“ZORBALAR, taşradan gelen KIZIN yakasından tuttu… ŞOK EDEN SIR her şeyi değiştiriyor!”
Clara, küçük bir köyde büyümüş, doğayla iç içe, ağaçların ve hayvanların arasında hayatını sürdürmüş bir kızdı. Ancak, hayatı değişmek üzereydi. Şehir, ona büyük bir canavarmış gibi yaklaşıyordu. Yeni okuluna başladığında, korkuları ve kaygıları her adımında onu takip ediyordu. Yemekhanedeki yemekler tanıdık gelmiyor, arkadaşları ise ona yabancı bir dilde konuşuyordu. Clara, her ne kadar gülümsemeye çalışsa da, etrafındaki alaycı bakışlar ve fısıldayan yorumlar onu derinden yaralıyordu.
Bir gün, dersler arasında tuvalete gitmeye karar verdi. Tuvaletin floresan ışıkları titriyordu ve bu, Clara’nın içindeki gerginliği artırıyordu. Aynada kendine bakarken, dışarıdan gelen gürültüler aniden kesildi ve gerilim dolu bir sessizlik hâkim oldu. O an, bir grup zorba içeri girdi. Biri, Clara’nın yakasından tuttu ve onu kendine çekti. “Köy kızı burada ne arıyor?” diye alay etti. Diğerleri de gülerek etrafını sardı.

“Senin kaybolan kız kardeşin hakkında konuşmak istiyoruz,” dedi zorbanın biri, gözlerinde kötü bir niyet parıldarken. Clara’nın kalbi hızla çarpmaya başladı. “Kız kardeşim nerede?” diye sordu, sesi titreyerek. Zorbalar, onun korkusunu görünce daha da cesaretlendi. “Onun başına ne geldiğini biliyoruz,” dediler. Clara, geçmişte kaybolan kız kardeşi hakkında duyduğu hikâyelerin yeniden canlanmasıyla içindeki korkunun derinleştiğini hissetti.
Tam o anda, bir ses duyuldu. “Bırakın onu!” dedi bir genç, Clara’nın yanına doğru koşarak. Gözleri kararlıydı ve Clara, onun kim olduğunu merak etti. Genç adam, “Ben Ali, senin yardımcın olabilirim,” diye ekledi. Clara, bu yeni gelenin ona yardım edebileceğini hissetti. Zorbalar, Ali’nin cesaretine karşılık vermeden geri çekildiler. Clara, bu fırsatı değerlendirerek tuvaletten kaçtı.
Ali, Clara’nın yanına geldi ve “Kız kardeşin hakkında bir şeyler biliyorum,” dedi. “Ama önce güvenli bir yere gitmeliyiz.” Clara, Ali’nin söylediklerine inanmakta zorlanıyordu ama başka seçeneği yoktu. İkisi, okulun arka tarafındaki boş bir alana doğru ilerlediler. Ali, “Kız kardeşin aslında kaybolmadı. Onunla ilgili çok şey var,” dedi. Clara’nın kalbi hızla atmaya başladı. “Ne demek istiyorsun?” diye sordu.
Ali, “Senin ailenin geçmişi çok karışık. Kız kardeşin, bir sır yüzünden kayboldu,” dedi. Clara, “Ailem normal bir aile, böyle şeyler olamaz,” diye itiraz etti. Ama Ali, “Buna inanmalısın. Ailenden bazı şeyler gizleniyor,” dedi. Clara, kafasında dönüp duran düşüncelerle boğuşuyordu. “Bana ne olduğunu söyle!” diye haykırdı.

Ali, “Bende onunla ilgili bir video var. Ama bu riskli,” dedi. O sırada, okulun dışından gelen çığlıklar ve gürültüler, Clara’nın dikkatini dağıttı. Bir grup öğrenci panik içinde dışarı koşuyordu. Clara, ne olduğunu anlamak için pencereden bakınca, okulun çatısından dumanların yükseldiğini gördü. “Bir şeyler yanlış gidiyor,” dedi Ali. “Hızlı olmalıyız!”
Clara, Ali’nin peşinden koşarak dışarı çıktı. Duman kalınlaşmıştı ve panik havası her yeri sarmıştı. “Ali, ne yapmalıyız?” diye sordu. “Öncelikle güvenli bir yere gitmeliyiz,” dedi Ali. İkisi, okulun arka kapısından çıkıp koşmaya başladılar. Dışarıda, öğrencilerin gözleri korku doluydu. Clara, bir an için durup etrafına baktı. Zorbalar hala oradaydı ve gülerek Clara’ya yaklaşıyordu.
Ali, “Onlarla yüzleşme zamanı geldi,” dedi. Clara, korkusunu yenmeye çalışarak, “Beni bırakmayın!” diye bağırdı. Ali, “Bizi durduramazlar. Senin içinde bir güç var, Clara,” dedi. Clara, bu sözlerin ona cesaret verdiğini hissetti. Zorbalar yaklaştıkça, Clara’nın içinde bir şeyler değişmeye başladı.
“Ben köy kızıyım ama bu beni durduramaz!” diye haykırdı. Zorbalar şaşırmış görünüyordu. Clara, içindeki cesareti bulmuştu. Ali, onun yanında durarak, “Birlikte durmalıyız,” dedi. Clara, Ali’nin yanında durarak, zorbaların üzerine doğru yürüdü. “Siz benimle dalga geçemezsiniz!” dedi. Zorbalar, Clara’nın cesaretini görünce geri adım attılar.
Tam o anda, Clara’nın aklına kız kardeşi geldi. “Onun nerede olduğunu bulmalıyım!” diye düşündü. Ali, “Bunu yapabilirsin, Clara. Gerçekleri öğrenmelisin,” dedi. Clara, Ali’nin elini tutarak, “Ben korkmuyorum,” dedi. İkisi, zorbaların etrafında dönerken, Clara’nın içinde bir güç doğdu.
“Ben buradayım ve benimle dalga geçemezsiniz!” dedi. Zorbalar, Clara’nın kararlılığından korkarak geri çekildi. Clara, “Kız kardeşim nerede?” diye bağırdı. Ali, “Bunu öğrenmelisin. Geçmişin sırlarını çözmelisin,” dedi. Clara, bu savaşın sadece kendisi için değil, kız kardeşi için de olduğunu biliyordu.
Sonunda, Clara ve Ali, zorbaların korkusunu yenerek, okuldan uzaklaştılar. Clara, artık yalnız olmadığını biliyordu. Kız kardeşinin sırrını öğrenmek için kararlılıkla yola çıkmışlardı. Geçmişin sırları onları bekliyordu ve Clara, gerçekleri öğrenmeye hazırdı.