PATRONU ONU YAŞLI DİYE İŞTEN KOVDU. AYLLAR SONRA ŞİRKETE ORTAK OLARAK GERİ DÖNDÜ

PATRONU ONU YAŞLI DİYE İŞTEN KOVDU. AYLLAR SONRA ŞİRKETE ORTAK OLARAK GERİ DÖNDÜ

.
.

Deneyimin Değeri: Kovulan Ustanın Ortak Olarak Dönüşü

 

Cengiz Kaya, 65 yaşındaydı ve 42 yıllık motor ustalığı tecrübesiyle neredeyse motorların dilinden konuşuyordu. Daha kapağını açmadan bir otobüs motorunun tıkırtısından arızayı anlardı. Bursa’daki Aydın Oto tamirhanesinde 15 yıldır çalışıyordu ve bu yağ kokan, dizel dumanlı atölye onun ikinci evi olmuştu.

Ancak bir öğleden sonra, patronu Burhan Bey’in soğuk sesi onu küçük ofise çağırdığında, Cengiz’in içine bir kurt düştü. Burhan, gözlerini kaçırarak söze başladı: “Cengiz Abi, bak sana saygım sonsuz, bunu bilirsin. Ama tamirhane modernleşmeli. Genç ustalarla kıyaslandığında artık eskisi kadar hızlı değilsin. Yeni teknolojilere hakim gençleri işe almalıyız.”

Cengiz’in midesi kasıldı. 15 yıllık emeğinin, eşsiz becerisinin sonunun böyle geleceğini hiç düşünmemişti. Çekmeceden çıkan sarı zarfa bakarken, öfke yerine yorgun bir sesle konuştu: “Evde hasta bir eşim var, Burhan. Emekliliğime daha üç sene var. Benim yerimi alacak birini üç ayda yetiştiremezsin. Geçen sene otobüs şirketinin motorlarını üç gün uyumadan tamir eden bendim. Bunlar bir şey ifade etmiyor mu?”

Burhan cevap vermedi, sadece başını iki yana salladı ve zarfı öne doğru itti.

Cengiz ağır ağır ayağa kalktı. Alet sandığını alıp atölyeden çıkarken, Burhan arkasından koşarak geldi: “Cengiz Abi, şirkete ait üniformayı iade etmen gerekiyor.”

“15 yıl sonra bu gömleği hatıra olarak almayı hak etmiyor muyum?” diye sordu Cengiz kırgın bir sesle.

“Abi bak, işler zor,” dedi Burhan.

“Eğer gerçek bir saygı olsaydı,” diye kesti Cengiz, “bu yaşta işten çıkarılmazdım.”

Kapıdan çıkarken, Cengiz sarı zarfa baktı. İçindeki para en fazla altı ay dayanacaktı. Eşi Nermin’in ilaçları, işsiz kızı Sevim ve iki torunu—hayatında ilk defa ailesine bakamama korkusu yaşıyordu.

Yeniden Başlangıç ve Onurun Tesisi

 

Sonraki iki hafta boyunca, Cengiz iş aradı. Aynı cümleleri, aynı umutsuzlukla dinledi: “Cengiz Amca, çok isterdik ama müşteriler artık bilgisayarlı sistem istiyor. Tecrübeniz çok değerli ama yaşınız…” 42 yıllık tecrübe, modern dünyada hiçbir şey ifade etmiyordu.

Umutsuzluk içinde, aklına arka bahçedeki küçük kulübe geldi. Yıllardır komşuların arabalarını tamir ettiği bu alanda, belki de son bir şansı vardı. Nermin ve Sevim’in endişelerine rağmen, Cengiz ertesi gün Kaya Motor adını verdiği kendi küçük tamirhanesini kurmaya karar verdi.

İlk başta tereddüt etti ama komşusu Adnan Bey’in arabasını kusursuz tamir etmesiyle ünü mahallede hızla yayıldı. Cengiz’i diğer tamircilerden ayıran tek şey vardı: dürüstlük. Müşteriye tamir masrafı arabanın değerini geçecekse bunu açıkça söylüyor, gereksiz parça değişiminden kaçınıyordu. “Ben size dürüst söylerim,” diyordu. “Tecrübe bunu gerektirir.”

Sevim, babasının yeniden canlandığını görünce ona yardım etmeye başladı. Müşteri randevularını ayarlıyor, muhasebe işlerini tutuyordu. Cengiz artık sadece mahalle tamircisi değil, güvenilirliğin sembolüydü.

Kendi işine başlamasından üç ay sonra, büyük bir fırsat kapısını çaldı. Kahraman Turizm’in sahibi Osman Bey, üç farklı servisin çözemediği otobüs motoru arızasıyla Cengiz’e geldi. Cengiz, üç gün süren incelemenin ardından sorunun parça değil, enjeksiyon sisteminin ince ayarından kaynaklandığını tespit etti.

Osman Bey, Cengiz’in sunduğu detaylı raporu görünce şaşkınlık içinde kaldı. “Böyle detaylı bir rapor görmedim. Siz sadece motorları değil, insanları da tamir ediyorsunuz Cengiz Bey.” dedi.

Osman Bey, Cengiz’e hemen bir teklif sundu: “Hem buradaki işinize devam edin, hem de bizim filoya danışmanlık yapın. Sabit bir maaşla.”

Cengiz, teklifi kabul etti. Artık o sadece bir mahalle tamircisi değil, büyük bir şirketin danışmanıydı.

 

Zaferin Tadı ve Büyük Teklif

 

Aydın Oto’dan ayrılmasının üzerinden bir buçuk yıl geçmişti. Cengiz, işini büyütmüş, iki genç çırak almış ve tecrübesini genç nesillere aktarmaya başlamıştı. Nermin’in sağlığı düzelmiş, Sevim ise kendi ayakları üzerinde durabilmenin gururunu yaşıyordu.

Tam bu sırada, beklenmedik bir misafir kapıda belirdi: Eski patronu Burhan. Yüzü solgun, göz altları çökmüş.

“Cengiz Abi, Aydın Oto büyük sorunlar yaşıyor,” dedi Burhan. “Sen gittikten sonra işler hiç yolunda gitmedi. Müşterilerimizin yarısını kaybettik.”

Burhan itiraf etti: “Yanılmışım abi. Gençler hızlı ama tecrübe bambaşkaymış. İki büyük şirketle anlaşmamız vardı, ikisi de feshetti.”

Ardından asıl konuya geldi: “Seni geri istiyoruz. Hatta… sana ortaklık teklif ediyorum. Tamirhanenin %25’i senin olsun. Sen teknik işleri yönet.”

Cengiz, sakinliğini korudu. Bir buçuk yıl önce “çok yaşlısın” diye kapı dışarı edilen adam, şimdi batan şirketi kurtarması için yalvarılıyordu.

“Üzgünüm, Burhan Bey,” dedi Cengiz. “Ben kendi işimi kurdum. Çıraklarım var, müşterilerim var. Ortaklık ancak karşılıklı saygı ve güven üzerine kurulur. Aramızda bunların hiçbiri yok.”

Burhan çaresizlik içinde yalvardı: “Ne istersen verelim. Yeter ki gel, tamirhanenin başına geç.”

Cengiz gülümsedi. “Hayır, Burhan Bey. Ben artık kendi yolumu çizdim. Ben işten çıkmasaydım, belki de hiç kendi işimi kuramazdım.”

Daha sonra Cengiz, Osman Bey’in şirketi Kahraman Turizm’e ortaklık teklifini kabul etti (sermaye koymadan %5 hisse), ancak şartı vardı: gençlere eğitim vermek ve onlara meslek ahlakı öğretmek.

Cengiz artık sadece motorları değil, hayatları da tamir eden bir mentordu. İşten çıkarılması, onun için en parlak günlerin habercisi olmuştu. Gerçek ustalık, düştüğünde kalkmasını bilmek ve tecrübenin yerini hiçbir şeyin tutamayacağını ispatlamaktı.

.

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News