Bir KADIN bir YETİM kızı evlat edindi, ancak onu YIKARKEN tüyler ürpertici bir GERÇEKİ KEŞFETTİ

Bir KADIN bir YETİM kızı evlat edindi, ancak onu YIKARKEN tüyler ürpertici bir GERÇEKİ KEŞFETTİ

.
.

Elif ve Duru: Karanlıktan Aydınlığa Uzanan Yol

Elif Kaya, yıllardır hayalini kurduğu bir anı yaşıyordu. İzmir Çocuk Esenlik Merkezi’nden gelen telefonla 7 yaşındaki Duru’yu evlat edinme başvurusunun onaylandığını öğrendiğinde, elleri titredi, kalbi heyecanla doldu. Yıllar süren başvurular, görüşmeler, değerlendirmeler sonunda mucize gerçekleşmişti. Duru, artık onun kızı olacaktı.

Cumartesi sabahı, Elif ve yakın arkadaşı Nermin Hanım, Duru’yla tanışmak için merkeze gittiler. Burası eski, yıpranmış bir binaydı. Elif kapıyı gıcırdayarak açtı, genç görevli Gülce onları karşıladı. Duru, yan odada sakin ve hareketsiz oturuyordu. Kestane saçları bir yana toplanmış, büyük koyu gözleri doğrudan bakmaktan kaçınıyordu. Elif, “Merhaba tatlım, ben Elif. Seninle tanışmayı uzun zamandır bekliyordum,” dedi yumuşak bir sesle. Ona getirdiği boya kalemlerini masaya koydu. Duru, yeşil bir kalem aldı ve minik bir ağaç çizmeye başladı.

Elif, “Ağaçları seviyor musun? Ben de çok severim. Evimin arkasında küçük bir bahçem var. Belki birlikte ayçiçekleri dikeriz, ister misin? Benimle yaşamak ister misin?” diye sordu. Duru uzun uzun baktı, sessizce başını salladı. İçinde büyük bir korku vardı, mesafesini koruyordu. Elif omzuna dokunmak istediğinde Duru ürkerek çekildi. İlk gece Duru uyuyamadı, gözleri açık, oyuncak ayıcığına sıkıca sarılmıştı. Elif kapıda onu izledi, gece lambasını açık bıraktı. “Eğer bir şeye ihtiyacın olursa seslen,” dedi.

Ertesi gün Duru’yu parka götürdü. Duru salıncağa binmek istemedi, sadece Elif’in yanına oturmak istedi. Küçük bir çocuk yanından koşarak geçtiğinde irkildi, başını kapattı, dudaklarını sıktı. Elif, “İyi misin?” diye sordu, Duru “İyiyim, ağlamayacağım,” dedi ama gözleri titriyordu. Elif, “Ağlamak kötü bir şey değil, canın yandıysa ağlayabilirsin,” dedi. Duru sessiz kaldı.

Pazar gecesi Elif, Nermin Hanım’ı aradı. “Duru’nun davranışları beni çok endişelendiriyor. Ellerine kimse dokunmasına izin vermiyor, sanki bir şeyden korkuyor,” dedi. Nermin Hanım, “Belki de haklısın. Gözlerinde kemiklerine işlemiş bir korku var,” dedi. Elif, “Ona soracak mıyım?” diye sordu. “Hayır, ona güvenene kadar bekle,” dedi Nermin Hanım.

Elif, Duru’ya yumuşakça yaklaştı. “Banyoyu sever misin? Sana bir şey sorabilir miyim? Eğer seni korkutacak bir şey yaparsam bana söyleyebilir misin?” Duru, “Sen beni korkutmuyorsun, diğerleri,” dedi. Elif’in boğazı düğümlendi. Duru, “Birisi vardı, çok bağırırdı, beni döverdi,” diye fısıldadı. Elif masanın kenarını sıktı, gözyaşlarını tuttu.

Bir gün Duru’yu kasabanın küçük kütüphanesine götürdü. Duru “Büyülü Orman” adlı kitabı seçti. “Ormanları sever misin?” diye sordu Elif. Duru, “Her gece bir orman düşlüyorum. Orada kimse bana vurmaz,” dedi. Elif, “Bir gün onu gerçek yaparız,” dedi. Duru hafifçe, kırılgan bir gülümseme ile karşılık verdi.

İlk banyo denemesi Elif için kabus gibiydi. Duru, banyo yapmayı reddetti, “Bugün değil, korkuyorum,” dedi. Elif, “Seni zorlamıyorum, istediğin zaman yaparız,” dedi. Ancak Duru’nun kollarında ve vücudunda morluklar, yanık izleri vardı. Elif donup kaldı. Bunlar kaza değildi; istismarın izleriydi. Duru, “Bana bağırma anne. Kim yaptı bunu?” dedi. “Hatırlamıyorum, çok korktum,” dedi Duru. “Karanlık bir yere dolaba kilitlendim, sonra bağırdılar, su döktüm diye bana çöp dediler,” diye anlattı.

Elif, Duru’yu İzmir’in en güvenilir emekli aile hekimi Dr. Tarık Aksoy’a götürdü. Muayene sırasında doktor, “Bunlar kaza değil, tekrarlayan yaralanmalar. Bazıları 3 yıl öncesine ait,” dedi. Elif, “Polise mi bildirelim?” diye sordu. Doktor, “Evet, belgeleyip raporlayabiliriz. Tanıklık da ederim,” dedi.

Elif, İzmir Çocuk Esenlik Merkezi müdürü Cemal Tunç’la görüşmek istedi. Ancak Cemal, Duru’nun sağlık geçmişindeki yara izlerini görmezden geldi, “Bunlar kaza,” dedi. Elif, “Belirtiler ağır travma,” diyerek karşı çıktı. Cemal tehdit etti, “Velayet haklarınızı yeniden değerlendirebilirim,” dedi. Elif korkmadı, “Gerçeği ortaya çıkaracağım,” diyerek oradan ayrıldı.

Elif, sosyal medyada ve evlat edinme forumlarında Cemal Tunç’un merkezinden çocuk evlat edinen ailelerle iletişime geçti. Selin Yalçın adlı bir kadın, Zeynep adlı kızını geri aldıklarını, kayıtların silindiğini anlattı. Elif, Duru’nun çizdiği rahatsız edici resmi buldu: Uzun boylu, kırbaç tutan bir adam ve yüzü olmayan bir çocuk. Duru, “Bilmiyorum ama hatırladığım gibi çizdim,” dedi.

Elif, eski çalışan Sibel ile görüştü. Sibel, çocukların kayıtlarının silindiğini, sistemin çürüdüğünü anlattı. Elif, avukat Oğuz Kaan Korkmaz’la çalışmaya başladı. Oğuz, “Stratejiyle hareket etmeliyiz,” dedi.

Elif, gizemli tehdit telefonları aldı, evinin kapısına zorlama izleri bırakıldı. Ancak yılmadı. Duru’nun çizdiği çizimler, ses kayıtları ve tanıklıklarla gerçeği ortaya çıkarmaya kararlıydı.

Sanat terapisi seanslarında Duru, yaşadığı korkunç anıları resimlerle ifade etti. Elif, Duru’nun ve diğer çocukların yaşadıklarını belgeledi. Medyada ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran kampanya başlattı.

Sonunda Cemal Tunç ve suç ortakları tutuklandı. İzmir Çocuk Esenlik Merkezi kapatıldı. Duru ve diğer çocuklar güvenli yerlere yerleştirildi. Elif, Duru’nun resmi annesi olarak tanındı.

Duru, artık korkmadan, sevgiyle dolu bir hayat sürüyordu. Elif ve Duru, birlikte ayçiçeği tohumları ekti; ayçiçekleri gibi hep ışığa döneceklerdi.

.

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News