İSRAİL’Lİ Subay REZİL OLDU! 😮 3 Terörist İçin 203 SİVİL KAYIP! Türkiye 0 Kayıp, NATO ŞOK!

İSRAİL’Lİ Subay REZİL OLDU! 😮 3 Terörist İçin 203 SİVİL KAYIP! Türkiye 0 Kayıp, NATO ŞOK!

.

Vicdanın Zaferi: Brüksel’de Bir Gün

Bölüm 1: Başlangıç

2024 yılının Ekim ayıydı. Brüksel, Belçika… NATO askeri etik ve hukuk merkezinin devasa salonunda, dünyanın dört bir yanından gelen subaylar bir araya gelmişti. Salonun duvarlarında, Cenevre Sözleşmesi’nden alıntılar, savaşın insani yüzünü vurgulayan posterler asılıydı. Bu yılki tatbikat, tarihte ilk kez “Orantılı Güç Kullanımı” üzerine gerçekçi bir simülasyon ile yapılacaktı.

Türkiye’yi temsilen Yarbay Selim Yıldırım, Jandarma Özel Harekât üniformasıyla salona girdi. Gözlerinde hem gurur hem de sorumluluğun ağırlığı vardı. Yanında sekiz kişilik özel timinden iki subay; Yüzbaşı Ayhan ve Üsteğmen Ece vardı. Onların arkasında, geçmişte terörle mücadelede şehit düşen arkadaşlarının hatırası gibi bir sessizlik vardı.

İsrail’i ise Albay Avi Goldstein temsil ediyordu. Sert bakışlı, gri saçlı, savaşın yorgunluğunu taşıyan bir adamdı. Gazze operasyonlarından kalma alışkanlıkları, hızlı ve acımasız kararlarıyla tanınıyordu.

Bölüm 2: Tatbikatın Anlamı

Tatbikatın açılışında, Belçikalı Albay Mark Jansens mikrofonu aldı:

“Beyler, bu tatbikat bir test değil, bir vicdan sınavıdır. Modern savaşta düşmanı yok etmek kolaydır; asıl ustalık, masumları koruyarak düşmanı etkisiz hale getirmektir.”

Salonda derin bir sessizlik oldu. Katılan ülkeler arasında Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, Hollanda, Polonya, Belçika, Norveç, Kanada ve Avustralya vardı.

Her ülkeye aynı senaryo verilecekti:
Üç silahlı terörist, yoğun sivil nüfuslu bir mahallede saklanmış. Görev: Teröristleri etkisiz hale getirmek, sivil kaybı minimumda tutmak.

Değerlendirme kriterleri:

    Hedefi etkisiz hale getirme süresi
    Sivil kayıp sayısı
    Altyapı hasarı
    Cenevre Sözleşmesi’ne uygunluk

Her sivil kayıp -50 puan, her terörist +100 puan. En düşük sivil kayıp veren takım kazanacaktı.

Bölüm 3: İsrail’in Yaklaşımı

İlk olarak İsrail takımı simülasyona başladı. Albay Avi, ekibine talimat verdi:

“Hava desteği talep ediyorum. F-16 lazer güdümlü bomba. Hedef: 7 numaralı bina.”

Sanal ekranlarda F-16 uçağı bombayı bıraktı. Bina yerle bir oldu. Yan binalar da hasar aldı. Sonuç: Üç terörist öldü, 203 sivil hayatını kaybetti.

Salonda şok yaşandı. Mark ayağa kalktı:

“Albay Goldstein, siz üç terörist için 203 sivil öldürdünüz. Bu kabul edilemez.”

Avi savunmaya geçti:

“Teröristler sivillerin arasına saklanmıştı. Onları ayırmanın yolu yoktu. Hızlı müdahale gerekliydi.”

Mark sertçe karşılık verdi:

“Siz orantısız güç kullandınız, katliam yaptınız.”

İsrail’in puanı: -9.850

Bölüm 4: Türk Timinin Hazırlığı

Sıra Türk takımındaydı. Selim ekibine döndü:

“Arkadaşlar, hedefimiz teröristleri etkisiz hale getirmek. Ama tek bir sivilin bile burnunun kanamasına izin vermeyeceğiz.”

Simülasyon başladı. Özel tim, binaya yaklaşırken önce sivilleri tahliye etti. Megafonla, “Siviller lütfen binanın arka tarafından çıkın, güvende olacaksınız,” dediler. 200 sivilden 150’si çıktı, 50’si içeride kaldı.

Elektrik ve su kesildi, psikolojik baskı başladı. Teröristler panikledi, ama sivillere zarar vermediler. Tim, üçüncü kattan sessizce girdi. Sivilleri odalara kilitleyip koruma altına aldı. Keskin nişancılar pozisyon aldı, üç terörist eş zamanlı atışla etkisiz hale getirildi.

Sonuç: Sıfır sivil kayıp, minimal bina hasarı.

Bölüm 5: Vicdanın Gücü

Salon ayağa kalktı, 10 dakika alkış. Mark gözleri dolu bir şekilde konuştu:

“Bu mükemmel bir operasyondur.”

Selim, alçak gönüllülükle yanıtladı:

“Biz Türkiye’de 40 yıldır terörle savaşıyoruz ama hiçbir zaman sivilleri düşman görmedik. Teröristler sivillerin arasına saklanır ama bizim görevimiz sivilleri koruyarak teröristle savaşmaktır.”

Avi başını eğdi, konuşamadı.

Bölüm 6: Yarbay Selim’in Hikâyesi

Ödül töreninde Mark, Selim’e madalya takarken sordu:

“Yarbay Yıldırım, sizin için sivil koruma neden bu kadar önemli?”

Selim durakladı, gözleri doldu.

“Albayım, ben Türkiye’de terör saldırılarında sivil kayıplar gördüm. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar, masum insanlar… Her kayıptan sonra kendime sordum: Biz onları koruyamadık mı? İşte bu yüzden burada simülasyonda bile tek bir sivilin bile ölmesine izin vermedik. Çünkü her sivil birinin annesi, birinin babası, birinin çocuğudur.”

Avi ayağa kalktı, Selim’e yaklaştı, elini uzattı:

“Yarbay, ben hata yaptım. 30 yıldır savaştım ama savaşın amacını unuttum. Düşmanı yok etmek değil, masumları korumak. Siz bana bunu hatırlattınız.”

Selim elini sıktı:

“Albay, savaş zordur ama vicdanlı savaş daha da zordur. Ama tek doğru yol budur.”

Bölüm 7: Tatbikat Sonrası

Tatbikattan bir ay sonra NATO resmi açıklama yaptı:
Türk Jandarma Özel Harekat’ın sıfır sivil kayıp prosedürü NATO kentsel operasyonlar doktrinlerine eklenmiştir.

Altı ay sonra İsrail Savunma Kuvvetleri, Türkiye’ye eğitim talebi gönderdi:
“Sivil koruma taktiklerinizi öğrenmek istiyoruz.”

Selim, NATO’da orantılı güç kullanımı eğitmeni oldu. Her yeni komutana şu cümleyi söylüyordu:

“Güç sizin ne kadar büyük olduğunuzu göstermez. Güç, ne kadar vicdanlı olduğunuzu gösterir. Unutmayın, masum kanı dökmek zafer değil utançtır.”

Bölüm 8: Arka Plan Hikâyeleri

Selim’in özel timinden Yüzbaşı Ayhan, simülasyon sonrası bir köşede oturmuş, telefonundan kızının fotoğrafına bakıyordu. “Baba, bu gece eve erken gel,” yazıyordu mesajda. Ayhan, “Her sivil bir çocuk, bir aile demek,” diye düşündü.

Üsteğmen Ece, bir gün önce annesinin köydeki evini aramıştı. “Kızım, savaşın ne olduğunu bilmem ama insanların ölmemesini isterim,” demişti annesi. Ece, simülasyonda her sivilin annesini, babasını, kardeşini düşündü.

Bölüm 9: İsrail Takımında Değişim

Tatbikatın ardından Avi Goldstein, ülkesine döndüğünde bir iç sorgulamaya girdi. Gazze’deki bir operasyonda, bir binayı bombalarken sivillerin varlığını göz ardı etmişti. O gece, simülasyonun sonuçlarını düşündü. Kendi oğlunun, bir gün bir savaşta masumların yanında olmasını istemiyordu.

Avi, İsrail Savunma Kuvvetleri’nde eğitim programlarını değiştirdi. “Sivil koruma, askeri başarıdan daha değerlidir,” dediği dersler başlattı.

Bölüm 10: Uluslararası Etki

Tatbikatın ardından Almanya, İngiltere ve Fransa da Türk modelini incelemeye aldı. Avrupa basınında “Türk JÖH’ün vicdanlı zaferi” başlıklı makaleler yayımlandı.

Amerikan subayı Albay Richard, simülasyon sonrası Selim’e yaklaştı:

“Sizin yönteminiz, bizim alışkanlıklarımızı sorgulattı. Savaşın sadece teknolojiyle değil, insanlıkla kazanıldığını gösterdiniz.”

Bölüm 11: Vicdanın Yükselişi

Brüksel’deki o gün, sadece bir tatbikat değil, bir dönüm noktası oldu. Yarbay Selim, ekibiyle birlikte insanlığın savaşta bile korunabileceğini gösterdi.

Bir yıl sonra, NATO doktrinlerinde yeni bir madde eklendi:
“Her askeri operasyonda sivil koruma en yüksek önceliktir.”

Selim, Brüksel’deki o günün fotoğrafını masasının üstüne koydu. Yanına, şehit düşen arkadaşlarının fotoğraflarını da ekledi. Onlara her sabah seslendi:

“Bugün bir sivil daha yaşadıysa, zafer budur.”

Bölüm 12: Sonuç ve Mesaj

Bu hikaye, güç ve vicdan arasındaki ince çizgiyi anlatıyor. Hız önemlidir ama insaniyet daha önemlidir. Bazı zaferler bombalarla değil, sabır ve vicdanla kazanılır.

Brüksel’de bir Türk timi, sadece bir yarışma kazanmadı. Tüm dünyaya gösterdi ki savaş, masumiyet kanı üzerine inşa edilemez. Ve bazı komutanlar, sivilleri koruyarak tarih yazar.

SON

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News