşimine vardıklarında köyün askerler tarafından harabeye çevrildiğini gördüler. Yaşlı Yaşar Dede’den Demir’in gerçek mirasçı olduğunu, annesinin gizlice evlendiğini ve toprakların yasal sahibi olduğunu öğrendiler. Belgeler terk edilmiş türbede saklıydı. Türbeye ulaştıklarında Hacı Mustafa ve adamları da oradaydı. Demir, annesinden kalan madalyonu gösterdi; Mustafa’nın açgözlülüğü ortaya çıktı. Tam o anda İmam Nuri ve köylüler yardıma geldi. Mustafa, belgeler ve tanıklarla suçüstü yakalandı.
Hayri, yıllar sonra Demir’den özür diledi; gerçek babası olmadığını itiraf etti. Mustafa, Ataman tarafından etkisiz hale getirildi ve adalete teslim edildi. Demir, topraklarının yasal varisi oldu. Sevda, Ataman ve Hayri ona gerçek bir aile oldular. Demir, “Bu kadar toprakla ne yapacağım?” diye sorduğunda Sevda, “Onları bizim gibiler için barışla yaşayabileceğin bir yere dönüştüreceksin,” dedi.
Aylar sonra, Demir’in vadisinde, karışık çiftçilerin, yörüklerin ve ailesiz çocukların yaşadığı bir topluluk kuruldu. Demir büyüdü, sevdaya bahçede yardım etti, Ataman’dan ata binmeyi öğrendi. Her gece, ait olmanın ve sevginin değerini taşlarla işaretledi. Bir gece yıldızlara bakarken yine sordu: “Benim için ne kadar öderdi?” Ataman cevap vermedi, sadece onu kollarına aldı ve sıkıca sarıldı. Demir sonunda cevabını buldu: Satılamayan şeyler vardı; sevgi ve ait olma bunlardandı.
SON