“BANA BIR ÇOCUK VER, SERVETIMI SANA VERECEĞIM” DEDI MILYONER TEMIZLIKÇIYE

“BANA BIR ÇOCUK VER, SERVETIMI SANA VERECEĞIM” DEDI MILYONER TEMIZLIKÇIYE

İstanbul’un kalbinde, İstiklal Caddesi üzerindeki yüksek bir ticari binanın en üst katında, Yasemin Altun yıllardır temizlikçi olarak çalışıyordu. 32 yaşındaki Yasemin, üç yıldır bu binada sessizce, kimsenin dikkatini çekmeden işini yapar, erken gelir, işini bitirir ve giderdi. Koridorlarda aceleyle geçen yöneticilerin gözünde görünmez biri gibiydi. Hayatını küçük dairesinde, ailesine yardım ederek ve hayallerinden vazgeçerek geçirmişti.

Ancak o gün, hayatını sonsuza dek değiştirecek bir cümleyi duyduğunda elindeki su kovasını neredeyse düşürecekti. Hakan Demirtaş, Türkiye’nin en büyük ithalat ve ihracat şirketlerinden birinin sahibi, 42 yaşında, omuzlarında büyük bir sorumluluk taşıyan, yorgun ama nazik bir adamdı. Yasemin’in çalıştığı ofisteki varlığını her zaman kibar bir baş selamıyla karşılayan Hakan, o akşam derin düşüncelere dalmış, boğaza bakan pencereden dışarıyı seyrediyordu.

Yasemin, rafları temizlerken Hakan’ın onu çağırdığını duydu: “Yasemin, kişisel bir soru sorabilir miyim?” Bu soru, Yasemin’i hazırlıksız yakaladı. “Çocukların var mı?” Hakan’ın sorusu üzerine Yasemin, “Hayır efendim, yok.” diye yanıtladı. Hakan, koltuğunu çevirip ona daha önce hiç görmediği bir yoğunlukla baktı ve “Peki ister miydin?” diye sordu.

BANA BIR ÇOCUK VER, SERVETIMI SANA VERECEĞIM" DEDI MILYONER TEMIZLIKÇIYE -  YouTube

Yasemin’in elleri terlemeye başladı. Neden böylesine zengin bir adam ona böyle sorular soruyordu? Hakan, “Ben hep anne olmayı hayal ettim ama hayat koşulları izin vermedi.” diyerek içtenlikle devam etti. “Şirketim milyonlarca lira değerinde ama bırakacak bir varisim yok. Hiç evlenmedim, çocuğum olmadı. 42 yaşındayım ve zamanın geçtiğini biliyorum. Sana bir çocuk verirsen, servetimi sana bırakacağım. Kendi evin olacak, çocuğunun eğitimi garanti altında olacak, çalışmak istemezsen çalışmana gerek kalmayacak.”

Yasemin, bu teklifi duyduğunda sarsıldı. Bu gerçek olamazdı. Hakan, “Dürüst bir kadınsın, üç yıldır seni izledim. İnsanlara nasıl davrandığını gördüm. Çocuğumun böyle karakterli bir anneye sahip olmasını istiyorum.” dedi. “Şimdi cevap vermene gerek yok, düşün. Ama kabul edersen sadece senin hayatını değil, benim de paramın satın alamayacağı bir şeyi değiştirmiş olursun.”

Yasemin, o gece küçük dairesinde uyuyamadı. Hayatını düşündü; mimarlık okuma hayali, terk edilen aşkı ve şimdi karşısındaki bu inanılmaz teklif… Ertesi hafta, kararını verdi ve Hakan’ı aradı. “Teklifinizi kabul ediyorum.” dedi.

O günden sonra Hakan sözünü tuttu. Yasemin Beşiktaş’ta deniz manzaralı geniş bir daireye taşındı, artık temizlikçi olarak çalışmasına gerek kalmadı. Hamile olduğu tıbbi testlerle doğrulandı. Ancak aralarındaki ilişki sadece ticari bir anlaşmadan çok daha fazlasına dönüştü. Hakan, her gün Yasemin’i arıyor, doktor ziyaretlerine eşlik ediyor, sık sık onu ziyaret ediyordu.

Bir gün, Hakan Yasemin’in kapısını çaldığında, elinde bebekle ilgili kitaplar, vitaminler ve küçük sarı bir tulum vardı. “Bunları yapmana gerek yok.” dedi Yasemin. Hakan ise, “Anlaşmayı unut,” diyerek sözünü kesti ve yüzünde farklı bir ciddiyetle, “Sana bir şey söylemem gerek.” dedi.

BANA BIR ÇOCUK VER, SERVETIMI SANA VERECEĞIM" DEDI MILYONER TEMIZLIKÇIYE -  YouTube

Hakan, geçmişte yaptığı büyük bir hatadan bahsetti. 15 yıl önce Elif adında bir kadınla çıkıyordu. Elif hamile kaldığında, Hakan hazır değildi ve Elif’ten bebeği aldırmasını istedi. Sonra Elif ortadan kayboldu ve yıllar sonra bebeği kaybettiğini öğrendi. Hakan, o zamandan beri bu suçluluk duygusunu taşıyordu. “Sana bu teklifi yaptığımda sadece bir varis istediğimi sanıyordum, ama aslında geçmişteki hatamı düzeltmeye çalışıyorum. 15 yıl önce olamadığım baba olma şansını istiyorum.” dedi.

Yasemin, Hakan’ın itirafı karşısında duygulandı ve “Ben de sana karşı bir şeyler hissediyorum.” dedi. Ama gerçek aşk olup olmadığını sorguladı. Hakan, “Bunu kanıtlamam gerekmez belki de. Belki zamana bırakmalıyız.” dedi.

Aylar sonra Elif geri döndü. Hakan’a tekrar denemek istediğini söyledi. Yasemin bu haberi duyduğunda kalbi kırıldı. Ancak Hakan, “15 yıl boyunca Elif’i idealize ettim. Ama dün onu gördüğümde anladım ki, anıya aşıktım, gerçek insana değil. Seni seviyorum, bu suçluluk ya da idealizasyon değil, gerçek aşk.” diye yanıtladı.

O gece uzun uzun konuştular. Geçmişteki korkularını ve güvensizliklerini paylaştılar. İstanbul güneş doğarken, artık sadece bir anlaşma değil, gerçek bir aşk için aile kurmaya karar verdiler.

İki ay sonra Kerem doğdu. Hakan, oğlunu ilk kez kucağına aldığında gözyaşlarına hakim olamadı. Yasemin ise, aralarındaki sevgiye güveniyordu. Kerem’in doğumundan altı ay sonra Hakan, Yasemin’e evlenme teklif etti. Bu kez zorunluluktan değil, gerçek bir aşktan dolayı.

Düğün, Yasemin’in büyüdüğü mahallede küçük bir camide sade bir törenle yapıldı. Hakan, Yasemin’e daha önce hiç görmediği bir gülümsemeyle bakıyordu. Suçluluk ve korkudan arınmış, sadece sevgi ve umutla dolu bir gülümsemeydi bu.

Yıllar sonra, nasıl tanıştıklarını anlattıklarında Hakan hep “Dünyanın en tuhaf teklifini yaptım ona.” derdi. Yasemin ise, “Hayatımda aldığım en iyi karardı.” diye cevap verirdi. Ne zenginliği, ne maddi güvenliği için değil; parayla satın alınamayacak gerçek aşktan inşa edilmiş bir aile kurdukları için.

 

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News