Yedi Yıl Sonra Eve Dönen Kedi
Windsor, Ontario’nun sakin sokaklarında hayat dingin bir şekilde akıp giderken, Sophie Lane’in yaşamı sessiz ama huzurlu görünüyordu. Windsor Halk Kütüphanesi’nde çalışıyor, kitap rafları ve tanıdık yüzler arasında günlerini geçiriyordu. Jackson Park’ta yürüyüş yapmayı, baharda açan laleleri ve şehir merkezindeki kafelerden yayılan kahve kokusunu seviyordu. Ama tüm bu küçük mutlulukların ötesinde, bir zamanlar kalbinde en çok değer verdiği bir şey vardı: kedisi Julio.
Julio onun hayatına tesadüfen girmemişti. On iki yıl önce, arkadaşı Laura’nın ısrarıyla Windsor Essex County Hayvan Barınağı’na gitmişti. O gün evlat edinmeyi planlamıyordu. Ama kader farklı planlar yapmıştı. Barınağın köşesinde küçük, çizgili bir kedi yavrusu, gözlerinde merakla kıvılcım parlayan minik bir beden halinde yatıyordu.
Sophie elini uzattığında, Julio tereddüt etmeden kucağına atladı ve öyle güçlü mırıldandı ki barınak çalışanları gülümsedi. Sanki onu yıllardır bekliyormuş gibiydi. Sophie ona çocukluk kitaplarındaki kaşifin adını verdi: Julio.
Beş yıl boyunca ayrılmaz oldular. Julio, Sophie işten döndüğünde kapıda beklerdi. Geceleri yastığının yanında kıvrılır, onun kitap okurken çevirdiği sayfaların sesiyle birlikte mırıldanırdı. Hafta sonları yağmurun cama vuran sesiyle uyuşan tembel sabahlarda yan yana uzanırlardı. Julio sadece bir evcil hayvan değildi, Sophie’nin ruhunun bir parçasıydı.
Ama bir sonbahar günü her şey değişti. Sophie bahçesinde çalışırken aralık bıraktığı kapıdan Julio dışarı çıktı. Önce endişelenmedi; Julio her zaman geri dönerdi. Bu kez dönmedi.
Aramalar, afişler, barınak ziyaretleri sonuçsuz kaldı. Yıllar geçti. İlk Noelsiz gece, Sophie ağlayarak ağacına Julio’nun adını yazdığı küçük bir çan astı. Arkadaşları ona başka bir kedi almasını önerdi ama Sophie’nin kalbi izin vermedi.
Yedi yıl sonra, telefon çaldı. Barınak bir kedi bulmuştu. Yaşlı, zayıf, kulakları yırtık, gözleri bulanık… ama yaşıyordu. Mikroçipi taradılar: Julio.
Sophie barınağa koştu. Küçük odada, yorgun ve zayıf bir beden kıvrılmıştı. Ama Sophie’nin fısıltısını duyunca başını kaldırdı. Kokuyu tanıdı. Mırıldanmaya başladı—zayıf, kısık, ama Julio’ydu.
Sophie ağlayarak diz çöktü. Yıllar sonra yeniden kavuşmuşlardı.
Ama Julio’nun sağlığı kötüydü. Aç kalmış, enfeksiyonlar geçirmiş, vücudu yaralarla doluydu. Veteriner, önünde zor bir yol olduğunu söyledi. Sophie hiç tereddüt etmedi. Onu evine götürdü, eski oyuncaklarını çıkardı, her gün ilaç verdi, sesli kitap okudu. Julio yavaş yavaş toparlandı.
Sonra bir gün mutfakta yere yığıldı. Veteriner, karnında yıllardır duran metal bir parça buldu. Ameliyat riskliydi. Ama yapılmazsa Julio birkaç gün içinde ölecekti.
Sophie’nin kararı nett i: “Yedi yıl sokaklarda hayatta kaldıysa, şimdi pes etmeyecek.”
Ameliyat saatler sürdü. Sophie, Julio’nun eski battaniyesine sarılarak bekledi. Sonunda doktor gülümsedi: metal çıkarılmıştı. Julio yaşamıştı.
Günler geçtikçe Julio biraz daha güçlendi. Tekrar mırıldandı, oyuncaklara dokundu, Sophie’nin kucağında uyudu. Artık evindeydi.
Sophie, hayatına yeniden ışık katan bu yaşlı kediyle her anı kıymetli bildi. Her gece ona aynı sözleri fısıldadı: “Artık güvendesin. Artık evdesin. Bir daha asla yalnız olmayacaksın.”
Onların bağı, yılların acısına rağmen dimdik ayaktaydı. Ve her geçen gün daha da güçlendi.