“Onu Savunabilirim!” — Temizlikçinin 10 Yaşındaki Oğlu, Teknoloji CEO’sunu Kurtardı ve Herkesi Şaşırttı

“Onu Savunabilirim!” — Temizlikçinin 10 Yaşındaki Oğlu, Teknoloji CEO’sunu Kurtardı ve Herkesi Şaşırttı

Teknoloji devi Ahmet Demir’in imparatorluğu, dünyanın gözleri önünde çöküyordu. Türk federal teknoloji duruşmasının kalabalık salonunda, gazeteciler fısıldıyor, yatırımcılar sinirle yer değiştiriyordu; efsanenin çöküşüne tanıklık ettiklerinden emindiler. Ahmet, solgun ve terkedilmiş bir halde oturuyordu, yüksek ücretli avukatı ise ortalıkta yoktu. Savcılık son darbeyi indirmeye hazırlanıyordu. Sonra, ağır bir sessizlikte, net bir ses yükseldi, “Onu savunabilirim.” Herkes başını çevirdi.

Büyük ahşap kapıların yanında, en fazla 10 yaşında bir çocuk duruyordu. Mehmet Yılmaz, bir temizlikçinin oğlu, yıpranmış sırt çantasının kayışlarını sımsıkı tutuyor ve sarsılmaz gözlerle ileriye bakıyordu. Savcı kahkahalarla güldü. “Bu bir sirk,” diye alay etti. İzleyiciler, zalim bir eğlenceyle dalgalandı. Bir çocuğun, yarım milyar lira değerinde dolandırıcılıkla suçlanan bir CEO’yu savunması? İmkansız. Ahmet, yüzünü ellerinin arasına gömdü. Bu, ateş ve gürültüyle biten bir son değildi; bu utanç vericiydi. Ama Mehmet korkmadı. Bir nefes aldı, çenesini kaldırdı ve kararlı bir şekilde, “Sayın Demir’i savunabilirim,” diye yineledi.

I Can Defend Him!" Janitor's 10-Year-Old Son Shouted — Saved Tech CEO And Stunned  Everyone - YouTube

Salon bir kez daha sessizleşti. Hakim Ali Arslan, elini kaldırarak kalabalığı susturdu. “Genç adam, seni doğru mu duydum?” “Evet, sayın hakim,” diye yanıtladı Mehmet, sesi küçük ama kararlıydı. “Sayın Demir’i savunabileceğimi söyledim.” Salon nefesini tuttu. Bir an için, savcı bile çocuklarının duruşmasına şaşırarak tereddüt etti.

Savcı Selin Kaya, “Bu çocuk okulda olmalı, milyar lira değerindeki bir davaya karışmamalı,” diye alay etti. “Belki de temizlikçiler, şifreleme kodları hakkında tanıklık edecek.” İzleyiciler, zalim bir gülümsemeyle patladı. Ancak alaycılığın ortasında, basın galerisi içinde bir adamın yüzünde bir tereddüt belirdi. Ahmet Demir, utanç içinde titreyerek nihayet başını kaldırdı, gözleri alaycılığa karşı yalnız duran çocuğa kilitlenmişti. Orada, karmaşanın ortasında, acıma değil, alay değil, kesinlik gördü.

Mehmet, büyük ve bol bir kazakta küçük ve kırılgan görünerek bir adım öne çıktı. “Sayın hakim, savcılık yanlış yere bakıyor.” Kalabalık yine patladı, yarısı inanamayan, yarısı öfkeli. Selin, masaya avucunu vurdu. “Yeter! Bir temizlikçinin oğlu, milyar liralık bir davanın koşullarını belirleyemez.” Fakat Mehmet korkmadı. “Eğer izin verirseniz, gerçeği gösterebilirim.”

A humble 8-year-old paid for a man's lunch, not knowing he was a  millionaire mourning his daughter.. - YouTube

Hakim Arslan, “Pekala, genç adam. 5 dakikan var, ama bunu bil. Eğer bu mahkemenin zamanını boşa harcarsan, hemen çıkarılırsın,” dedi. Gasps swept the audience. Ahmet Demir, hala solgun ve yenik, utanç için hazırlıklıymış gibi arkasına yaslandı. Mehmet öne doğru adım attı. “Sayın hakim, savcılık, yanlış kanıtlara odaklanıyor. Sayın Demir’in sahte bir sözleşme imzaladığını inandırmaya çalışıyorlar. Ama verileri dikkatlice incelerseniz, gerçek sorunun imzadan çok önce başladığını göreceksiniz.”

Mehmet, defterini açarak sunucu kayıtlarına işaret etti. “Bu sunucu kayıtları, sistemin kalp atışıyla uyuşmuyor. İçeride biri, sözleşme imzalanmadan aylar önce veri sızdırıyordu.” Hakim, “Bunu nasıl biliyorsun?” diye sordu. “Çünkü dedem bana öğretti,” diye yanıtladı Mehmet. “Profesör Ali Yılmaz, Demir Teknolojileri’nde kullanılan erken şifreleme protokollerinin tasarımına yardımcı oldu.”

Ahmet Demir, gözleri parlayarak, “Oliver, senin yüzünden,” dedi. Oliver Korkmaz’ın yüzü soldu. “Hayır, ben—” derken Selin, “Bu dolaylıdır. Hiçbiri gerçek bir yanlışlık kanıtlamıyor,” diye kesildi. Ama Mehmet, “Daha fazlası var,” diyerek çantasından bir flash sürücü çıkardı. “Bunu, Korkmaz’ın sildiğini düşündüğü bir klasörde buldum. Annem geçen ay ofisini temizledi.”

Duruşma salonu dondu. Hakim, “Bu iddiayı doğrulamak için kanıtın var mı?” diye sordu. “Evet, sayın hakim,” diye yanıtladı Mehmet. “Hash kodlarını karşılaştırmak bunu doğrulayacaktır.”

Sonunda, Ahmet Demir, “Sen her şeyi kurtardın,” dedi. Bir temizlikçinin oğlu, Türkiye’nin teknoloji endüstrisinin en güçlü sesleri önünde gerçeği ortaya çıkarmıştı. Ve Mehmet, mavi gözleri sabit ve korkusuzdu; salon nefesini tutmuş gibiydi, savaşın akışının nihayet değiştiğini biliyordu.

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News