GEÇ KALDIĞI İÇİN KOVULDU. KURTARDIĞI ADAMIN PATRONU OLDUĞUNU BİLMİYORDU
.
Yağmurlu Bir Günün Mucizesi
1. Bölüm: Bir Sabah, Bir Anne
Ayşe Demir, İstanbul’un Bağdat Caddesi’nde, sabahın erken saatlerinde, yağmurun şehre acımasızca döküldüğü bir günde aceleyle koşuyordu. Üzerindeki lacivert iş üniforması tamamen ıslanmış, ayakkabıları suya batmıştı. Yüreği göğsünde çarpıyordu; çünkü işine üçüncü kez geç kalıyordu ve bunun sonuçlarının ne olacağını biliyordu.
Evde, komşusu Zeynep teyzenin gözetiminde kalan altı yaşındaki kızı Elif’i düşünerek adımlarını hızlandırdı. Elif, okul için yeni bir resim seti istemişti ve okulun taksiti yaklaşıyordu. Bekar bir anne olarak, Ayşe için her kuruş çok değerliydi. İşini kaybetmemek için dua ediyordu.
2. Bölüm: Bir Düşüş, Bir Karar
Tam köşe başında, şık bir takım elbise giymiş bir adam hızla yürürken, ıslak kaldırımda kaydı ve sert bir şekilde yere düştü. Başı beton kenarına çarptı, kan alnından akmaya başladı. İnsanlar onu görüp yollarını değiştirdiler, kimse yardım etmek için durmadı.
Ayşe tereddüt etmeden diz çöküp adamın yanına gitti.

“Beyefendi, iyi misiniz?” dedi, elleri çamur ve kan içinde. Adam gözlerini açtı, şaşkın ve acı dolu bir ifadeyle, “İyiyim” demeye çalıştı ama kalkamadı. Ayşe, bluzundan bir parça koparıp yaraya bastırdı. Bir genç taksiyi çağırmayı teklif etti, ama adam “Gerek yok, şoförüm yakında,” dedi.
Dakikalar sonra, siyah bir Audi durdu. Şoför, Burak Bey’e şemsiye tuttu. Adam, Ayşe’ye minnetle baktı:
“Teşekkür ederim. Siz durmasaydınız ne olurdu bilmiyorum.”
Ayşe mahcupça gülümsedi: “Herkes aynısını yapardı.”
Burak, “Hayır, kimse durmadı,” dedi.
Burak arabasına bindi, Ayşe ise işine doğru tekrar koştu. 53 dakika geç kalmıştı.
3. Bölüm: Kovulmak
Ayşe, Ufuk İnşaat’ın merkez binasına vardığında, resepsiyonist Selin endişeli bir bakış attı:
“Can Bey seni üç kez sordu. Kan mı var üstünde?”
Ayşe cevap veremeden, müdür Can Yılmaz arkasından seslendi.
“Açıklayabilirim,” dedi Ayşe, ama Can dinlemedi. Onu odasına çağırdı, masasına oturtup işten çıkarma belgelerini önüne koydu.
Ayşe’nin elleri titredi, gözleri doldu:
“Lütfen Can Bey, küçük bir kızım var. Bu işe ihtiyacım var.”
Can, “Şirket politikası açık,” dedi, kalemi uzattı.
Tam o anda, kapı çarpılarak açıldı. Selin nefes nefese:
“Burak Bey geldi! Yaralı…”
Ayşe’nin kalbi hızla çarpmaya başladı.
4. Bölüm: Gerçek Patron
Odaya, alnında bandaj olan adam girdi. Ayşe onu hemen tanıdı: Kaldırımda yardım ettiği adam.
Burak Aksoy, şirketin sahibi.
Gözleri Ayşe’ye kilitlenmişti.
“Siz mi?” dedi şaşkınlıkla.
Can Yılmaz konuşmaya çalıştı, Burak belgeleri gördü:
“Nedir bunlar?”
“İstifa belgeleri, tekrarlayan gecikmeler…”
“Sebep ne?”
“Yaralı birine yardım etmek için durduğunu söyledi…”
Burak alnındaki bandaja dokundu:
“Bağdat Caddesi’nde kaydım, başımı çarptım. Yanımdan onlarca insan geçti, sadece bu genç kadın yardım etti.”
Burak, istifa belgelerini yavaşça yırttı:
“Bayan Demir, bize bir an verebilir misiniz?”
Ayşe dışarı çıktı, gözleri yaşlı.
5. Bölüm: Yeni Bir Fırsat
Bir süre sonra Burak Ayşe’yi en üst kata davet etti. Geniş, zarif bir ofiste, İstanbul’a bakarak:
“Size kişisel yönetici asistanlığı pozisyonunu teklif ediyorum. Maaşınız iki katı olacak, esnek saatler, çocuk bakımı desteği…”
Ayşe gözlerine inanamadı:
“Neden bunu yapıyorsunuz?”
“Bu bir iş kararı. Bugün karakterinizi ve yeteneğinizi gösterdiniz. Şirketimde böyle insanlara ihtiyacım var.”
Ayşe biraz düşünmek istedi, Burak pazartesi başlamasını rica etti.
“Bugün izin alın, eve gidin, dinlenin,” dedi Burak.
6. Bölüm: Değişen Hayat
Ayşe, eve döndüğünde Zeynep Teyze’ye olanları anlattı. Elif, “Yardım ettiğin adam için mi çalışacaksın anne?” diye sordu.
“Öyle görünüyor,” dedi Ayşe.
“Benim de bir gün babam olacak mı?” dedi Elif.
Ayşe kızına sarıldı:
“Bana sahipsin canım. Biz bir takımız.”
Ayşe, Burak’ı internette araştırdı. Adamın üç yıl önce bir kazada eşini ve kızını kaybettiğini öğrendi. Bu bilgi, Burak’ın gözlerindeki derin acının sebebini anlamasını sağladı.
Ertesi sabah iş teklifini kabul etti. Burak’ın odasında sözleşmeyi imzaladı. Yeni bir sayfa açılıyordu.
7. Bölüm: Yakınlaşma
Ayşe, Burak’ın yanında çalışmaya başladı. Sabahları Elif’i özel okula bırakıyor, işte daha verimli çalışıyordu. Burak her sabah ona kahve getiriyor, Elif’in okulunu ve hayatını merak ediyordu.
Aralarındaki ilişki profesyonel olmaktan çıkıp dostluğa dönüştü. Bir gün Burak, yardım yemeğine kişisel davetli olarak Ayşe’yi davet etti. Ayşe önce çekindi, ama sonunda kabul etti.
8. Bölüm: Akşam Yemeği ve İtiraflar
Yardım yemeği beklerken Burak planı değiştirdi. Onu Maçka Demokrasi Parkı’nda, göl kenarında mumlarla süslenmiş bir masaya götürdü. Ayşe büyülendi.
Burak, kazada eşini ve kızını kaybettiğini, yıllarca hayalet gibi yaşadığını anlattı.
“Siz durdunuz Ayşe. Başka kimse durmazken bir yabancıyı umursadınız. O gün bana insanlığımı hatırlattınız.”
Ayşe de kendi hikayesini anlattı, tek başına Elif’i büyütmenin zorluklarını paylaştı. Gece, parkta dans ederek ve duygularını paylaşarak sona erdi.
9. Bölüm: Birlikte Adım Adım
Burak ve Ayşe, ilişkilerini adım adım ilerletmeye karar verdiler. Elif’i parka götürdüler, sanat festivaline katıldılar. Elif, Burak’a “Sen benim babam olur musun?” dediğinde Burak’ın gözleri doldu.
Burak, Ayşe’ye genel müdür yardımcılığı teklif etti. Artık ona bağlı çalışmayacaktı; profesyonel ve kişisel sınırlar netleşiyordu.
10. Bölüm: Aile Olmak
Ayşe ve Burak’ın ilişkisi derinleşti. Elif, Burak’ı sevdi. Bir gün Elif, “Sen şimdi benim babam mı olacaksın?” dediğinde Burak, “Eğer istersen, seni resmi olarak evlat edinmek isterim,” dedi.
Ayşe’nin kalbi umutla doldu. Hayatında ilk kez, gerçek bir aile olma ihtimali vardı.
11. Bölüm: Yeni Başlangıçlar
Burak, Ayşe ve Elif’i Bozcaada’daki yazlığına davet etti. Orada, deniz kenarında, huzurlu bir tatil geçirdiler. Ayşe ve Burak, ay ışığında, deniz kenarında birbirlerine olan sevgilerini itiraf ettiler.
Burak, Ayşe’ye evlenme teklif etti. Ayşe gözyaşları içinde kabul etti.
“Bir şey daha var,” dedi Burak. “Elif’i de evlat edinmek istiyorum.”

12. Bölüm: Mutlu Son
Bozcaada’da sade bir törenle evlendiler. Elif, mavi bir elbiseyle baş nedime oldu. Burak, Elif’e küçük bir yüzük taktı:
“Sana en iyi baba olacağıma söz veriyorum.”
Ayşe’nin hayatı, bir sabah yağmurda yardım ettiği adam sayesinde tamamen değişti. Tek bir iyilik, üç kişinin hayatını birleştirdi.
13. Bölüm: Gerçek Mutluluk
Ayşe, Burak ve Elif artık bir aileydiler. Hafta sonları parka gittiler, akşamları birlikte yemek yediler, Elif’e hikayeler anlattılar. Ayşe, işinde başarılı oldu; Burak, yeniden hayata döndü.
Bir cuma akşamı, Burak Elif’e Uno oynattı, Ayşe’ye ise mükemmel bir haber verdi:
“Benimle yaşamanı istiyorum. Elif için bir sanat atölyesi hazırladım.”
Ayşe duygulanarak kabul etti.
“Adım adım,” dedi Burak.
“Adım adım,” diye tekrarladı Ayşe.
14. Bölüm: Sonsuza Dek
Ayşe, Burak ve Elif, İstanbul’da yeni evlerinde hayatlarını birleştirdiler. Her sabah birlikte kahvaltı yaptılar, her akşam birlikte güldüler. Elif, Burak’ı babası olarak benimsedi. Ayşe, yıllarca yalnızlığın ardından gerçek mutluluğu buldu.
Bir gün Elif, “Anne, büyükanne bizi görüyor mu?” diye sordu.
Ayşe gülümsedi: “Eminim ki çok mutlu.”
Ve hikaye, bir kaldırımda başlayan küçük bir iyilikle, büyük bir aşka ve gerçek bir aileye dönüştü.
SON