MİLYONER EVE ERKEN GELİYOR… VE TEMİZLİKÇİNİN NE YAPTIĞINA İNANAMIYOR

MİLYONER EVE ERKEN GELİYOR… VE TEMİZLİKÇİNİN NE YAPTIĞINA İNANAMIYOR

.

.

Umut Işığı

Mehmet Yılmaz, İstanbul’un en büyük emlak imparatorluklarından birinin sahibiydi. Başarılarıyla dolu hayatında, en büyük endişesi oğlunun yüzünden kaybolan gülümsemeydi. Can, üç yıl önce geçirdiği trafik kazası sonrası tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş ve hayatın renkleri onun için solmuştu. Mehmet, milyonluk sözleşmelerden çok, oğlunun yeniden hayata tutunması için çabalıyordu.

Bir gün iş toplantısından erken ayrılmaya karar verdi. Eve geldiğinde, uzun zamandır duymadığı bir şey duydu: Can’ın kristal gibi kahkahası… Oturma odasına koştuğunda, yerde diz çökmüş temizlikçi Ayşe’yi gördü. Can, onun yanında, ilk kez bu kadar neşeliydi. Mehmet şaşkınlıkla, “Burada neler oluyor?” diye sordu.

Ayşe, 28 yaşında genç bir kadın, Karadenizliydi. Büyükannesinden öğrendiği kadim şifa teknikleriyle Can’a egzersizler yaptığını anlattı. Mehmet, tıbbi eğitim almamış bir kadının oğlunun iyileşmesini sağlamasına inanamadı. Ancak Can’ın yüzündeki umut ve hareket eden bacağı, her şeyi değiştiriyordu.

MİLYONER EVE ERKEN GELİYOR… VE TEMİZLİKÇİNİN NE YAPTIĞINA İNANAMIYOR - YouTube

Ayşe, büyükannesinin öğrettiği “hayat enerjisini uyandırma” tekniklerini kullanıyordu. Vücutta belirli noktalara hafif dokunuşlarla, tıkanmış enerjiyi açıyor, bedenin kendi kendini iyileştirmesine yardımcı oluyordu. Mehmet, bu kadim bilgeliğe şüpheyle yaklaşsa da, oğlunun gözlerindeki ışık onu ikna etti.

Can, Ayşe’nin yardımıyla önce bacağını hissetmeye başladı, sonra küçük hareketler yapabildi. Doktorlar ise bu gelişmeleri açıklamakta zorlanıyordu. Mehmet, Ayşe’ye oğlunun özel terapisti olmasını teklif etti. Ayşe, bunu gönüllü yapıyordu ama artık bu yardımın karşılığını almalıydı.

Zamanla Can’ın iyileşmesi hızlandı. Ayşe, modern tıp ile geleneksel şifa yöntemlerini birleştirerek Umut Enstitüsü’nü kurdu. Burada birçok çocuk, Can gibi mucizevi ilerlemeler gösterdi. Mehmet, Elif ve Ayşe aile gibi oldu; Can ise enstitünün genç elçisi olarak diğer çocuklara umut verdi.

Ayşe, büyükannesinin sözlerini hiç unutmadı: “İyileştirme yeteneği sana verilen bir hediye değildir, senin verdiğin bir hediyedir.” Onun sevgi dolu elleri, yüzlerce çocuğun hayatına dokundu, umut oldu.

Bir bahar sabahı, enstitüde tedavi gören çocuklar ve aileleri, Ayşe için sürpriz bir teşekkür partisi düzenledi. Çocuklar, “Asıl mucize sensin Ayşe teyze!” diye bağırıyordu. Ayşe gözyaşları içinde, “Sizler benim en büyük mucizemsiniz,” dedi.

Mehmet, Elif ve Can’ın hayatları sonsuza dek değişmişti. Sevgi, umut ve inancın gücü, en büyük mucizeyi yaratmıştı.

 

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News