“Bu Cahil Kadın Bana Selam Vermedi” Albay Ahmet Karadağ’ın Çöküşü

“Bu Cahil Kadın Bana Selam Vermedi” Albay Ahmet Karadağ’ın Çöküşü

.
.

Güç ve Onur

Foça Jandarma Komando Okulu, Türk Kara Kuvvetleri’nin en seçkin eğitim alanlarından biriydi. Burada, disiplin ve cesaretin en üst seviyede olduğu bir ortamda, askerler ter döküyor, güçlerini ve dayanıklılıklarını test ediyorlardı. Ancak bu kez, eğitim alanında sıradan bir gün değildi. Bugün, herkesin gözünde farklı bir yere sahip olan Binbaşı Asena Gürsoy, buradaydı.

Asena, Genelkurmay Harekat Başkanlığı’ndan gelen bir kadındı. Yıllarca süren askeri kariyeri boyunca pek çok başarıya imza atmış, ancak hala bazıları tarafından küçümsenmişti. Bugün, kendisini kanıtlamak için buradaydı. Eğitim alanına girdiğinde, etrafındaki subayların fısıldadıklarını duydu. “Kadın diye küçümsediler,” diye düşündü. “Ama onlara ne kadar güçlü olduğumu göstereceğim.”

Albay Fırat Çelik, tüm subaylara açılış konuşmasını yaptıktan sonra, eğitimlerin başladığını duyurdu. Asena, diğer subaylarla birlikte ısınma hareketlerine başladı. Ancak etrafındaki alaycı bakışlar ve fısıldamalar onu rahatsız ediyordu. “Bu kadın burada ne iş yapıyor?” “Yazık, bu nazik bedene bu eziyet fazla gelir,” gibi yorumlar duyuyordu. Ama Asena, bu sözlere kulak asmadan antrenmanına odaklandı.

Bu Cahil Kadın Bana Selam Vermedi” Albay Ahmet Karadağ'ın Çöküşü - YouTube

Alparslan Kaya, ülkenin en tanınmış piyade tugaylarından birinin komutanıydı. Asena’nın yanına yaklaştı ve alaycı bir gülümsemeyle, “Madem buradasın, neden bizimle dövüşmüyorsun?” dedi. Asena, “Askerin bedeninin kadını erkeği olmaz. Sadece görevi tamamlayabilecek beden ve tamamlayamayacak beden vardır,” diye yanıtladı. Alparslan, bu cevaba gülerek, “Senin gibi masa başı askerleri yüzünden ordunun disiplini kalmadı,” dedi.

Asena, alaycı bakışları umursamadan, “Madem öyle, neden meydan okumuyorsun?” dedi. Alparslan, bu meydan okuma karşısında şaşırdı ama gururlu bir şekilde dövüşe hazırlandı. “Tamam, görelim seni,” dedi. İkisi birbirlerine karşı durdu. Asena’nın kalbi hızla çarpıyordu. Bu, onun için sadece bir dövüş değil, aynı zamanda kendini kanıtlama fırsatıydı.

Eğitim alanında, Alparslan ilk hamlesini yaptı. Asena, onun saldırısını ustalıkla savuşturdu ve karşı saldırıya geçti. Alparslan, Asena’nın beklenmedik hızına şaşırdı. İki tarafın da gerginliği artarken, Alparslan’ın öfkesi kabardı. Asena, onu yavaş yavaş köşeye sıkıştırmaya başladı. Her vuruşu, Alparslan’ı daha da zor duruma sokuyordu.

Sonunda, Alparslan yere serildi. Asena, onu yenerken, diğer subayların şaşkın bakışları arasında durdu. “Kadın diye küçümsediniz,” dedi. “Ama ben buradayım.” O an, tüm subayların gözünde Asena’nın değeri artmıştı. Artık sadece bir kadın değil, güçlü bir askerdi.

Alparslan, yenilgisini kabul etmekte zorlandı. “Bu bir şanstı,” dedi. Ama Asena, “Hayır, bu benim yeteneğimdi,” diye yanıtladı. Asena’nın bu cesareti, diğer subaylar üzerinde büyük bir etki bıraktı. Onlar, Asena’nın sadece bir kadın değil, aynı zamanda bir savaşçı olduğunu anlamışlardı.

Eğitim devam ederken, Asena’nın liderliği ve yetenekleri tüm birliği etkiledi. Herkes, onunla birlikte çalışmaktan gurur duymaya başladı. Asena, sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel olarak da subayları eğitmeye başladı. “Gerçek savaş, sadece güce dayalı değildir. Birlikte çalışmak, güvenmek ve dayanışma içinde olmak gerekir,” diyordu.

Bir gün, Asena, subaylarıyla birlikte bir tatbikat düzenledi. Ama bu tatbikat sıradan bir eğitim değil, gerçek bir savaş senaryosuydu. Askerler, düşman hatlarını geçmek ve rehineleri kurtarmak için mücadele edeceklerdi. Asena, tüm subaylara güvenini aşılamıştı. “Birlikte başaracağız,” dedi.

Tatbikatın başlangıcında, subaylar korku ve heyecan içindeydiler. Ama Asena’nın cesareti onlara ilham verdi. Düşman hatlarına sızdılar ve rehineleri kurtarmak için harekete geçtiler. Herkes Asena’nın liderliğinde cesurca savaşıyordu. Sonunda, tatbikat başarıyla tamamlandı. Asena, subaylarının başarılarını kutladı. “Sizler, gerçek birer asker oldunuz,” dedi.

Zaman geçtikçe, Asena’nın liderliği ve cesareti, Türk Kara Kuvvetleri’nde bir efsane haline geldi. Kadınların ordudaki yerini güçlendirdi ve cinsiyet eşitliği için mücadele etti. Artık, kadın subaylar da erkekler kadar saygı görüyor, orduda önemli görevlerde yer alıyordu.

Sonuç olarak, Asena’nın hikayesi, sadece bir kadının mücadelesi değil, aynı zamanda tüm kadınların gücünü ve potansiyelini simgeliyordu. O, cinsiyetin değil, yeteneğin ve kararlılığın önemli olduğunu gösterdi. Asena’nın liderliği, Türk ordusundaki değişimin başlangıcıydı ve onun mirası, gelecekteki nesillere ilham vermeye devam edecekti.

 

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News