ASLA TAMİR EDEMEZSİN” – ONU KADIN VE TAMİRCİ DİYE ALAYA ALDILAR… MOTOR KÜKREYİNCE HERKES ŞAŞTI
İstanbul’un eski sanayi bölgesindeki dar sokaklarda, Yılmaz Otomotiv yazılı küçük bir tamirhane bulunuyordu. Dükkanın sahibi Ahmet Usta, yıllardır bu sokakta arabaları tamir ediyor ve oğlu Zeynep’e mesleği öğretiyordu. Ancak Zeynep, Ahmet Usta’nın kızıydı ve çocukluğundan beri babasının yanında çalışıyordu. Okul çıkışlarında tamirhaneye koşan Zeynep, arabaların altına girip çıkarak ve babasının ustalığını izleyerek bu mesleği öğrenmişti. Üniversitede makine mühendisliği okurken bile hafta sonları dükkana geliyordu.
Zeynep, diplomasını aldıktan sonra büyük şirketlerden gelen teklifleri geri çevirip babasının yanında çalışmaya karar verdiğinde, mahalleli şaşırmıştı. “Kız çocuğu tamirci mi olurmuş?” diye fısıldayanlar oluyordu. Zeynep, bu sözlere kulak tıkayıp işine devam ediyordu. O sabah dükkanın önünde siyah bir Range Rover durdu. Araçtan inen uzun boylu, takım elbiseli adam Kemal Arıkan’dı. Şehrin en zengin iş adamlarından biri olan Kemal, klasik araba koleksiyoneri olarak tanınmaktaydı.
Kemal, Zeynep’i görmezden gelerek “Tamirci nerede?” diye sordu. Zeynep, “Benim işim seninle değil, usta benim,” diyerek karşılık verdi. Kemal, “Ustanı çağır, kızım,” dedi. Zeynep, “Babam hastanede. Şimdilik burayı ben yönetiyorum. Sorununuz nedir?” diye yanıtladı. Kemal, klasik Mustang’inin motorunda sorun olduğunu ve diğer tamircilerin çözemediğini söyledi. Zeynep, “O arabaya erkek eli değmeli,” diyerek Kemal’in ön yargısını sezdi.
Zeynep, “Arabayı getirin bir bakayım. Çözemediğim bir sorun olursa para almam,” dedi. Kemal, “Yarın sabah getireceğim ama şimdiden söyleyeyim, o motoru asla tamir edemezsin. Senin gibi bir kız için fazla karmaşık,” diye ekledi. Zeynep, bu sözlere gülümseyerek, “Yarın görüşürüz Kemal Bey,” dedi. Kemal giderken Zeynep, derin bir nefes aldı. Babasının hastanede olması onu endişelendiriyordu ama bu işin dönüm noktası olabileceğini düşündü.
Ertesi sabah, Kemal’in getirdiği 1967 model kırmızı Mustang, tamirhanenin önünde durduğunda diğer tamirciler dışarı çıkıp bakmaya geldiler. Zeynep, motoru dinleyerek sorunu bulmaya çalıştı. “Ne kadar zamandır bu sorun var?” diye sordu. Kemal, “Yaklaşık bir ay,” dedi. Zeynep, motoru inceledi ve “Bana üç gün verin,” dedi. Kemal, “Üç tamirci bulamadı. Sen mi bulacaksın?” diye şüpheyle sordu. Zeynep kararlılıkla, “Evet, bulamazsam tek kuruş almam,” dedi.
Zeynep, gece geç saatlere kadar çalışarak 1967 Mustang’in teknik çizimlerini buldu ve motorun her detayını inceledi. İkinci gün, motorun derinliklerinde küçük bir çatlak buldu. Diğer tamircilerin kaçırdığı bu çatlak, motor yağının sızmasına neden oluyordu. Zeynep, Ankara’daki arkadaşı Elif’i arayarak acil bir parça istedi. Elif, parçayı bulabileceğini söyledi.
Zeynep, parçayı aldıktan sonra hemen tamir işlemine başladı. Motoru birleştirip çalıştırdığında, Kemal’in yüzündeki şaşkınlık hayranlığa dönüştü. “Nasıl yaptın bunu?” diye sordu. Zeynep, “Motorun derinliklerinde bir çatlak vardı. Yağ basıncı düşüyordu,” dedi. Kemal, Zeynep’in yeteneğine hayran kaldı ve ona çok iyi bir ücret ödedi.
Zeynep, babasına Mustang hikayesini anlattığında Ahmet Usta gururla parladı. O gün birlikte çalışarak müşterilere hizmet verdiler. Zeynep’in başarısı, mahallede hızla yayıldı. Bir gün, ünlü bir otomobil dergisinin muhabiri Zeynep’in hikayesini duyarak röportaj yapmak istedi. Zeynep, kadın olmanın sektördeki zorluklarını dile getirdi ve “Sadece dinliyorum,” dedi.
Dergi yayınlandığında, Zeynep’in hikayesi kapak oldu. “Motorların prensesi” olarak anıldı. İşleri yoğunlaştı ve birçok müşteri sıraya girdi. Zeynep, bir gün televizyon programı yapımcısından yarışmaya katılmasını isteyen bir teklif aldı. Ancak Zeynep, “Ben sadece işimi yapıyorum,” diyerek teklifi geri çevirdi.
Zeynep, Mustafa Kahraman’dan gelen özel daveti kabul ettiğinde hayatı değişti. 1955 model Mercedes-Benz 300 SL Gulwing’in tamirini üstlendi. Sorunun debriyaj sisteminde olduğunu buldu ve aracı başarıyla tamir etti. Mustafa Bey, Zeynep’in yeteneğini takdir etti ve ona garajındaki diğer araçlar için de bakım yapmasını istedi.
Zeynep, artık sadece babasının dükkanında değil, Mustafa Bey’in garajında da çalışıyordu. Bir gün, büyük bir klasik otomobil sergisi düzenlendi ve Zeynep, etkinlikte yer aldı. Mustafa Bey, Zeynep’in başarısını kutlayarak, genç kadınlara otomotiv eğitimi verecek bir vakıf kuracaklarını duyurdu. Zeynep, bu fırsatla sadece motorları değil, kalıpları da kırdığını anladı. Artık insanlar onu cinsiyetiyle değil, yaptığı işle tanıyordu ve bu en büyük zaferiydi.