Kışla Kapısında Ağlatılan Kadın, Gizli Kimliği Ortaya Çıkınca Herkesi Titretti!
.
.
1. BÖLÜM: AYAZDA BAŞLAYAN YOLCULUK
Kayseri’nin kemikleri sızlatan ayazı sabahın 4’ünde en keskin haliyle insanın içine işlerken, 72 yaşındaki Elif Ana, Anadolu’nun küçük bir köyünden üç otobüs değiştirerek komando tugayının heybetli demir kapısına vardı. Sırtında yılların yorgunluğunu taşıyan solmuş siyah paltosuna daha da sıkı sarındı. Ellerinde nasır, içinde torunu Ali için hazırladığı yaprak sarması ve yün içliklerle dolu bir bez çanta vardı.
Hayatta kalan tek yakını, gözünün nuru Ali’yi görmeye gelmişti. Kapıya yaklaşınca nöbetçi assubay onu baştan aşağı süzdü. Ardından Tymen Burak Yılmaz, burnunu çekerek küçümseyici bir sesle araya girdi:
— Bu yaşlılar da amma meraklı oldu. Sabahın köründe gelip çocukları meşgul etmekten başka bir işe yaramıyorsunuz. Evinizde oturun, dinlenin.
Elif Ana’nın yanakları utançtan ve öfkeden al al oldu. Hayatı boyunca kimseye yük olmamıştı. Bu aşağılama ona çok ağır geldi. Tymen Burak buyurgan tavrıyla devam etti:
— Kimliğiniz nerede? Ziyaretçi kayıt belgeniz?
Elif Ana, Ali’nin mektubunda bunlardan bahsedilmediğini söyledi. Tymen Burak, kuralların değiştiğini, yaşlıların daha sıkı kontrol edildiğini belirtti. Elif Ana’nın kalbi endişeyle gümbürdedi. O sadece torununu görmek, ona sarılmak istiyordu.
Tymen Burak’ın zehirli dili yine iş başındaydı:
— Yalnız mı geldin teyze? Milletin anası babası gelir arabalarla, hediyelerle. Bizimkinin kapısına bir tek sen dikilmişsin.
Bu sözler Elif Ana’nın yüreğine kor gibi saplandı. Elif Ana, cebindeki eski telefona dokundu. Ali’nin son konuşması kulaklarında çınladı: “İyiyim anneanne, merak etme.” O an, o sesin ne kadar boş ve çaresiz olduğunu fark etti.
Yıllardır bastırdığı o soğuk ateş şimdi parlamaya başlamıştı. Elif Ana, eski telefonundan bir numarayı çevirdi. Tymen Burak küçümseyerek güldü:
— Nine telefona sarıldı. Kimi arıyorsun? Oğlunu, kızını arayıp beni askerde hor görüyorlar diye şikayet edeceksin değil mi?
Elif Ana ise, karşı taraftaki sesi duyunca buz gibi bir sesle konuştu:
— Kenan Paşam ile mi görüşüyorum? Ben, Elif Karahan. Şu an Kayseri’de bir tugayın nizamiyesindeyim ve buradaki birkaç kendini bilmez subay bana saygısızlık ediyor. Torunumu görmeye geldim ama hak etmediğim bir muamele ile karşılaştım.
Hattın diğer ucunda sessizlik oldu, sonra şaşkınlık dolu bir ses yükseldi:
— Elif Hanım, hemen oraya birilerini yolluyorum. Sakın bir yere ayrılmayın.

Telefon kapandı. Elif Ana, telefonu elinde tutarak Tymen Burak’a baktı. Genç subay huzursuzlukla dona kaldı. Tam o sırada içeriden gelen siren sesleriyle iki askeri cip kapıya yanaştı. İçinden tabur komutanı Binbaşı ve harekat şube müdürü Yüzbaşı atladı.
Binbaşı, Tymen Burak’ı görünce suratı karardı:
— Neler oluyor burada? Karargah ayağa kalktı. Ne yaptın sen?
Tymen Burak, sadece yönetmeliğe göre davrandığını iddia etti. Binbaşı, Elif Ana’yı görünce derin bir saygıyla eğildi:
— Efendim, astımın terbiyesizliği için çok özür dilerim. Şahsım adına af diliyorum.
Biraz önce alay edilen yaşlı kadın şimdi komutanın önünde saygıyla eğildiği bir şahsiyete dönüşmüştü.
2. BÖLÜM: ALİ’NİN YARALARI
Elif Ana, ziyaretçi bekleme salonunda torunu Ali’yi bekledi. On dakika sonra üniformalı bir genç adam içeri girdi. Omzundaki rütbe er olduğunu gösteriyordu. Elif Ana’nın kalbi göğsünde döver gibi atmaya başladı. Ama Ali’nin yüzü solgun ve kansızdı. Sol gözünün etrafı mosmordu, dudağı patlamıştı.
Elif Ana, Ali’nin yüzündeki yaraya dokundu:
— Alim, bu ne hal? Kim yaptı bunu sana?
Ali başını öne eğdi:
— Ben düştüm anneanne, eğitimde oldu.
Elif Ana, torununun yalan söylediğini hemen anlamıştı. Bileğinde morluklar vardı. Ali, gözleri dolarak fısıldadı:
— Anneanne, git buradan. Burası şeytan yuvası.
Elif Ana, kontrol edilemez bir öfke hissetti ama yılların tecrübesiyle bu duyguyu bastırdı. Torununu daha büyük bir tehlikeye atmamak için sakinliğini korudu. Sarmaları ve harçlığı Ali’ye verdi. Ali, başını sallayarak almak istemedi ama Elif Ana’nın kararlı bakışları karşısında almak zorunda kaldı.
Tymen Burak, zafer kazanmış bir gülümsemeyle yaklaştı:
— Her Ali Karahan ziyaret saatinde oldu. Teyze, sen de artık yoluna.
Elif Ana, Ali’ye son sözünü söyledi:
— Alim, yalnız değilsin. Bunu asla unutma.
3. BÖLÜM: GİZLİ KİMLİK VE İNTİKAM PLANI
Elif Ana, ziyaretçi salonunun kuytu köşesine geçip eski telefonundan on yıldır aramadığı bir numarayı çevirdi. Hakan Başçavuş’a Ali Karahan ve Tymen Burak Yılmaz hakkındaki tüm dosyaları istedi. Birkaç saat sonra dosyalar geldi. Ali’nin sicil dosyası tamamen uydurma suçlarla doluydu. Tymen Burak’ın babası ise Orgeneral Hakan Yılmaz’dı; savunma sanayi yolsuzluk davasında Elif Ana’nın kocası Fatih Karahan’ın soruşturduğu kilit isimlerden biri.
Kocasının ölümü gizemli bir trafik kazasıydı. Tymen Burak’ın Ali’ye eziyeti bir tesadüf değildi; bir nesil öncesinin kan davasının devamıydı.
Elif Ana’nın içindeki intikam arzusu alevlendi. Korgeneral Kenan Sancaktar’ı aradı ve Tymen Burak ile babası hakkındaki tüm gizli bilgileri istedi. Sancaktar, Elif Ana’nın efsanevi geçmişini biliyordu ve ona itaat etti.
Gece yarısı Elif Ana, askeri birliğe gizlice sızdı. Tymen Burak’ın odasındaki çelik kasadan ses kayıt cihazı ve gizli ajandayı buldu. Kayıtlarda Burak’ın Ali’ye işkence ettiği ve babasının geçmişini hatırlatarak tehdit ettiği açıkça duyuluyordu.
4. BÖLÜM: TÜRKİYE’Yİ SARSAN SKANDAL
Elif Ana, dosyaları gazeteci Cüneyt Öztürk’e gönderdi. Haber, orman yangını gibi yayıldı. “Ordu’da şok zorbalık skandalı! Orgeneralin oğlu, savcının torununa işkence mi etti?” Kamuoyunun öfkesi devasa bir alev topuna dönüştü.
Anka Savunma’nın başkanı İsmail Koçak, krizi bastırmak için medya ve hukuk ekiplerini seferber etti. Elif Ana’nın akli dengesinin bozuk olduğu söylentisi yayıldı. Ama Elif Ana’nın planı hazırdı. Torunu Ali’yi güvenli bir yere aldı ve ona babası Fatih Karahan’ın hikayesini anlattı.
Ali, babasının ölümüyle ilgili bir mektup buldu. Babasının ölüm emrini Anka Savunma vermişti. Babasının vasiyetinde ise intikam almaması, sakin bir hayat yaşaması öğütleniyordu.
5. BÖLÜM: İNTİKAMIN SONU VE AFFETME
Anka Savunma’nın liderleri ve askeri yetkililer Ankara’daki bir otelde acil toplantı düzenledi. Elif Ana, torunu Ali ile salona girdi. Elinde USB bellek vardı:
— Savunma sanayi ihalelerindeki yolsuzluklar, silah kaçakçılığı, kiralık katil tutma ve Ali’ye işkence. Hepsi burada.
Orgeneral Hakan Yılmaz alay etti ama tam o sırada askeri inzibat ve savcılık müfettişleri içeri daldı. Herkes gözaltına alındı.
Bir ay sonra askeri mahkemede Tymen Burak Yılmaz 15 yıl hapse mahkum edildi. Korgeneral Kenan Sancaktar ise görevi kötüye kullanmaktan tutuklandı. Anka Savunma’nın çöküşüyle Türkiye yeni bir döneme girdi.
Elif Ana’nın intikamı tamamlanmıştı ama Ali’nin gözlerinde hala acı vardı. Ali, anneannesine sitem etti:
— Her şey bitti ama içimdeki yara hala orada. Senin ellerinde artık benimkiler kadar kirlendi.
Elif Ana, Ali’ye sarıldı:
— Alim, yalnız değilsin. Hangi seçimi yaparsan yap ben her zaman yanında olacağım. İntikam sarmalından kurtulabilecek tek umut sensin.
Ali, babasının vasiyetini okuduğunda affetmenin ne kadar zor olduğunu anladı. Ama anneannesinin ona gösterdiği cesaret ve fedakarlık sayesinde, belki de bir gün affetmeyi başaracaktı.
6. BÖLÜM: YENİ BİR BAŞLANGIÇ
Elif Ana ve Ali, Ankara’da bir parkta yan yana oturdular. Soğuk rüzgar esiyordu ama kalpleri daha da soğuktu. Hayatlarının geri kalanında intikam mı, affetme mi yolunu seçeceklerdi?
Elif Ana, Ali’ye umut verdi:
— Şimdi istediğin hayatı yaşa. Çünkü bu intikam sarmalından kurtulabilecek tek umut sensin.
Ali, anneannesine sıkıca sarıldı. Belki de normal bir hayat yaşayabileceklerdi. Belki de intikamın canavarı onları sonsuza dek takip edecekti. Ama en azından, birlikteydiler.