“BU LAMBORGHINI’İ GÖTÜRECEĞİM” – DEDİ BİR DİLENCİ KIYAFETİNDEKİ ARAP MİLYARDER, HERKES GÜLDÜ…

“BU LAMBORGHINI’İ GÖTÜRECEĞİM” – DEDİ BİR DİLENCİ KIYAFETİNDEKİ ARAP MİLYARDER, HERKES GÜLDÜ…

.
.

💎 Milyarderin Oyunu: Gerçeği Gören Tek Kişi

 

İstanbul, Levent. Görkemli gökdelenlerin arasında parlayan Premium Motors lüks otomobil galerisi, şehrin elit tabakasının gözdesiydi. Vitrin camlarının arkasında Lamborghini, Ferrari ve McLaren’lar, başarı ve hızın soğuk cazibesiyle ışıldıyordu.

Derya Demir, elinde kahvesiyle galeriye doğru yürürken, 27 yaşındaki hayatının en büyük fırsatını yakaladığına inanıyordu. Yıllarca süren mücadeleden sonra, şimdi İstanbul’un en prestijli lüks araba galerisinde satış danışmanıydı. Derya, babasının küçük oto tamirhanesinde öğrendiği temel bir değere inanıyordu: her müşteriye eşit saygıyla yaklaşmak.

Galeri personeli — deneyimli Burak, Serkan ve Meltem — ise farklı düşünüyordu. Onlar için bu işte önemli olan, müşteriyi tanımaktı.

“Müşteriyi tanımak önemli,” dedi Burak. “Kim para verebilir, kim sadece gezip bakıyor? Yoksa boşuna zaman kaybedersin.”

Derya, bu konuşmalara katılmamayı tercih etti. Ta ki öğlen saatlerinde kapı açılana kadar.

🎭 Dilenci Kıyafetli Müşteri

 

İçeri giren adam, galeriye yakışmayan bir kontrattı. Yaşlı, yıpranmış bir mont, lekeli pantolonlar ve dağınık saçlar… Adeta sokaklarda yaşayan birinin görünümündeydi.

Adam, galerinin ortasındaki kırmızı Lamborghini Huracán’a doğru yürüdü. Arabanın etrafında dolandı, parmaklarıyla metal yüzeylere dokunmaya çalıştı.

Burak hızla yaklaştı. “Efendim, size nasıl yardımcı olabilirim?” Sesinde açık bir mesafe vardı.

Adam, gözlerinde garip bir parıltıyla Burak’a baktı. “Bu arabayı incelemek istiyorum.”

“Anlıyorum,” dedi Burak, alaycı bir gülümsemeyle. “Ama bu arabaları sadece ciddi alıcılarımıza gösteriyoruz. Fiyatları oldukça yüksek. 2 milyon lira civarında.”

Adam başını salladı. “Uygun fiyat.”

Bu cevap Burak’ı şaşırttı ama inandıramadı. “Efendim, daha uygun fiyatlı seçeneklerimiz de var.”

“Hayır, bu arabayı istiyorum,” dedi adam.

Meltem ve Serkan da yaklaştılar. Meltem, “Efendim, bu arabaları satın almak için ciddi bir bütçe gerekiyor. Finansman imkanlarınızı değerlendirdiniz mi?” diye sordu.

Adam onlara baktı. “Nakitle alacağım.”

Bu cevap, üç satış danışmanının da kahkahalarla gülmesine neden oldu. Serkan elini ağzına götürerek, “Efendim, 2 milyon lira nakit çok büyük bir meblağ,” dedi. Adam cebinden çıkardığı eski cüzdanı gösterdi: “Param var.”

Meltem artık sabrını kaybetmişti. “Efendim, bu arabaları ciddiye almadan incelemek mümkün değil. Belki önce randevu alabilirsiniz.”

Derya bütün bu konuşmalara uzaktan tanık oluyordu. Adamın garip görünmesine rağmen, bu şekilde aşağılanmayı hak etmediğini düşündü. Masasından kalktı ve gruba yürüdü.

“Merhaba,” dedi Derya nezaketle. “Ben Derya. Size nasıl yardımcı olabilirim?”

Adam ona baktığında yüzünde hafif bir değişiklik oldu. Sanki Derya’nın yaklaşımından etkilenmişti. “Bu arabayı almak istiyorum,” dedi daha yumuşak bir tonla.

Derya gülümsedi. “Tabii ki. Arabanın özelliklerini size anlatabilir, test sürüşü ayarlayabilirim.”

Burak araya girmek istese de, Derya kararlıydı: “Sorun değil. Her müşterimize aynı hizmeti vermeliyiz.

Derya, anahtarları aldı ve Lamborghini’nin kapısını açtı. “Buyurun, istediğiniz kadar inceleyebilirsiniz.”

Adam arabanın içine oturdu. Direksiyonu tuttu. Gözlerinde mutluluk vardı ama aynı zamanda üzgün bir ifade de. Sanki bu anı çok özlemiş gibiydi. Derya, adamın gözlerindeki pırıltının sadece hayal kuran birine ait olmadığını hissetti. Sanki bu dünyayı, bu arabaları çok iyi biliyordu.

 

💸 Kim Gülecek Göreceğiz

 

Adam arabadan çıktı ve Derya’ya döndü. “Test sürüşü mümkün mü?”

Burak hızla aralarına daldı. “Efendim, test sürüşü için önce ön ödeme gerekiyor. Ayrıca finansal durumunuzu gösteren belgeler de…”

Adam, Derya’nın kendini savunma çabasını ve diğerlerinin direncini görüyordu.

“Merak etmeyin,” dedi adam sakin bir sesle. “Anlıyorum. Bu kadar pahalı arabalarda dikkatli olmak normal.”

Meltem dayanamadı ve araya girdi. “Efendim, gerçekten 2 milyon liranız var mı?”

Adam ona baktı. Gözlerinde bir anda keskin bir karar vardı.

“BU LAMBORGHİNİ’İ GÖTÜRECEĞİM!” dedi yüksek sesle.

Bu cümleyi duyan tüm galeri personeli döndü ve kahkahalarla gülmeye başladı. Serkan alaycı bir tonla, “Tabii efendim. Götürün,” dedi. Meltem de ekledi, “Hatta benden de bir Ferrari alın, hediye olsun!”

Derya, adamın yüzündeki incinmeyi gördü.

“Özür dilerim,” dedi Derya sessizce adama. “Bu yaklaşım doğru değil.”

Adam ona baktı. Gözlerinde şükran vardı. “Teşekkür ederim. En azından bir kişi bana insanca davrandı.” Sonra diğerlerine döndü. “Bu Lamborghini’yi alacağımı söyledim ve alacağım da. Bir hafta sonra buraya gelip bu arabayı teslim almaya geleceğim. O zaman kim gülüyormuş göreceğiz!

Adam kapıya doğru yürürken son kez Derya’ya baktı. “Sizin gibi kalbi temiz insanlar çok az. Teşekkür ederim.”

 

💰 Dönüş ve Şok

 

Bir hafta sonra, Meltem, Burak ve Serkan hâlâ o olayı konuşup gülüşüyorlardı. Derya ise babasının sözlerini düşünüyordu: “Kızım, insanları dış görünüşlerine göre yargılama. Bazen en sade giyinen kişi, en zengin olabilir.

Öğleden sonra galeri sakinken kapı açıldı. İçeri giren kişiyi görünce Derya şaşırdı. Dünkü adam gelmişti, aynı eski kıyafetlerle, ama üzerinde garip bir güven vardı. Elinde küçük bir çanta taşıyordu.

Adam doğruca Derya’nın masasına yürüdü. “Merhaba,” dedi. “Dün konuşmuştuk. Lamborghini için geldim.”

Burak, Meltem ve Serkan hemen yaklaştılar. Yüzlerinde yine müstehzi gülümsemeler vardı. “Aa, Lamborghini müşterimiz,” dedi Meltem alaycı bir tonla.

Adam çantayı açtı. İçinden bir dosya çıkardı.

“Bu nedir?” diye sordu Derya.

“Banka dekontu,” dedi adam sakin bir sesle.

Derya dosyayı aldı. İlk sayfayı açtığında nefesi kesildi. Sayıları tekrar tekrar okudu. Dosyada 5 milyon liralık bir banka bakiyesi görünüyordu.

“Bu… bu gerçek mi?” diye sordu, sesi titreyerek.

“Evet,” dedi adam. “Ve bu arabayı almak istiyorum.”

Derya’nın sesi çıkmıyordu. Burak yaklaştı, Derya dosyayı ona uzattı. Burak ilk sayfayı görünce yüzü bembeyaz oldu. Meltem ve Serkan da yaklaştılar. Meltem, sesi titreyerek, “Bu sahte olabilir,” dedi.

Adam cebinden telefonunu çıkardı. “Bankayı arayıp teyit edebilirsiniz. Yoksa gerek yok mu?” diye sordu adamlara. “Dün çok emindiniz benim param olmadığından.”

Meltem’in yüzü kızarmış, Serkan yere bakıyordu.

Galeri Müdürü Kemal Bey geldi, durumu öğrenince şok oldu. Banka dekontunu inceledi, birkaç telefon görüşmesi yaptı. Her şey doğruydu.

“Efendim, özür dileriz. Tabii ki arabanızı hazırlayabiliriz,” dedi Kemal Bey.

“Teşekkür ederim. Ama bir şartım var.”

“Nedir efendim?”

Adam Derya’yı işaret etti. “Satış işlemlerini bu hanımla yapmak istiyorum.”

Kemal Bey tereddüt etmeden kabul etti. Sonraki iki saat içinde, adam (adının Ahmet olduğunu öğrendiler) tüm işlemleri nakit olarak tamamladı.

İşlemler bittiğinde Ahmet, Derya’ya döndü. “Teşekkür ederim. Çok nazik davrandınız.”

“Ben teşekkür ederim. Bizi tercih ettiğiniz için.”

Ahmet gülümsedi. “Sizi tercih etmedim. Siz beni tercih ettiniz.”

Derya anlamadı. “Nasıl yani?”

“Dün herkes beni kovarken, siz bana saygı gösterdiniz. Bu önemli. Bu normal bir davranış.”

“Hayır, normal değil. Çok az insan böyle davranıyor.”

Ahmet arabaya binmeden önce son kez Derya’ya baktı. “Bu galeriyi kim işletiyor? Özkan Holding mi?”

“Evet,” diye yanıtladı Derya.

Ahmet gülümsedi. “İlginç.”

Adam, kırmızı Lamborghini Huracán’a bindi ve galeriden ayrıldı. Derya arkasından bakarken, içinde garip bir his vardı.

 

📞 Ahmet Al Raşid

 

O akşam Derya eve dönerken telefonu çaldı. Tanımadığı bir numaraydı.

“Alo, Derya Hanım. Ben Ahmet. Bugün Lamborghini aldım.”

“Ahmet Bey, merhaba. Arabanız nasıl?”

“Mükemmel. Ama sizinle konuşmak istiyorum. Yarın akşam yemeğe çıkar mısınız? Size teşekkür etmek istiyorum.”

Derya tereddüt etse de kabul etti.

Ertesi gün iş yerindeki atmosfer değişmişti. Meltem, Burak ve Serkan sessizdi. Kemal Bey ise Derya’yı övüyordu. Akşam yemeğe çıktıklarında, Ahmet bu sefer sade ama temiz kıyafetler içindeydi. Aşağıda onu siyah bir Mercedes bekliyordu.

Boğaz’daki lüks bir restoranda yemek yerken Derya, dünkü dilenci kılıklı adamla şimdiki yakışıklı, bilgili ve nazik adamın aynı kişi olduğuna inanamıyordu.

Tatlı geldiğinde, Ahmet ona dönerek baktı. “Şimdi sorularınızı cevaplayayım,” dedi. “Dün neden o şekilde davrandığımı merak ediyorsunuz, değil mi?”

“Evet,” dedi Derya.

“Bu tür oyunlar oynuyorum bazen. İnsanları tanımak için,” diye açıkladı Ahmet. “İnsanların bana nasıl davrandığını görüyorum. Kim gerçekten iyi? Kim sadece para için nazik? Param olduğunu öğrendiklerinde insanlar değişiyor. Davranışları, ilgileri… her şeyleri değişiyor. Üzücü olmalı.”

“Çok üzücü,” diye onayladı Derya, ona acıyarak.

“Peki ben farklı mıyım?” diye sordu Derya.

Ahmet gülümsedi. “Sadece siz geçtiniz. Paramı bilmediğiniz halde bana saygı gösterdiniz. Bu çok nadir.”

Eve dönerken Ahmet ona sordu: “Derya, sizinle tekrar görüşebilir miyim?…”

.

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News