“Sus!” — Zengin Kabadayı Mütevazı Kadına Hakaret Etti, Kocasının Milyoner Patronu Olduğunu Bilmeden

“Sus!” — Zengin Kabadayı Mütevazı Kadına Hakaret Etti, Kocasının Milyoner Patronu Olduğunu Bilmeden

Fatma Yıldız, İstanbul’un kenar mahallesinde yaşayan, sessiz ve çalışkan bir kadındı. Eşi Kemal, bir inşaat şirketinde gece gündüz çalışan dürüst bir işçiydi. Fatma sabahları pazara gider, evin ihtiyaçlarını karşılamak için elinden geleni yapardı. Hayatları zorluklarla doluydu ama birbirlerine olan sevgileri onları güçlü tutuyordu.

Bir cuma sabahı, Fatma pazardan dönerken mahallede yeni açılan lüks marketin önünde bir tartışma yaşandı. Mahallenin zengin ve kibirli kabadayısı, iş adamı Okan Korkmaz, son model arabasıyla marketin önüne park etmişti. Okan, mahalledeki insanları küçümseyen, parasıyla her şeyi satın alabileceğini düşünen biriydi. Fatma, elindeki ağır poşetlerle Okan’ın arabasının yanından geçerken, yanlışlıkla poşetlerden biri arabaya hafifçe sürttü.

Okan sinirle dışarı çıktı:
— “Ne yapıyorsun kadın? Dikkat etsene! Bu araba senin gibi insanlar için değil!”
Fatma utançla özür diledi:
— “Kusura bakmayın, poşetler ağırdı. İstemeden oldu…”
Ama Okan alaycı bir sesle bağırdı:
— “Sus! Senin gibiler konuşmasın! Burada işim var, çekil yolumdan!”

Çevredeki insanlar olayı izlerken Fatma gözyaşlarını tutmaya çalıştı. İçindeki kırgınlıkla eve döndü. Kemal akşam işten geldiğinde Fatma olanları anlattı. Kemal, Fatma’nın gözyaşlarına dayanamayan, gururlu bir adamdı. Ama Okan’ın kim olduğunu bildiği için sessiz kaldı; zira Okan, Kemal’in patronu olan ünlü milyoner iş adamı Murat Bey’in yakın arkadaşıydı. Kemal, Murat Bey’in yanında çalışıyor, ona büyük saygı duyuyordu.

Ertesi gün, Murat Bey büyük bir davet verdi. Şirket çalışanları ve aileleri, lüks bir restoranda buluşacaktı. Fatma ve Kemal de davetliydi. Fatma, sade bir elbise giyip Kemal’le birlikte restorana gitti. Girişte Okan Korkmaz’ı gördü. Okan, Fatma’yı hemen tanıdı, alaycı bir bakışla ona tekrar küçümseyici bir tavır takındı.

Davette, Murat Bey misafirleri karşıladı. Kemal’i ve Fatma’yı sıcak bir şekilde selamladı:
— “Kemal, en güvenilir çalışanım. Fatma Hanım, hoş geldiniz!”
Okan şaşkınlıkla Murat Bey’e döndü:
— “Kemal sizin çalışanınız mı?”
Murat Bey gülerek cevapladı:
— “Evet, şirketimizin temel direklerinden biri. Eşi Fatma Hanım da bizim için çok değerli.”

Okan’ın yüzü kızardı. O an, dün pazarda hakaret ettiği kadının, patronunun en çok güvendiği adamın eşi olduğunu fark etti. Murat Bey, Fatma’ya dönerek nazikçe sordu:
— “Bir sorun yaşadınız mı Fatma Hanım?”
Fatma çekingen bir şekilde başını salladı:
— “Dün markette bir tatsızlık oldu ama geçti…”

Murat Bey, Okan’a sertçe baktı:
— “Okan Bey, mahallemizde herkes birbirine saygı gösterir. Zenginlik, insanları küçümsemek için değil, onlara destek olmak için kullanılır.”
Okan utanç içinde başını eğdi. Tüm davetliler olayı duymuştu. Fatma, Murat Bey’in yanında kendini hiç olmadığı kadar güçlü hissetti. Kemal ise eşinin yanında gururla durdu.

O gece, Murat Bey Fatma ve Kemal’i özel olarak yanına çağırdı.
— “Fatma Hanım, sizin gibi mütevazı ve güçlü kadınlar bu şirketin ve toplumun temelidir. Sizi sosyal sorumluluk projelerinde yanımda görmek isterim.”
Fatma gözyaşlarıyla teşekkür etti. Okan ise herkesin önünde özür dilemek zorunda kaldı:
— “Fatma Hanım, dün size haksızlık ettim. Özür dilerim.”

Fatma affetti. Okan, bu olaydan sonra mahalledeki insanlara daha saygılı davranmaya başladı. Fatma ise Murat Bey’in yanında sosyal projelerde çalışmaya başladı, kadınlara destek oldu, mahallede saygı kazandı. Kemal’in işinde yükselmesiyle hayatları değişti.

Fatma ve Kemal, sevgi ve saygının zenginlikten değerli olduğunu bir kez daha anladılar. Okan ise, paranın her şeyi satın alamayacağını, gerçek gücün kalpte ve davranışta olduğunu öğrendi.

Ve mahallede artık herkes biliyordu: Kimseyi küçümsemek, insanın kendi değerini küçültmekten başka bir şey değildir.

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News