Bir Affın Ardındaki Gerçek

Bir Affın Ardındaki Gerçek

Madrid’in sabahı yavaşça uyanıyordu. Şehrin gri gökyüzü, Salamanca semtindeki modern bir binanın yüksek katında, altı aylık hamile Lia Marens’in odasına süzülüyordu. Elini karnına koymuş, bebeğinin hafif hareketlerini hissediyordu. Dışarıda araba sesleri, ekmek satıcıları ve açılan kepenkler arasında hayat olağan görünüyordu. Fakat bu zarif sessizlik, havada asılı duran soğuk bir mesafeyi gizliyordu. Lia aynada yüzüne baktı; uykusuz gecelerin yorgunluğu ve dile getirilmeyen şüphelerin ağırlığı gözlerinde okunuyordu.

Kocası Álvaro Cárdenas yine erken çıkmıştı. Her zaman acil toplantıları olduğunu, Serranotech’in geleceğinin ona bağlı olduğunu söylerdi. Lia önceleri ona inanırdı, fakat artık her kelimesi bir senaryonun parçası gibi geliyordu. Mutfakta güneş ışığı tezgaha vuruyordu; telefonunda kısa bir mesaj yanıp söndü: “VL ❤️”. Lia dokunmaya çekindi, sanki dokunsa yer ayaklarının altından kayıp gidecekmiş gibi. O isim, Vera Lencero, iş maillerinde ve gece gelen aramalarda hep gizli kalmıştı.

Düşünmek için dışarı çıktı. Yavaşça yürüdü, kalabalığın telaşına inat, nefesini dengelemeye çalıştı. Bir mağazanın vitrininde kendini görünce, bir anlığına tanıyamadı. O sakinliğin ardında ne zaman kaybolmuştu? Öğle vakti eve döndüğünde Álvaro, salonda telefonda konuşuyordu. “Vera” adını öyle bir yumuşaklıkla söyledi ki, Lia’nın kalbi hızla çarptı. Her şey yerine oturuyordu; yokluklar, gece toplantıları, yabancı bir parfüm. Bebeği karnında hareket edince gözlerini kapadı, ağlamamaya çalıştı. Şimdi güçlü olmalıydı, en azından bebeği için.

O gece uyuyamadı. Álvaro yanında huzurla uyurken, Lia’nın aklında o mesaj yanıyordu. Doktorunun “Stresten kaçınmalısın” sözleri aklında yankılandı. Ama dünya sessizce yıkılırken bunu nasıl yapabilirdi? Karnına elini koyup fısıldadı: “Seni koruyacağım, söz veriyorum.”

Ertesi gün, Lia doğum kontrolü için hastaneye gitti. Her şey yolundaydı, doktor dinlenmesini önerdi. Otoparktan çıkarken, sessizlik Lia’yı huzursuz etti. Birden yoğun bir parfüm kokusu havayı doldurdu. Uzun boylu, sarı saçlı, kırmızı kabanlı bir kadın yaklaştı: “Demek sen Lia’sın,” dedi küçümseyici bir sesle. Lia geri adım attı, karnını korudu. “Sen kimsin?” diye sordu, ama cevabı biliyordu. Kadın soğukça gülümsedi: “Senin yerinde ben olmalıydım.” Vera Lencero, Álvaro’nun sevgilisi. “O çocukla onu tutamazsın, sadece bir engelsin!” Lia korkuyla, “Sorun istemiyorum, hamileyim,” dedi. Ama Vera dinlemedi, çantasını savurdu. Lia yere düştü, acıyla inledi. Vera bir an durdu, sonra hızla uzaklaştı. Lia yerde kaldı, karnındaki hafif hareketle bir damla gözyaşı döktü. Güçlükle telefonuna ulaşıp kardeşi Eloy’u aradı: “Hastaneye gel, lütfen.”

Ambulansla hastaneye götürüldü. Eloy yanında, doktorlar bebeğin iyi olduğunu söyledi. Lia’nın gözlerinden yaşlar süzüldü. Eloy, “Kim yaptı bunu?” diye sordu, ama cevap gerek yoktu. O gece, hastane koridorunda sessizlik vardı. Lia bebeğine fısıldadı: “Dayan, küçük kızım. Her şey yoluna girecek.”

Sabah, bir kadın odaya girdi: Ulusal Polis müfettişi Nerea Soler. Lia olanları anlattı, Vera’nın adını verince Nerea ciddiyleşti. “Bu iş sandığınızdan daha karmaşık,” dedi. Güvenlik kameraları ve tanıklar vardı, soruşturma başlayacaktı. Serranotech’te ise Álvaro her şeyi gizlemeye çalışıyordu. Vera’ya “Bir daha yazma” diye mesaj attı.

Gael Estrada, Serranotech’in yatırımcısı, hastaneye geldi. Şirketteki şüpheli para hareketlerinden bahsetti. “Birileri bir şeyler saklıyor,” dedi. Nerea, finansal dolandırıcılıkla saldırı arasında bağlantı olabileceğini söyledi. Lia, her şeyin kontrolünden çıktığını hissetti.

Eloy her gün çiçeklerle ve kitaplarla geliyordu. Bir gün gazete getirdi; Serranotech hakkında haberler vardı ama olay henüz duyulmamıştı. Lia biliyordu, sonsuza dek saklanamayacaktı. Ardından Álvaro’nun annesi Celia hastaneye geldi. “Oğlum işine çok bağlı, her şey düzelecek,” dedi. Lia sessiz kaldı, Celia’nın asıl niyetinin görünüşü korumak olduğunu anladı.

Gael, denetim ekibiyle toplantı yaptı. Tüm belgeleri masaya serdi: “Bunlar şirket politikalarına uymuyor.” Hesaplar Álvaro’ya aitti. Vera’ya ise “Sakın kimseyle konuşma,” diye mesaj attı. O gece, Gael şehre bakarken “Gerçek ortaya çıkmalı,” dedi.

Lia, Eloy ile bir kafede Vera’yı bekledi. Vera geldi, Lia’ya küçümseyici sözler söyledi. Lia ise sakin kaldı: “Bebeği rahat bırak, sadece huzur istiyorum.” Vera öfkeyle ayrıldı. Gael uzaktan izledi, “Gerçek sonsuza kadar saklanmaz,” diye not aldı.

Gael, Eloy’a şirket dosyalarını gösterdi. “Álvaro ve Vera aylarca hesapları manipüle etmiş. Sadece para değil, bazı mesajlar daha tehlikeli.” Eloy, “Neden yardım ediyorsunuz?” diye sordu. Gael, “Bir zamanlar ben de bu durumda kaldım. Adaleti görmezden gelmeyeceğim,” dedi.

Nerea, Lia’ya kamera kayıtlarını gösterdi: Kırmızı kabanlı kadın Vera’ydı. Soruşturma derinleşti. Gael tüm belgeleri polise ve şirkete gönderdi. “Hiçbir şirket bir hayattan değerli değil,” diye not düştü.

Sonunda Serranotech’te olağanüstü toplantı yapıldı. Gael, Nerea ve Celia oradaydı. Gael belgeleri sundu, Nerea, “Yargı kararıyla Álvaro ve Vera hakkında soruşturma başlatıldı,” dedi. Polis ikisini gözaltına aldı. Álvaro, Gael’e öfkeyle baktı: “Sen kazandın sanma!” Gael ise, “Kazanan yok, sadece durdurdum,” dedi.

Lia evde televizyonu izledi, tutuklama haberleri çıktı. Eloy kapattı: “Bitti.” Lia, “Hayır, affetmek kaldı,” dedi. Celia çiçeklerle geldi, “Oğlumu savunmakla hata yaptım. Özür dilerim,” dedi. Lia ise, “Bazen sevgi de kör eder,” diye cevapladı.

Gael, Lia’ya tazminat teklif etti. “Bu bir ödeme değil, yeni bir kapı.” Lia kabul etti, “Gelecek için, geçmiş için değil.” Celia gözyaşlarıyla, “Affetmek ne kadar hafifmiş,” dedi. Lia, “Affetmek olanları silmez, ama ilerlememizi sağlar.”

Bir yıl geçti. Lia, kucağında Amira’yla sabahı izliyordu. Celia eski bir tesbih ve mektup getirdi: “İnanç dua değil, onarmaktır.” Eloy çiçeklerle geldi, “Senin gücün ona geçecek,” dedi. Gael de uğradı, “Dava bitti, Álvaro cezasını kabul etti.” Lia, “Umarım neyi yıktığını anlar,” dedi. Gael, “Anlamak da bir ceza,” dedi.

Akşam balkonunda, Amira ışıklara bakarken Lia fısıldadı: “Yeni bir başlangıç sesi bu.” Eloy, “Onu korudun, sözünü tuttun,” dedi. Lia, “Tek başıma yapmadım. Hayat bana doğru insanları verdi.” Celia ve Gael’e baktı, güneş batarken sessizce, “Bazen adalet mahkemede değil, ikinci şanslarda yazılır,” dedi.

Gece, Lia Amira’yı yatırdı, bir mum yaktı. Geçmişi düşündü ve anladı: Affetmek yolun sonu değil, gerçek bir başlangıçtı. Dışarıda Madrid temiz bir gökyüzüyle uyuyordu. Lia pencereye yaklaştı, “Teşekkür ederim,” diye fısıldadı. Kime söylediğini bilmiyordu; Tanrı’ya, kızına ya da kendisine. Ama o an, döngünün tamamlandığını hissetti. Sessizlikte mumun alevi küçük bir güneş gibi yanıyordu. Lia Marens, affın son değil, her şeyin gerçek başlangıcı olduğunu anladı.

Not: Eğer cần bản word hoặc pdf, vui lòng yêu cầu để mình tạo file cho bạn!

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News