Mucize Kuşu: Defne, Ali ve Umudun Hikayesi

Mucize Kuşu: Defne, Ali ve Umudun Hikayesi

İstanbul’un Nişantaşı semtinde, lüks bir apartmanın en üst katında Kemal Kaya gecenin sessizliğinde boğazın karanlık sularına bakıyordu. Bir zamanlar hayatı mükemmeldi; büyük bir inşaat şirketinin sahibi, güzel bir eşi ve sevimli bir kızı vardı. Şimdi ise, yedi yaşındaki kızı Defne ile yalnızdı. Defne iki yıl önce annesi Leyla’nın ani ayrılışından sonra görme yetisini kaybetmişti. Doktorlar gözlerinde fiziksel bir sorun bulamıyor, bunun bir travma sonucu olduğunu söylüyordu.

Bir gece Defne, “Baba yanımda mısın?” diye sordu. Kemal hemen kızının yanına koştu. Defne, “Annem rüyama geldi. Bana dönecekmiş ama ben göremeyecekmişim onu,” dedi. Kemal, kızının saçlarını okşadı, ona umut vermeye çalıştı. Ertesi gün, son bir umutla Türkiye’nin en iyi göz doktoru Profesör Selim’e gittiler. Fakat testler yine sonuçsuzdu. Defne’nin gözleri sağlıklıydı ama görmek istemiyordu.

Hastanenin bekleme salonunda Kemal umutsuzca otururken, 9 yaşında, eski püskü kıyafetler giymiş bir erkek çocuk dikkatini çekti. Çocuğun adı Ali’ydi ve şehir yetimhanesinde kalıyordu. Ali, “Kızınıza yardım edebilirim,” dedi. Kemal önce inanmadı, ama Defne Ali’nin sesine tepki verdi. Ali, Defne’ye bir hikaye anlattı: Annesini kaybeden küçük bir serçenin gözlerini kapaması, sonra bir başka kuşun ona annesinin hediyesini gösterebilmek için gözlerini açmasını istemesi… Ali, Defne’ye bir origami kuş yaptı ve “Hayal et, kanatları mavi, gagası sarı. Gözlerini aç ve onu gör,” dedi. Defne gözlerini hafifçe araladı ve ilk kez bir ışık gördü. Kemal gözyaşlarını tutamadı.

Ali, Kemal’e “Beni evlat edinebilirsin. Defne’nin tamamen iyileşmesine yardım ederim,” dedi. Kemal şaşırdı, ama Defne Ali’ye hemen bağlandı. Kemal, Ali’yi hafta sonu evine davet etti. Ali, Defne’ye renkleri hissetmeyi öğretti; kırmızı ateş gibi, mavi su gibi, sarı güneş gibi… Defne, Ali’nin yardımıyla renkleri hatırlamaya başladı. Her gün biraz daha fazla görebiliyordu.

Kemal, Ali’nin yetimhaneden geçici olarak onlarla kalması için yasal işlemleri başlattı. Ali, evde kolayca adapte oldu; Defne’ye görme egzersizleri yaptırıyor, Kemal’e ev işlerinde yardım ediyordu. Fakat Ali’nin en büyük kaygısı, Ayşe Hanım’dı. Ayşe Hanım, Ali’nin yetimhanede ona bakan gönüllüydü ve şimdi hastaydı; kalp nakli gerekiyordu. Kemal, Ayşe Hanım için en iyi tıbbi bakımı sağladı, ama doktorlar umut vermiyordu.

Bir gün Kemal, yıllar önce kendisini terk eden eşi Leyla’dan bir mesaj aldı. Leyla, depresyon tedavisi gördüğünü, şimdi iyileştiğini ve geri dönmek istediğini söyledi. Kemal, Defne’ye annesinin döndüğünü açıkladı. Defne önce çok kızdı, annesini görmek istemedi. Ali de endişeliydi; Defne’nin annesi eve dönerse kendisinin ne olacağını sordu. Kemal, “Sen bizim ailemizin bir parçasısın. Evlat edinme işlemlerini başlatacağım,” dedi.

Cumartesi günü, boğazda tekne turu yapacaklardı. Leyla da katıldı. Defne önce çekingen davrandı ama Leyla’nın sabrı ve sevgisiyle aralarındaki buzlar yavaş yavaş eridi. Defne, “Ben seni özledim anne,” dedi ve annesine sarıldı. Leyla, Defne’ye ve Ali’ye minnettar oldu. Kemal, Leyla’ya tekrar bir aile olma şansı vereceğini söyledi.

O sırada Ayşe Hanım’ın durumu kötüleşti. Hastanede, son anlarında, Ali ve Defne onun yanında oldu. Ayşe Hanım, “Ali’yi evlat edinin, ona bir baba olun. Ve affetmeyi öğrenin,” dedi Kemal’e. Ayrıca bir vakıf kurmalarını istedi; kimsesiz çocuklar için. Ayşe Hanım huzur içinde vefat etti. Cenazede, Kemal, Ayşe Demir Çocuk Vakfı’nı kuracağını duyurdu. Ali, Kemal ve Defne artık gerçek bir aile olmuştu.

Zamanla Leyla ile Defne arasındaki ilişki güçlendi. Leyla, vakıfta gönüllü çalışmaya başladı, çocuklara resim dersleri verdi. Kemal, Ali’nin evlat edinme işlemlerini tamamladı. Defne’nin görme sorunu tamamen geçti. Ali, Defne’nin en yakın arkadaşı ve kardeşi oldu. Kemal ve Leyla yeniden evlendiler.

Yıllar geçti. Ayşe Demir Çocuk Vakfı yüzlerce çocuğa umut oldu. Ali, psikoloji okumak için üniversiteye başladı; amacı çocuklara yardım etmekti. Defne, gazeteci olmak istiyordu. Bir gün Ali, Ayşe Hanım’ın mezarına gitti, küçük prens kitabını bıraktı ve “Sen haklıydın Ayşe teyze, mucizeler gerçekten gerçekleşiyor,” dedi.

O gün, bir serçe Ali’nin yanından uçtu. Ali ona gülümsedi, “İyi uçuşlar küçük serçe,” dedi. O serçe, tıpkı Ali ve Defne gibi, özgürce ve umutla aydınlık bir geleceğe doğru uçuyordu.

Son:
Bu hikaye, umutsuzluğun ortasında doğan bir mucizenin, sevgiyle ve cesaretle bir aileyi yeniden bir araya getirişini anlatıyor. Ali ve Defne’nin dostluğu, Kemal’in affetmeyi öğrenmesi ve Ayşe Hanım’ın fedakarlığı sayesinde, İstanbul’da bir aile yeniden doğdu.

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News