Milyoner, hizmetçisini oğluyla birlikte çöplükte buldu… Sonrasında olanlar şok edici…
.
.
Milyoner, Hizmetçisini Oğluyla Birlikte Çöplükte Buldu… Sonrasında Olanlar Şok Edici…
Curitiba’da, Kasım sıcağında, Rodrigo Baptista‘nın kusursuz gri takımı sırtına yapışmıştı. 15 metre öteden bile çöp kokusu her şeye sinmişti: Yanmış plastik, çürüyen organik madde, boğaza yapışan keskin bir koku.
Milyoner iş adamı Rodrigo, dikkatini inşaat mühendisinden uzaklaştırıp, tel örgünün diğer tarafına çevirdi. Orada, karton ve ıslak şişelerden oluşan bir denizin ortasında, bir kadın vardı. Çömelmiş, kucağında küçük bir çocuk tutuyordu. Kadın, diğer hurdacılar gibi hareket etmiyordu; fazla hareketsizdi.
Rodrigo’nun zihninde eski bir anı canlandı. Sekiz yaşlarındaydı. Aile evlerinde çalışan, annesinin sürekli aşağıladığı bir kadın. Annesi, kadının “hırsızlık” yaptığını söyleyerek onu bir gün aniden kovmuştu. Rodrigo o zamanlar annesinin sözlerini kabul etmişti.
Ama şimdi, yirmi yıl sonra, bu şantiyenin ortasında durmuş, çöplüğe bakarken, annesinin sürekli tekrarladığı o sözleri düşünüyordu: “İşadamları duyguyla zaman kaybetmez.”
Mühendis susmuştu. Rodrigo, profesyonel bir gülümseme takınmaya çalıştı, ama tam o sırada havayı keskin, çocuksu, umutsuz bir çığlık yardı. Çığlık, o hareketsiz kadının olduğu yerden geliyordu.
Rodrigo, başını çevirdi. Kadın, çöp torbalarının üzerine yan düşmüştü. Kıpırdamıyordu. Kucağındaki çocuk ayağa kalkmış, küçük elleriyle annesinin bedenini sarsıyordu: “Anne, anne, ölme, lütfen!”
Rodrigo Baptista, işi duygudan ayırmayı öğrenmiş olan o başarılı işadamı, içinde bir şeyin kırıldığını hissetti. Koşmaya başladı.

Tanıma ve Terör
Rodrigo, tel örgünün üzerinden atladı. Jiletli tel kolunu çizdi, sıcak kan aktı, pahalı takım elbisesi yırtıldı. Ayakları, yumuşak çamurun içine battı. Koku patladı; artık uzakta değil, burun deliklerinde, cildindeydi.
Kadına ulaştı. Yere yığılmış, kuru dallardan yapılmış gibi zayıftı. Yüzü, enfekte olmuş yaralarla kaplıydı.
“Genç hanım, beni duyuyor musunuz?” Rodrigo, omzuna dokundu.
Çocuk, koluna yapıştı: “Onu kurtar, lütfen! Günlerdir yemek yemiyor.”
“Sakin ol,” dedi Rodrigo, çocuğun kirli yüzünü tutarak. “Anneni kurtaracağım, sana söz veriyorum.”
Kadın yavaşça gözlerini açtı. Gözlerini kırpıştırdı, odaklanmaya çalıştı. Ve kimi gördüğünde, yüzü değişti: saf, mutlak, içgüdüsel bir terör.
“Rodrigo,” sesi boğuk çıktı. “Hayır, ona söyleme, lütfen! O beni öldürecek!”
“O kim? Sakin olun,” diye sordu Rodrigo, kalbi göğsünde çarpıyordu.
“O, seni gönderdi! Madam Elsa, bizi yok etmesi için seni gönderdi!” diye bağırdı kadın, dehşetle.
Rodrigo şaşkınlıkla başını salladı. “Hayır, ben… ben sadece yardım etmek istiyorum.”
Kadın, panik içinde yataktan kalkmaya çalıştı, eliyle havayı itiyordu. Çocuk tekrar ağlamaya başladı.
“Ambulans çağırın!” diye bağırdı Rodrigo, arkasındaki şantiyeye doğru. “Hemen, acil durum!”
Ambulans geldi. Kadın, Edyen‘i sedyeye yerleştirdiler. Rodrigo, çocuğun elini bıraktı.
“Ailesi misiniz?” diye sordu sağlık görevlisi.
Rodrigo, o an tereddüt etmedi. Zayıf sedyeye bakarak, sonra çocuğa bakarak, “Evet,” dedi.
Vicdanın Çöküşü: Baba ve Oğul
Hastaneye giderken, Rodrigo, Edyen’in korkusunun kaynağını anlamaya çalışıyordu: Madam Elsa, annesi. Edyen, annesi tarafından kontrol edilen polis ve adaletten korkuyordu.
Edyen, annesinin on iki yıl boyunca evlerinde çalışan hizmetçiydi. Şimdi, o çöplükte yaşıyordu ve Rodrigo’dan, annesinin kendisini gönderebileceği bir “yok edici” olarak korkuyordu.
Doktor, Edyen’in durumunun ciddi olduğunu söyledi: “Şiddetli yetersiz beslenme, derin anemi, çoklu enfeksiyonlar. En az bir hafta hastanede kalmalı.” Doktor ayrıca, Edyen’in sırtında, kollarında ve kaburgalarında yıllardır süren fiziksel şiddet izleri olduğunu da belirtti.
Rodrigo, odasına girdi. Edyen, daha temiz, daha insan görünüyordu.
“Rodrigo,” sesi zayıftı. “Bana her şeyi anlat.”
Edyen, gözleri yaşlarla dolu, sonunda fısıldadı: “Babanız beni tecavüz etti.”
Rodrigo, kaskatı kesildi. Edyen, altı yıl önce, babasının sarhoşken onu taciz ettiğini söyledi. Hamile kaldığında, annesi Elsa’dan yardım istedi.
“Ve anneniz ne yaptı?” diye sordu Rodrigo, sesi boğuktu.
“Beni yeraltı bir kliniğe götürdü. Anestezi veya uygun ekipman olmadan kürtaj yapmaya çalıştı.”
Edyen, kaçtı. “Sonra beni evden attı. Hırsızlık yapmakla suçladı, polis kontrolündeydi. Tüm evraklarımı aldı. İşsiz, belgesiz, hamile kaldım.”
“Ve Davi,” Rodrigo’nun kalbi sıkıştı. “O, çöplükte doğdu. Çöplerin arasında.”
Telefonu çaldı. Arayan annesiydi: “Hemen o kadından uzaklaş, Rodrigo! O, ailemizi mahvedecek!”
Rodrigo, sesi buz gibi, cevap verdi: “Bunu daha önce sen yaptın, anne. Sen ve babam altı yıl önce ailemizi mahvettiniz. Babanın tecavüzünü, kürtajı, her şeyi biliyorum.”
Annesi, Elsa, şok içinde sustu. “Sana her şeyi alırım, Rodrigo! Şirketi, adı! Hiçbir şeyin kalmaz!”
“O zaman al,” dedi Rodrigo. “Sizden gelen hiçbir şeye ihtiyacım yok. Zaten yalan üzerine kurulu bir şeydi.” Ve kapattı.
Adaletin Yüzü ve Yeniden İnşa
Üç ay sonra, Curitiba’daki lüks bir hayır etkinliği sırasında, Rodrigo sahneye çıktı. Karşısında tüm şehir eliti vardı. Annesi Elsa, en önde, hala kendinden emin bir ifadeyle oturuyordu.
“Ben bugün hayırseverlikten değil,” dedi Rodrigo mikrofonu tutarak. “Gerçekten adaletten bahsedeceğim.”
Rodrigo, annesinin ve babasının Edyen’e yaptıkları her şeyi, kürtaj girişiminden, hırsızlık suçlamasına, altı yıl boyunca çöplükte yaşamasına kadar her şeyi anlattı.
Elsa ayağa fırladı: “Yalan! İftira!”
“Kanıtlarım var,” dedi Rodrigo. “Sahte belgeler, tıbbi raporlar, şahitler…”
Salona sessizlik çöktü. Ardından, polisler içeri girdi. Mandalar hazırdı.
“Elsa Maria Baptista, sahte şahitlik, evrakta sahtecilik, alıkoyma ve tecavüze ortaklıktan tutuklusunuz.”
Elsa, çığlık atarak, isyan ederek, yüzündeki o donmuş kibir maskesi paramparça olarak götürüldü. Dışarıda kameralar, matrişin düşüşünü filme çekiyordu.
O sırada, salona Edyen ve Davi girdi. Edyen, zayıf ama onurlu bir şekilde, Davi’nin elini tutarak sahneye yürüdü.
“Benim adım Edyen Santos,” dedi, sesi titrek ama güçlüydü. “Tecavüzden kurtuldum. Ailem beni yok etmeye çalıştı. Ama ben hayatta kaldım.”
Salondaki sessizlik, alkış tufanına dönüştü. Rodrigo, gözyaşları içinde Edyen’i ve Davi’yi kucakladı. “Kazandık, anne,” dedi Davi. “Evet, oğlum, kazandık.”
Elsa, on yıl hapis cezası aldı. Bütün mal varlığı, yalan üzerine kurulu olan her şey, elinden alındı.
Rodrigo, babasının tecavüzünden doğan Davi’yi öz kardeşi olarak kabul etti. Soyadını değiştirdi. Babasının mirasının bir kısmını almayı reddetti.
Altı ay sonra, çöplüğün bulunduğu yerde, Edyen Santos Enstitüsü açıldı. Duvarları beyaza boyanmış, kitaplarla dolu odalar ve temiz masalar. Edyen, burada şiddet mağduru kadınlara ve çocuklara destek veriyor, onlara meslek öğretiyordu.
Rodrigo, artık inşaat imparatorluğunun CEO’su değildi. Şirket, annesinin suçlarının ağırlığı altında çökmüştü. Ama pişman değildi. O ve Edyen, o çöplükte buldukları tek şeyi inşa ediyorlardı: adaleti ve gerçek bir aileyi.
Rodrigo, Edyen ve Davi, Curitiba’da mütevazı bir hayat kurdular. Artık zengin değildi, ama her sabah oğlu uyanıp ona gülümsediğinde, kimsenin satın alamayacağı bir servete sahip olduğunu biliyordu.
.