Büyükler Gece Yarısı Oğullarının Evinden Kaçtı: Gelinin Korkunç Planını Duyunca

Büyükler Gece Yarısı Oğullarının Evinden Kaçtı: Gelinin Korkunç Planını Duyunca

Tahsin Bey ve eşi Nurten Hanım, oğulları Selçuk’un evinde yaşarken, son aylarda üzerlerine çöken bir huzursuzluk vardı. Gelinleri Melike, onlara karşı gittikçe daha soğuk ve mesafeli davranıyor, küçümseyici sözlerle yaşlı çiftin özgüvenini kırıyordu. Evdeki her gün, Melike’nin ince ama etkili hakaretleriyle daha da çekilmez hale gelmişti. Oğulları ise çoğu zaman işte olur, evdeki gerilimi görmezden gelirdi.

Bir gece, Tahsin Bey ve Nurten Hanım, Melike’nin telefonda birisiyle konuşmasına kulak misafiri oldular. Melike, onları huzurevine göndermekten bahsetmiyor, daha da ileri giderek yaşlı çiftin “bu dünyadan ayrılmasını hızlandıracak” bir planı tartışıyordu. Şok içinde birbirlerine baktılar. Kendi evlerinde, oğullarının yanında, böylesine bir tehlike altında olduklarını hiç düşünmemişlerdi.

MİLYONER HABERSİZ GELİNCE, FELÇLİ OĞLUNUN EVİN İÇİNDE SÜRÜNDÜĞÜNÜ GÖRÜNCE  DONUP KALDI... - YouTube

Sabah olduğunda Nurten Hanım mutfakta çay demlerken elleri titriyordu. Torunu Taner ona sarılarak destek olmaya çalıştı. Fakat Melike, Taner’i hemen susturdu, büyükannesinin “zihinsel kapasitesini” sorgulayan cümleler kurdu. Her şey, yaşlıları evde bir yük gibi göstermek için planlanmıştı.

O gün, Tahsin Bey ve Nurten Hanım, Melike’nin odasında sakladığı bir ilaç kutusunu buldular. Kutuda, aşırı uyku hali ve kalp sorunlarına yol açabilecek ilaçlar ve Melike’nin el yazısıyla doz planları vardı. İkisi de dehşete kapıldı. Melike’nin planı sadece onları göndermek değil, sağlıklarını da riske atmak üzerineydi.

Gece yarısı geldiğinde, yaşlı çift sessizce eşyalarını topladı. Bavullarına sadece en gerekli şeyleri koydular: birkaç giysi, ilaçları, eski bir aile fotoğrafı. Kapıya bir not bıraktılar, “Gidiyoruz, merak etmeyin” yazdılar ama gerçekleri anlatmadılar. Taner’i ve oğulları Selçuk’u tehlikeye atmamak için her şeyi gizli tutmaya karar verdiler.

BÜYÜKLER GECE YARISI OĞULLARININ EVİNDEN KAÇTILAR. GELİNLERİNİN KORKUNÇ  PLANINI DUYUNCA - YouTube

Saat 2’de evden çıktılar. Şehrin karanlık sokaklarında yürürken, yılların yorgunluğuna ve bastonlarına rağmen içlerinde bir umut vardı. En azından artık korku içinde yaşamayacaklardı. Eski bir dostları olan Hatice Hanım’ın evine gitmeye karar verdiler. Sabahın ilk ışıklarında Hatice’nin kapısını çaldılar. Hatice, onları sıcak bir şekilde karşıladı, “Benim evim sizin evinizdir,” dedi.

Evdeki yoklukları kısa sürede fark edildi. Melike, Selçuk’a yaşlı çiftin gittiğini söylediğinde rol yapmaya devam etti, “Belki bir akrabaya gitmişlerdir” dedi. Ancak Taner, büyükanne ve büyükbabasının evden kaçtığını anlamıştı. İçinde hem rahatlama hem de suçluluk vardı; onlara yardım etmek istiyordu ama nasıl yapacağını bilmiyordu.

Selçuk, anne babasının gidişiyle derin bir vicdan azabı yaşamaya başladı. Eski fotoğraflara bakarken, bir zamanlar kendi omuzlarında taşıdığı babasını, doğum günü pastası hazırlayan annesini hatırladı. Melike’nin etkisi altında olduğunu fark etti ve ailesini bulmak için aramaya başladı.

Taner ile birlikte eski mahalleleri, camileri, hastaneleri dolaştılar. Sonunda bir bakkal, Tahsin Bey’in Hatice Hanım’ı sorduğunu söyledi. Adresini bulup oraya gittiklerinde, kapıda Tahsin Bey ve Nurten Hanım’ı gördüler. Taner dedesine sarıldı, Selçuk annesinden özür diledi. Aile yeniden bir araya gelmişti ama bu kez bazı şartlar vardı.

Tahsin Bey, “Saygı olmadan aile olmaz,” dedi. Kendi odalarını istediler ve Melike’nin bir daha eve dönmeyeceği güvencesini aldılar. Selçuk, Melike ile boşanma kararı aldı. Evde yeni bir düzen kuruldu. Berna, büyükannesinden özür diledi, Taner ise ailesinin yanında olmanın değerini anladı.

Aylar geçti. Tahsin Bey bahçede Berna’ya çiçek yetiştirmeyi öğretti, Nurten Hanım mutfakta çocuklara eski tarifleri gösterdi. Evde yeniden sevgi ve huzur hâkim oldu. Selçuk, babasıyla sohbetler etti, geçmişteki hatalarını telafi etmeye çalıştı.

Bir akşam, Tahsin Bey’in doğum günü kutlanırken, masanın etrafında toplanan ailesine baktı. “Gerçek zenginlik, para ya da mülk değildir. Masanın etrafında oturan insanlardır,” dedi. Herkes onun sözlerini onayladı. Zorlu günlerden geçen aile, sevgiyle yeniden bir araya gelmişti. Artık geçmişin acıları geride kalmış, yeni bir umut doğmuştu.

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News