8 ASKERİMİZ ÖLÜMDEN DÖNDÜ! Teşkilat 72 Saat Önce Öğrendi | 12 İranlı Ajanı Rus Uçakları Vurdu
.
1. Bölüm: Tahran’da Fırtına Öncesi Sessizlik
2018 yılının Ekim ayı, Tahran. İran istihbarat merkezi, VEVAK’ın kalbinde, Reza Ahmadi 52 yaşındaydı. Yıllarını gölgede, duvarların ardında geçirmişti. Haritaya baktı; Suriye’deki Türk konvoyunun geçeceği yolun koordinatları önünde duruyordu. Yanında yardımcısı vardı. “Türkler bilmiyorlar mı, Reza?” diye sordu. Reza, gözlerini haritadan kaldırmadan, “Bilmiyorlar. Sürpriz saldırı olacak. Türkiye-İran savaşı başlayacak,” dedi.
Ama bilmediği bir şey vardı. Ankara’da, aynı anda, Teşkilat Suriye Masası Müdürü Kemal Özkan, odasında bir dosya üzerinde çalışıyordu. Suriye’deki Türk askeri varlığı, İran’ın gözünde bir tehdit haline gelmişti. Kemal, masasında otururken içeri giren şifreli telefonun sesiyle irkildi. “İran 3 gün sonra konvoyumuza saldıracak. 72 saat var, tuzak kuralım,” dedi.
2. Bölüm: Savaşın Eşiğinde
Tahran’da, İran Devrim Muhafızları karargahında bir toplantı vardı. Komutanlar, Türkiye’nin Suriye’deki varlığından rahatsızdı. Reza Ahmadi, “Provokasyon yaparız. Türk askerlerine saldırı ama suçu başkasına yükleriz,” dedi. Komutan sordu, “Nasıl?” Reza, “Suriye’deki Türk konvoylarından birine saldırı düzenleriz. 8-10 asker ölür. Türkiye öfkelenir ama saldırıyı IŞİD’e yükleriz. Türkiye IŞİD’le uğraşır, İran’la değil,” diye açıkladı.
Plan onaylandı. Ekim 15’te Reza ekibini topladı. 12 adamı vardı, hepsi deneyimli. “Göreviniz Suriye, İdlip kırsalında Türk konvoyuna saldırı. Hedef en az 8 ölü. Kullanacağınız silahlar IŞİD’den ele geçirilenler. İz bırakmayın,” dedi.
3. Bölüm: Ankara’da Sessiz Alarm
Aynı gün, Tahran’ın başka bir köşesinde, Hasan Yılmaz adında bir adam tekstil ticaretiyle uğraşıyor gibi görünüyordu. Ama aslında 15 yıldır Türk teşkilatı için çalışıyordu. VEVAK’ın içinde bile kaynakları vardı. Bir kaynağı onu aradı: “Hasan, acil. VEVAK Suriye’de büyük operasyon planlıyor. Türk konvoyuna saldırı. 12 kişilik ekip. Ekim 27.” Hasan, koordinatları aldı ve hemen Ankara’yı aradı.

Kemal Özkan, 48 yaşında, teşkilatın Suriye masası müdürüydü. Hasan’dan gelen şifreli mesajı aldı. “İran ve VEVAK, Suriye’de konvoyumuza saldırı planlıyor. 12 kişilik ekip. Ekim 27. Koordinatları gönderiyorum.” Kemal, hemen teşkilat başkanına gitti.
4. Bölüm: Seçenekler ve Riskler
Teşkilat başkanının ofisinde Kemal, “Efendim, İran 72 saat sonra konvoyumuza saldıracak. Koordinatlar elimizde,” dedi. Başkan, “Seçeneklerimiz neler?” diye sordu. Kemal, “Birinci seçenek, konvoy rotasını değiştiririz. İran boş yola tuzak kurar ama onları kim vuracak? Ortadoğu’da Türkiye-İran savaşı istemiyoruz. İkinci seçenek, Rusları devreye sokarız,” dedi.
Başkan şaşırdı. “Ruslar mı?” Kemal, “Evet efendim. Ruslar Suriye’de İran varlığından rahatsız. Ortak düşman. Koordinatları veririz, onlar vurur. Türkiye temiz kalır.” Başkan düşündü, “Risk var ama mantıklı. Ruslarla konuş,” dedi.
5. Bölüm: Moskova’ya Giden Yol
Ekim 17’de Kemal, Ankara’daki Rus Büyükelçiliği’nde Rus istihbarat temsilcisiyle gizli bir toplantı yaptı. Koordinatları gösterdi. “Neden bize geldiniz Kemal?” diye sordu Rus temsilcisi. Kemal, “Biz vurmayız. Türkiye-İran savaşı istemiyoruz ama siz vurabilirsiniz. İran sizin de rakibiniz Suriye’de,” dedi.
Rus temsilcisi, “Koordinatlar teyitli mi?” diye sordu. “%100 doğru. Kaynak güvenilir,” dedi Kemal. Rus temsilcisi, “Konvoyunuz?” diye sordu. Kemal, “Konvoyumuz rota değiştirecek. Boş yol olacak. Sadece İran ekibi,” dedi. Rus temsilcisi, “Anlaştık. Onay alırsam Ekim 27 günü operasyon,” dedi.
6. Bölüm: Tuzak Kuruluyor
Ekim 20’de İran ekibi Suriye’ye girdi. 12 adam ağır silahlar ve patlayıcılarla, İdlip kırsalında Türk konvoyunun geçeceği yolu hazırlamaya başladı. Ekip lideri, “Bölgedeyiz. Hazırlık başladı. 7 gün sonra saldırı,” diye Tahran’ı aradı.
7. Bölüm: Operasyonun Son Günü
Ekim 27. Suriye, İdlip kırsalı. İran ekibi sabahın erken saatlerinde son hazırlıklarını tamamlamıştı. Yol kenarına patlayıcılar döşediler, tepelerde keskin nişancılar yerleştirdiler. Ekip lideri telsizden, “Herkes pozisyonda. Saat 300’te Türk konvoyu gelecek. Ateş emri bekliyoruz,” diye bilgi geçti.
Fakat 40 kilometre uzakta, Yüzbaşı Serkan Aydın komutasındaki Türk konvoyu, yeni rotadan ilerliyordu. Serkan, “Herkes dikkatli olsun. Yeni rota. Sorun çıkarsa bildirin,” diye emir verdi. Askerler, önlerindeki tehlikeden habersiz, ama disiplinli bir şekilde ilerlediler.
Saat 3 olduğunda İran ekibi hedef bölgeyi gözetliyordu. Yol bomboştu. Saat ilerledikçe endişeleri arttı. “Konvoy görünmüyor,” diye Tahran’ı aradılar. Reza şaşırdı, “Kaynak kesin demişti, bekleyin,” dedi. Saat 4.30 oldu, hâlâ hiçbir araç yoktu. Ekip lideri geri dönmeyi düşünüyordu.
8. Bölüm: Gökyüzünden Gelen Ölüm
Tam o anda gökyüzünde bir uğultu duyuldu. Rus savaş uçakları koordinatlara yaklaşmıştı. Pilotlar termal kamerayla bölgeyi taradı. 12 kişilik grup, ağır silahlar ve patlayıcılarla tam hedefteydi. Komuta merkezinden “Ateş!” emri geldi.
Bombalar peş peşe düştü. Patlamalar dağlık arazide yankılandı. İran ekibi neye uğradığını anlamadan, Rus uçaklarının saldırısıyla tamamen imha edildi. Patlama sesleri kilometrelerce uzaktan duyuldu.
Reza Ahmadi, Tahran’da ofisindeyken telefon çaldı. “Komutanım, ekip hepsi öldü. Rus uçakları vurdu.” Reza dondu kaldı. “Ruslar mı? Nasıl bildiler?” diye sordu. Cevap yoktu. Koordinatlar tam olarak vurulmuştu. Şüpheler aklını kemirdi.
9. Bölüm: Ankara’da Zafer Sessizliği
Aynı gün, Ankara’da Teşkilat Merkezi’nde Kemal Özkan başkana rapor verdi. “Efendim, operasyon başarılı. İran ekibi tamamen imha edildi. Konvoyumuz güvende.” Başkan, “Kaybımız var mı?” diye sordu. “Sıfır. Konvoy farklı rotadan geçti. İran boş yola tuzak kurdu,” dedi Kemal.
Başkan gülümsedi. “72 saat bize yetti.” Kemal, “Hasan’ın bilgisi sayesinde ve Ruslarla koordinasyon…” Başkan, “İran temasa geçti mi?” Kemal, “Şüpheleniyorlar ama kanıtları yok. Ruslar vurdu. Türkiye temiz.”
10. Bölüm: Askerlerin Bilmediği Gerçek
Kasım ayında, Suriye’de Türk üssünde Yüzbaşı Serkan Aydın askerlerine konuşma yaptı. “Beyler, bilmiyorsunuz ama Ekim 27 günü ölecektiniz. 12 İran ajanı konvoyumuza tuzak kurmuştu. Ama teşkilat 72 saat önce öğrendi, rotamızı değiştirdi. İran boş yola tuzak kurdu, Ruslar vurdu. Hepiniz hayattasınız.”
Askerler sessizce dinledi. Birisi, “Komutanım, teşkilat nasıl öğrendi?” diye sordu. Serkan, “Bilmiyorum ama öğrendiler ve bizi korudular. İstihbaratın değeri savaştan önce başlar.”
11. Bölüm: İran’da Şüphe ve Korku
Tahran’da Reza Ahmadi günlerce uyuyamadı. Rusların nasıl koordinatı bildiğini sorguladı. İçlerinde bir köstebek mi vardı? Yoksa Türkler mi sızdırdı? Ama Türkiye’nin doğrudan parmağı yoktu. Sadece kendi ekibi ölmüş, Ruslar saldırmıştı. Reza, teşkilatın gücünü ve İran’daki Türk kaynaklarını ilk kez bu kadar derinden hissetti.
12. Bölüm: Hasan’ın Hikayesi
Hasan Yılmaz, operasyonun ardından Tahran’da sessizce işine devam etti. Kimse onun teşkilat için çalıştığını bilmiyordu. 15 yıldır İran’da kaynaklar geliştirmiş, kritik anda bilgiyi Ankara’ya iletmişti. O gün, 8 Türk askerin hayatı onun sayesinde kurtulmuştu. Hasan, “Bazen bir bilgi bin hayat kurtarır,” diye düşündü.
13. Bölüm: Teşkilatın Gücü
Kemal Özkan, başkanla son bir toplantı yaptı. “Efendim, bu operasyon bir kez daha gösterdi ki, istihbarat savaştan önce başlar. Doğru zamanda doğru bilgiyle, büyük felaketler önlenebilir.” Başkan, “Türkiye’nin istihbaratı, devletin en büyük gücüdür,” dedi.
14. Bölüm: Askerlerin Yeni Hayatı
8 Türk askeri, Ekim 27’deki tehlikeden habersiz, görevlerine devam ettiler. Aralarından biri, “Belki bir gün gerçekleri öğreniriz,” dedi. Serkan Aydın, “Önemli olan hayatta kalmak ve görevimizi yapmak,” diye cevapladı.
Her biri, o günün anlamını yıllar sonra öğrenecekti. O gün, teşkilatın gölgesinde, görünmeyen kahramanlar sayesinde hayatta kalmışlardı.
15. Bölüm: Sonuç ve Yeni Başlangıç
İran’da VEVAK, iç soruşturma başlattı. Reza Ahmadi, bir köstebek mi var diye araştırdı ama Hasan’ın izini bulamadı. Türkiye ise sessizce zaferini kutladı. Rusya, Suriye’deki dengede bir adım öne geçti. Uluslararası ilişkilerde yeni bir denge oluştu.
Kemal Özkan, Hasan’a gizli bir mesaj gönderdi: “Vatan sana minnettar.” Hasan, Tahran’da bir çay içerken gülümsedi.
16. Bölüm: Hikayenin Ardındaki Gerçek
Bu operasyon, istihbarat dünyasında bir efsane olarak anlatıldı. 72 saat, bir milletin kaderini değiştirdi. 8 asker ölümden döndü. 12 İran ajanı, Rus uçakları tarafından vuruldu. Ve kimse, Türk teşkilatının gölgesini göremedi.
SON
Bu hikaye; bilgi, cesaret, vatan sevgisi ve uluslararası entrikanın gerçekçi bir öyküsüdür.
Bir istihbaratçının, bir komutanın ve görünmeyen kahramanların hikayesi.
Bazen bir telefon, bir bilgi, bir karar binlerce hayatı kurtarır.
Ve savaş, çoğu zaman başlamadan kazanılır.