KİM BENİM ATIMA BİNEBİLİRSE 5 MİLYON KAZANACAK… SONRA O, BİR KIZ ÇOCUĞU ORTAYA ÇIKTI

KİM BENİM ATIMA BİNEBİLİRSE 5 MİLYON KAZANACAK… SONRA O, BİR KIZ ÇOCUĞU ORTAYA ÇIKTI

.
.

Kim Benim Atıma Binebilirse, 5 Milyon Kazanacak

Bir zamanlar, geniş topraklara ve büyük bir servete sahip olan zengin bir iş adamı vardı. Adı Ferit Bey’di. Ferit Bey, hem zenginliğiyle hem de gururlu tavırlarıyla tanınırdı. Ancak onu asıl ünlü yapan şey, sahip olduğu eşsiz güzellikteki atıydı. Bu at, sadece güzelliğiyle değil, aynı zamanda vahşi ve huysuz oluşuyla da meşhurdu. Kimse bu atı eyerleyip üzerine binemiyordu. Ferit Bey’in kendisi bile bu atı kontrol etmekte zorlanıyordu. Atın adı “Şimşek”ti, çünkü hızlı, güçlü ve özgür bir rüzgar gibi hareket ediyordu.

Bir gün, Ferit Bey aklına ilginç bir fikir geldi. Kasabanın meydanında büyük bir kalabalık toplandı. Ferit Bey, meydanda toplanan insanlara seslendi:

“Kim benim atıma binebilir ve onu kontrol edebilirse, 5 milyon lira ödül kazanacak! Ama unutmayın, Şimşek öyle kolay bir at değildir. Cesaretiniz varsa, buyurun deneyin!”

Bu duyuru, kasabada büyük bir heyecan yarattı. Herkes meydanı doldurdu. Kasabanın genç erkekleri, hatta çevre köylerden gelen at binicileri bile bu meydan okumaya katılmak için sıraya girdi. Ancak kimse Şimşek’i kontrol edemedi. At, üzerine binen herkesi birkaç saniye içinde yere fırlatıyor, ardından meydanda dört nala koşuyordu. Ferit Bey ise her seferinde kahkahalarla gülüyordu.

“Bu at, sıradan birinin kontrol edebileceği bir at değil,” diyordu. “Sadece gerçek bir binici, gerçek bir lider bu atı kontrol edebilir!”

Küçük Bir Kız Çocuğu

Yarışma devam ederken, bir köşede duran küçük bir kız çocuğu dikkat çekti. Üzerinde eski, yamalı bir elbise vardı. Saçları örgülüydü ve gözleri kocaman, merakla parlıyordu. Adı Elif’ti. Henüz 10 yaşındaydı ve kasabanın dışında, fakir bir çiftlikte yaşıyordu. Babası yıllar önce vefat etmiş, annesiyle birlikte küçük bir kulübede yaşamını sürdürüyordu. Elif, çocukluğundan beri atlara meraklıydı. Çiftlikteki yaşlı bir atla büyümüş, onunla vakit geçirmiş ve atlara nasıl yaklaşması gerektiğini öğrenmişti. Ancak Şimşek gibi vahşi bir ata binmek, onun için bile büyük bir hayaldi.

Elif, kalabalığın arasından sıyrılarak Ferit Bey’e yaklaştı. Koca meydanda herkes bu küçük kızı fark etti. Ferit Bey, Elif’e bakarak alaycı bir şekilde güldü.

“Küçük kız, sen de mi denemek istiyorsun? Bu at, senin gibi bir çocuğun oyuncağı değil,” dedi.

Elif, başını dik tutarak Ferit Bey’e baktı ve cesurca konuştu: “Evet, denemek istiyorum. Belki de sizin görmediğiniz bir şeyi görürüm.”

Ferit Bey, bu küçük kızın cesaretine şaşırmıştı. Kalabalık ise kahkahalarla gülmeye başladı. “Bu küçük kız ne yapabilir ki? Şimşek onu bir saniyede yere atar!” diye bağırdılar. Ancak Elif, aldırmadan Şimşek’e doğru yürümeye başladı.

Şimşek ile İlk Karşılaşma

Şimşek, kalabalığın içinde huysuzca kişniyor, toynaklarını yere vuruyordu. Gözleri, meydandaki herkesi tehdit edercesine parlıyordu. Elif, yavaş adımlarla atın yanına yaklaştı. Kalabalık nefesini tuttu. Küçük kız, Şimşek’in yanına geldiğinde durdu. Atın gözlerinin içine baktı. Şimşek, başını yukarı kaldırarak kişnedi ve geri çekildi. Ancak Elif, sakin bir şekilde atın yanına tekrar yaklaştı.

“Hey Şimşek, sakin ol. Sana zarar vermeyeceğim,” dedi yumuşak bir sesle. Elif’in sesi o kadar sakindi ki, Şimşek bir an duraksadı. Küçük kız, elini yavaşça uzattı ve atın boynuna dokundu. Kalabalık şaşkınlıkla izliyordu. Şimşek, bu kez geri çekilmedi. Elif, atın yelesini okşadı ve onunla konuşmaya devam etti.

“Ben sadece senin dostun olmak istiyorum. Hadi, birlikte bir yolculuğa çıkalım,” dedi.

Tarihi An

Elif, Şimşek’in sırtına yavaşça tırmandı. At, hareket etmedi. Kalabalık, nefesini tutmuş bir şekilde bu tarihi anı izliyordu. Şimşek, ilk kez biri tarafından bu kadar sakin bir şekilde kontrol ediliyordu. Elif, dizginleri hafifçe çekti ve Şimşek’i yürütmeye başladı. At, yavaşça meydanın etrafında dolanmaya başladı. Kalabalık, bu manzara karşısında şaşkınlıkla alkışlamaya başladı.

Ferit Bey, gözlerine inanamıyordu. “Bu imkansız! Şimşek kimseyi sırtında tutmazdı. Bu nasıl olur?” diye mırıldandı. Elif, Şimşek’i ustalıkla yönlendiriyor, at da sanki onunla konuşuyormuş gibi itaat ediyordu. Birkaç tur attıktan sonra, Elif atı durdurdu ve yavaşça yere indi. Kalabalık, alkışlarla küçük kızı kutladı.

Ferit Bey, şaşkın bir şekilde Elif’in yanına geldi. “Bu nasıl mümkün oldu? Daha önce kimse bunu başaramamıştı,” dedi. Elif, gülümseyerek cevap verdi: “Şimşek, sadece sevgi ve sabırla yaklaşılmasını istiyor. Onunla kavga etmedim, onu anlamaya çalıştım.”

5 Milyon ve Büyük Bir Ders

Ferit Bey, söz verdiği gibi Elif’e 5 milyon liralık ödülü verdi. Elif, parayı aldı ama onu hemen kabul etmedi. “Bu para benim için çok fazla. Ama annemle birlikte daha iyi bir hayat kurmamıza yardımcı olabilir,” dedi. Ferit Bey, bu küçük kızın olgunluğuna hayran kaldı. “Bu parayı sonuna kadar hak ettin. Sen sadece bir atı değil, benim gururumu da ehlileştirdin,” dedi.

Elif, teşekkür ederek parayı aldı ve annesine götürdü. O günden sonra, Elif’in hayatı tamamen değişti. Annesiyle birlikte daha iyi bir eve taşındılar ve Elif, at binme konusunda eğitim almaya başladı. Şimşek ise artık Elif’in en yakın dostuydu. Ferit Bey, Elif’i sık sık ziyaret ediyor ve onun azmini takdir ediyordu.

Sonunda Anlaşılan Gerçek

Bu olay, kasabada büyük bir ders olarak hafızalara kazındı. Ferit Bey, bu olaydan sonra daha alçakgönüllü bir insan oldu. Şimşek’in vahşi tavırlarının, aslında insanların ona yanlış yaklaşmasından kaynaklandığını anlamıştı. Elif, sadece bir atı ehlileştirmemiş, aynı zamanda insanlara sevgi ve sabrın gücünü de göstermişti.

Elif’in cesareti, kasabadaki herkese ilham oldu. Küçük bir kızın, bir atı ehlileştirmekle başlayıp bir toplumu değiştirebileceğini kim bilebilirdi ki?

Ve böylece, Elif’in hikayesi, sevginin ve sabrın gücünü anlatan bir masal gibi dilden dile dolaşmaya başladı.

.
play video:

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News