“Bana Yemek Ver, Oğlunu İyileştireyim!”

“Bana Yemek Ver, Oğlunu İyileştireyim!”

İstanbul’un en lüks restoranlarından birinde, iş dünyasının efsanesi Kerem Adalı, dokuz yaşındaki oğlu Eren’le öğle yemeği yiyordu. Eren, beş yıl önce geçirdiği bir kazadan beri tekerlekli sandalyeye mahkûmdu. Kerem, oğlunun iyileşmesi için servetini harcamış, dünyanın en iyi doktorlarını getirmişti ama hiçbir tedavi işe yaramamıştı. Eren’in bacakları hâlâ hareketsizdi, umutlar tükenmişti.

Kerem iş görüşmesi yaparken Eren sessizce su istedi. Tam o anda, restorana eski püskü kıyafetler içinde, yalınayak bir kız çocuğu girdi. Müşteriler şaşkınlıkla ona bakarken, kız doğrudan Kerem ve Eren’in masasına yöneldi. Kerem öfkeyle, “Burada ne arıyorsun? Çık dışarı!” diye bağırdı. Kız ise gözünü Eren’den ayırmadan sakin bir şekilde, “Bana yemek ver, oğlunu iyileştireyim,” dedi.

BANA YEMEK VER, OĞLUNU İYİLEŞTİREYİM! - MİLYONER ALAY ETTİ... AMA İMKANSIZ  OLAN OLDU! - YouTube

Kerem bu sözlere kahkahalarla güldü, kızla alay etti. “Sen kimsin de dünyanın en iyi doktorlarının yapamadığını yapacaksın?” dedi. Fakat Eren, kızın gözlerinde tuhaf bir güven gördü. Çocuk, “Belki denemeliyiz baba,” diye fısıldadı. Kerem ise garsonlara kızı dışarı çıkarmalarını emretti. Ancak kız, son bir hamleyle Eren’in bacaklarına dokundu. Sihirli bir şey yoktu; sadece küçük, kirli ellerin saf dokunuşu.

O anda Eren’in yüzü değişti. Gözleri büyüdü, dudakları titredi. “Baba, bacaklarım sıcak. Bir şeyler hissediyorum,” dedi fısıltıyla. Kerem’in kahkahası kesildi. Restorandaki herkes şok içinde bu anı izliyordu. Eren büyük bir çabayla ayak parmaklarını oynattı. Kerem’in yüzü kireç gibi oldu; beş yıllık kibri ve çaresizliği bir anda eridi.

Kız, garsonların şaşkınlığından faydalanıp hızla restorandan çıktı ve İstanbul’un kalabalık sokaklarında kayboldu. Kerem paniğe kapıldı, kızı bulmak için garsonları ve güvenliği seferber etti. “O kızı bulun, büyük ödül var!” diye bağırdı. O gece Kerem uyuyamadı; hayatında ilk kez tüm gücüne rağmen çaresiz hissediyordu.

BANA YEMEK VER, ÇOCUĞUNU İYİLEŞTİREYİM!” MİLYONER İNANMADI AMA SONRA DONUP  KALDI! - YouTube

Ertesi gün, doktor Eren’i muayene etti ve bacaklarında sinirsel aktivite başladığını söyledi. Bilimsel olarak açıklanamayan bu mucize, Kerem’in iç dünyasını alt üst etti. Kerem, tüm İstanbul’u Defne adındaki küçük kızı bulmak için seferber etti. Gazetelerde, televizyonlarda kızın fotoğrafı yayımlandı, büyük bir ödül vadedildi.

Bir hafta sonra, Kerem kızın izini buldu. Defne, annesi Zeynep ile birlikte Balat’ın eski bir evinde yaşıyordu. Kerem, Zeynep’in yıllar önce kendi şirketinde çalışan ve hamile olduğu için işten çıkardığı mimar olduğunu hatırladı. Zeynep, Kerem’in kararları yüzünden sokakta kaldığını ve Defne’yi bir barınakta doğurduğunu anlattı. Kerem utanç içinde özür diledi.

Defne, Eren’e tekrar yardım etti. Eren, ayakta durmayı başardı ve yürümeye başladı. Kerem, Defne’ye ve Zeynep’e minnettarlık duydu; Zeynep’e işini geri verdi, Defne’ye iyi bir eğitim sağladı. Şirketinde büyük değişiklikler yaptı, sosyal sorumluluk projeleri başlattı. Kerem, sadece oğlunun değil, kendi ruhunun da iyileştiğini hissetti.

Birkaç ay sonra, Kerem’in hayatı tamamen değişmişti. Oğlu sağlığına kavuşmuş, Zeynep ve Defne yeni bir hayata başlamıştı. Kerem, artık servetini iyilik için kullanıyor, insanların hayatına dokunuyordu. Defne’nin küçük ellerinin dokunuşu sadece Eren’i değil, Kerem’in kalbini de iyileştirmişti.

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News