ARAP MILYARDER IŞTEN ERKEN DÖNER VE FAKIR BIR KIZIN IKIZLERIYLE OYNADIĞINI GÖRÜR…
.
.
ARAP MİLYARDER İŞTEN ERKEN DÖNER VE FAKİR BİR KIZIN İKİZLERİYLE OYNADIĞINI GÖRÜR… GÖZYAŞLARINA BOĞULUR
İstanbul’un en prestijli semtlerinden birinde, cam ve çelikten oluşan devasa bir gökdelenin en üst katında, Valid Al-Raşid masasının başında çalışıyordu. yaşındaki Arap milyarder, petrol ve teknoloji şirketlerinin sahibi, soğuk ve mesafeli bir iş adamıydı.
Asistanı kapıyı çaldı: “Sayın Al-Raşid, öğleden sonraki toplantılar iptal edildi.”
Valid, “Dinlenmeye vaktim yok. Para beklemez,” diye keskin bir sesle cevap verdi. Altı aydır hiç dinlenmiyordu. Eşi Leyla’nın ani ölümünden sonra acısını işe gömmüştü.
Hukuk müşaviri aradı: “Valit Bey, çocukların bakımıyla ilgili bazı sorunlar yaşanıyor. Son iki ayda dört farklı dadı denendi. Çocuklar çok huzursuz.”
O gün, Valid’in nedense içi huzursuzdu. “Eve gidiyorum,” dedi asistanına. Bu karar hayatının akışını tamamen değiştirecekti.
Villa bahçesi geniş ve bakımlıydı. Araç ön kapıya yaklaştığında, Valid kapattı ve dışarı baktı. Her şey her zamanki gibi sessizdi. Ancak bahçeden gelen hafif sesler duydu: Çocuk sesleri.
Köşeyi döndüğünde gördüğü manzara onu şok etti. Bahçede, yamalı ve eski kıyafetler giymiş küçük bir kız çocuğu oturuyordu. Karşısında, kendi oğulları Emir ve Kerem, yerde oturmuş kızla oyun oynuyordu.
Valid, çocuklarını hiç bu kadar mutlu görmemişti. Küçük kız, Aylin, özenle Kerem’in ayakkabısının bağcığını bağlıyor, sonra Emir’in burnunu siliyordu. Her hareketi çok doğal ve sevgi doluydu.
Hizmetkar Fatma Hanım bahçeye çıktı. “Aylin, ne yapıyorsun burada? Kaç kez söyledim sana buraya girme diye.”
Valid, hala saklandığı yerden izleyerek, garip bir şekilde öfke duymuyordu. Çocuklarını uzun zamandır bu kadar mutlu görmemişti.

O BENİM KIZIM, SENİN DE BABANIM
Ertesi sabah, Valid ilk kez iş toplantılarını iptal etti ve evde kaldı. Aylin’le yaptığı konuşma onu derinden etkilemişti.
—Özür dilerim amca. Ben sadece bebeklerin ağladığını duydum. Dadı teyze telefonda konuşuyordu sanırım.
—Onları çok seviyor gibisin —dedi Valid.
—Çok tatlılar ve yalnız gibi görünüyorlar.
Bu sözler Valid’in yüreğine ok gibi saplandı. yaşındaki Aylin, fakir bir aileden geliyordu ve okula gidemiyordu. Valid, diz çöktü.
—Aylin, sana bir teklifim var. Her gün buraya gel, çocuklarımla ilgilen. Karşılığında sana para vereceğim. Ama bir şartım var: Okula da gideceksin. Seni yazdıracağım.
Aylin ağlamaya başladı. —Bu gerçek olamaz.
O akşam Valid, şoförüyle birlikte Aylin’in ailesine gitti. Aylin’in babası Ali Bey, tekerlekli sandalyesinde Valid’i dinledi.
—Yani Aylin sizin çocuklarınıza bakacak, karşılığında para alacak ve okula da gidecek? —diye sordu annesi Leyla Hanım.
Valid, onlara söz verdi: Aylin’e kardeşi gibi bakacaktı. Aylık TL verecek, okul masraflarını karşılayacaktı.
—Biz bunu hak etmiyoruz, efendim —dedi Leyla Hanım, ağlayarak.
—Hak ediyorsunuz. Aylin çok özel bir çocuk. O benim çocuklarıma verdiği sevgiyi kimse veremez.
Valid, Aylin’i okula yazdırdı, kıyafetler ve kitaplar aldı. Valid, Aylin’in yanında çocuklarıyla vakit geçirerek nasıl baba olunacağını öğreniyordu. Aylin, Emir’i kucağına alıp döndürürken: “Bak babanı görüyor musun? Baba seni çok seviyor.”
Bir gün Aylin, Valid’e sokuldu: —Baba, siz beni gerçekten seviyor musunuz? Yoksa sadece çocuklara baktığım için mi yanımda tutuyorsunuz?
Valid, Aylin’i kucağına aldı: —Aylin, sen benim gerçek kızımsın. Seni çok seviyorum. Sadece çocuklara baktığın için değil, sen Aylin olduğun için.
PARA DEĞİL, SEVGİ VERİYORUM
Valid’in hayatı tamamen değişti. İş hayatı arka plana atıldı. Çocukları, Valid’in önceliği oldu. Valid, çocuklarıyla nasıl iletişim kuracağını Aylin’den öğrendi. Çocukların Arapça konuşmaya başlaması, Valid’in ailesinin birleştiğinin en güzel kanıtıydı.
Bir gün, Valid’in Dubay’deki iş ortakları İstanbul’a geldi. Ortaklarından Hassan Al Maktum, Valid’in çocuklarıyla olan değişimini gördü, ama Aylin’in fakir kıyafetlerine takıldı.
—Valid, bu kız sana sadece çocuklara bakıyor. Bu bir iş ilişkisi.
Valid, sert bir tonla cevap verdi: —Hassan, Aylin benim kızım. Bu bir iş ilişkisi değil. Eğer ona saygı göstermeyeceksen, lütfen git.
Hassan şok olmuştu. Valid, onu kovuyordu. Valid’in bu kararlılığı, Hassan’ı etkiledi. Akşam yemeğinde, Hassan, Aylin’e sorular sordu. Aylin’in hasta çocuklara yardım etme hayali ve samimiyeti, Hassan’ı yumuşattı.
Hassan, Valid’e döndü: —Bu kız gerçekten çok özel. Belki de sen haklısın. Valid, sen çok değiştin. Eskiden sadece para düşünürdün. Evet, değiştirdi. Bana hayatın anlamını öğretti. Nasıl? Ben kalpsiz bir robottum. Şimdi hissedebiliyorum.
Hassan, Aylin’e pahalı bir kolye hediye etti ve Valid’e dedi ki: —Bu kızı asla bırakma. O senin hazinen.
Valid, iş hayatında çok önemli bir karar vermek zorunda kaldı. Dubai’deki büyük bir proje için altı ay kalması gerekiyordu. Valid, gitmek istemedi, çünkü Aylin’i bırakmak istemiyordu.
Aylin, Valid’e bir teklif sundu: —Baba, ben altı ay gerçek ailemde kalırım. Siz Dubai’ye gidin. Ben sizin için buradayım.
Valid, bu fedakarlık karşısında duygulandı. —Sen bana sadece para vermedin. Bana özgürlük verdin. İşini özgürce yapma özgürlüğü.
Altı ay sonra, Valid İstanbul’a döndü. Aylin’le havaalanında kucaklaştılar. —Baba, siz Dubai’de kalsa daha çok para kazanırdınız, değil mi? Evet. Peki neden kalmadınız? Çünkü para her şey değil. Sen ve çocuklar daha önemlisiniz. Sen bana bunu öğrettin. Sevginin paradan daha değerli olduğunu.
Aylin, Valid’in hayatını değiştirmişti. O, sadece çocuklara bakmıyordu, ona hayat dersleri de veriyordu. Valid, Aylin’in okul gösterisine gitti. Aylin, mikrofondan şunları söyledi: —Bu başarı sadece benim değil. Bana inanan babam Valid’in. O bana sadece para değil, sevgi verdi.
Valid, gözleri dolmuştu. Bu küçük kız, ondan daha olgun konuşuyordu. Valid, ömründe aldığı en doğru kararı verdiğini anladı: Aylin, benim mucizemdi.
Valid, artık üç çocuğun sevgi dolu babasıydı. Onun hayatına girişi, Valid için bir hediye, bir mucizeydi. Bazen hayattaki en büyük hediyeler, en beklenmedik anlarda gelir.
.