Mossad’ın İzmir Planı İfşa Oldu — 3 Yıllık Operasyon Bir Gecede Bitti
.
.
İzmir Operasyonu
Bölüm 1: Sessiz Tehdit
İzmir, Türkiye’nin güzel ve tarihi bir şehriydi. Ancak, bu güzel şehirde görünmeyen bir tehdit vardı. 2022 yılında, sıradan bir danışmanlık şirketi olarak faaliyet gösteren Ege Ticaret Danışmanlık, aslında uluslararası bir casusluk ağına ev sahipliği yapıyordu. Şirketin sahibi Eran Levi, kendisini sıradan bir göçmen gibi tanıtıyordu. Ancak, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), onun sıradan biri olmadığını daha ilk günden anlamıştı.
Eran’ın geçmişi karışıktı. MİT, 2018 yılında İstanbul’da açtığı benzer bir şirkette yaptığı faaliyetleri kaydetmişti. O dönemde, savunma sanayisinde çalışan mühendislerle iletişim kurmaya çalışmış, ama başarılı olamamıştı. Şimdi, İzmir’de aynı modelle tekrar ortaya çıkmıştı. MİT, bu durumu fark ettiğinde, hemen harekete geçmedi. Çünkü hedef sadece tek bir ajanı yakalamak değil, arkasındaki ağı ve planı ortaya çıkarmaktı.
Bölüm 2: Gözetim Altında
Eran Levi’nin ofisi teknik takibe alındı. Telefon görüşmeleri kaydedildi, dijital iletişimleri izlendi. MİT, her sabah ofise gelişini, akşam çıkışını, öğle yemeklerini takip etti. İlk üç ay içinde 17 farklı kişiyle görüştü. Bu kişiler arasında Türk iş insanları, yazılım mühendisleri ve üniversite profesörleri vardı. Ancak, Eran’ın savunma sanayisinde çalışan kişilerle daha sıcak bir iletişim kurduğu fark edildi.
MİT, bu durumdan endişeliydi. Çünkü her buluşma planlıydı ve her soru stratejik bir amaca hizmet ediyordu. 6 ay sonra, Almanya’dan gelen Anna Kraus, İzmir’de Eran ile bağlantı kurdu. Anna, kendisini Berlin merkezli bir teknoloji firmasının temsilcisi olarak tanıttı. Ancak, MİT daha ilk incelemede Anna’nın bağlı olduğu firmanın gerçekte bir paravan şirket olduğunu belirledi.
Bölüm 3: Ağa Katılanlar
Anna, İzmir’deki birçok firma ile toplantılar yaptı ve özellikle savunma elektroniği ile ilgilenen mühendislerle temas kurdu. Ardından, Fransız pasaportlu Michelle Durand, kendisini Paris merkezli bir güvenlik firmasının Ortadoğu koordinatörü olarak tanıttı. Michelle, Eran ve Anna ile aynı çevrede dolaşmaya başladı. Üç farklı ülkeden gelen bu kişiler, Türk savunma sanayisine yönelik bir hedefe yöneliyordu.
MİT, bu durumun ciddiyetini kavradı ve bir operasyon planlamaya başladı. 3 yıl boyunca süren sabırlı bir çalışmanın ardından, MİT, İzmir’deki yapının sıradan bir casusluk girişimi olmadığını anladı. Bu nedenle, özel bir ekip görevlendirildi. Kod adı Ege Operasyonu olan bu ekip, sinyal istihbaratı uzmanları, saha ajanları ve siber güvenlik çalışanlarından oluşuyordu.

Bölüm 4: Operasyonun Planlanması
Operasyonun başında, MİT’te 26 yıllık deneyimi olan Emre Bey vardı. Toplantının ilk gününde ekibine verdiği talimat kesindi. Hiçbir adım atılmayacaktı. Çünkü erken hareket etmek, sadece görünen üç kişiyi yakalamak ve geri kalan ağı kaybetmek anlamına geliyordu. Emre Bey, hedefin bütün yapıyı aynı anda çökertmek olduğunu biliyordu. Bu nedenle, MİT ilk etapta beklemeyi tercih etti.
Eran Levi’nin şifreli telefon sistemi üzerinden yapılan takip, siber ekibin aylar süren çalışmalarıyla derinleşti. Sistemine sızmayı başardılar ve elde edilen bilgiler operasyonun boyutunu tamamen değiştirdi. İzmir’in yanı sıra Ankara, İstanbul, Bursa ve başka şehirlerde 9 kişi daha olduğu tespit edildi.
Bölüm 5: Hedef Belirleme
Hedefleri netti. Türk savunma sanayisinin en kritik projelerini ele geçirmekti. ASELSAN’ın geliştirdiği yeni radar sistemi, Roketsan’ın balistik füze çalışmaları ve Türk Havacılık Uzay Sanayi’nin insansız hava aracı yazılımları öncelikli listelerindeydi. Her hafta sızdırılabilecek yeni bir belge, her ay ikna edilecek yeni bir iç kaynak anlamına gelebilirdi. Ancak Emre Bey, soğukkanlılığını korudu. Erken hamlenin ağı dağıtmaktan başka bir sonuç vermeyeceğini biliyordu.
Bölüm 6: Hasat Zamanı
Eran Levi’nin telefonuna düşen şifreli bildirim, “Hasat zamanı” mesajını içeriyordu. MİT, bu mesajı çözdüğünde ne anlama geldiğini anlamakta güçlük çekmedi. Artık toplanan bilgilerin gönderileceği, belgelerin çalınacağı ve ajanların hızla ülkeden ayrılacağı son aşama başlıyordu. Bunun üzerine Emre Bey ekibini topladı ve operasyonun başladığını duyurdu.
Plan gereği operasyon aynı gece, aynı saatte 8 şehirde eş zamanlı yapılacaktı. 21 Kasım 2024 Perşembe gecesi saat tam 3’te ekipler harekete geçecekti. Son hazırlıklar yapıldı, yol haritaları gözden geçirildi ve tüm ekipman kontrol edildi. Emre Bey, son kez bütün detayları inceleyip onay verdi.
Bölüm 7: Operasyon Gecesi
20 Kasım 2024 Çarşamba günü, Emre Bey İzmir’e geldi. İzmir ekibi 8 kişiden oluşuyordu. Aralarında 10 yıldır teşkilatta görev yapan Zeynep de vardı. Ekip, sessiz bir çiftlik evinde toplandı. Emre Bey, masaya geniş bir İzmir haritası açtı. Üzerinde üç kırmızı işaret vardı: Eran Levi’nin evi, Anna Kraus’un kaldığı otel ve Michelle Durand’ın Bornova’daki müstakil evi.
Ekip, hedeflerin aynı anda alınacağını duyduğunda dikkatle dinliyordu. Zeynep, ikinci takımın içinde yer alıyordu ve operasyonda Anna’yı yakalayacaktı. Emre Bey, son talimatları verdi. Kimseye zarar vermeyeceklerdi. Sadece yakalama işlemi yapılacak, kelepçeleneceklerdi.
Bölüm 8: Hedeflere Yaklaşma
20 Kasım gecesi şehirler sakin görünüyordu. İnsanlar evlerinde uyuyordu. Emre Bey, Türkiye haritasında sekiz nokta işaretliydi. Her noktada bir ekip hazır bekliyordu. Saat 2 olduğunda, operasyonun başlamasına bir saat kalmıştı. Ekipler araçlarına bindi ve hedef bölgelerine doğru sessiz biçimde ilerledi.
Zeynep, Hilton otelin önüne ulaştığında saati 2:50’yi gösteriyordu. Derin bir nefes aldı. Zihni netti. Yıllarca aldığı eğitim ve sayısız saha görevi bu an içindi. Emre Bey, komuta merkezinden ekipleri son kez uyardı. 5 dakika kaldı. Pozisyonlarını almalarını istedi. Ekipler araçlardan indi ve sessiz adımlarla kapılara, bina girişlerine ve otellere ilerlediler.
Bölüm 9: Operasyonun Başlaması
Zeynep, otelin içine girdi. Resepsiyon boştü. Asansöre yöneldi ve 7 kata çıktı. Koridor sessizdi. Kapıya yaklaştığında kulağını dayadı. İçeriden televizyon sesi geliyordu. Anna uyumamıştı. Zeynep ekip arkadaşlarına işaret verdi. Emre Bey, saatine baktı. 2:59, 40 saniye, 30 saniye, 20 saniye, 10 saniye. Mikrofonu açtı. Sesi her zamanki gibi sakindi. 5, 4, 3, 2, 1… Başla!
Operasyon resmen başladı. Saat tam 3 olduğunda Zeynep kapının önünde bekledi. Üç kez sert ve net bir şekilde kapıya vurdu. İçeriden tedirgin bir ses yükseldi. Zeynep, akıcı Almancasıyla konuştu. Otel güvenliğinden geldiğini, acil bir durum olduğunu söyledi. Kısa bir sessizlik oldu. Ardından Anna’nın sesi duyuldu. Kapı zincir kadar aralandığında göz göze geldiler.
Bölüm 10: İlk Hedef Alındı
Zeynep bir an bile beklemedi. Omuzuyla kapıya bastı. Zincir yerinden koptu ve kapı tam açıldı. Anna geri sendeledi. Zeynep içeri girdi. İki ajan arkasından odaya yöneldi. Anna refleksle bağırmak istedi ancak çok geç kaldı. Zeynep onu duvara yaslayarak kollarını sabitledi ve hızlıca kelepçe taktı. İşlem yarım dakika sürdü. Anna direnmeye çalıştı fakat profesyonel bir ekibin karşısında şansı yoktu.
Zeynep, sakin bir ses tonuyla, “Direnmeyeceksin. Sessiz kalırsan zarar görmeyeceksin,” dedi. Anna’nın gözlerinde korku ve şaşkınlık vardı fakat konuşmadı. Zeynep telsizine bilgi verdi. İkinci hedef alındı. Taşıma başlıyor.
Aynı anda İzmir’in diğer yakasında Eran Levi’nin evinde kapı sessiz bir patlamayla açıldı. Eran uykusundan sıçradı. Odayı dolduran karanlıkta üç kişinin siluetini ayırt etti. Ne olduğunu anlamaya çalışırken ekip hızla hareket etti. Kollarından tutuldu, yatağa bastırıldı, kelepçelendi. Ağzına bir bez yerleştirildi. Her şey saniyeler içinde olmuştu.
Bölüm 11: İkinci Hedef Alındı
Eran’ın yüzündeki renk soldu. Operasyonun bittiğini anlamıştı. Telsizden yeni rapor geldi. Birinci hedef alındı. Taşıma başlıyor. Bornova’daki müstakil evde ise operasyon aynı sessizlikle ilerliyordu. Bahçe kapısı açıldı. Üç ajan içeri girdi. Güvenlik kameraları çoktan devre dışı bırakılmıştı. Ön kapıya gelindiğinde elektronik kilit küçük bir cihazla açıldı ve ekip içeri yöneldi.
Michelle üst katta uyuyordu. Odaya girildiğinde ışıklar açıldı. Michelle gözlerini araladı ve karşısında duran üç kişiyi görünce hiçbir şey sormadan ellerini kaldırdı. Direnmedi çünkü bu anın çok uzun süredir yaklaştığını anlamıştı. Takım lideri sessizce konuştu. “Michelle Durant, İsrail istihbarat görevlisi. Gözaltındasınız.” Michelle başını eğdi. Ellerine kelepçe takıldı. Merdivenlerden indirildi.
Bölüm 12: Operasyonun Başarısı
Aynı dakikalarda Ankara’da 2, İstanbul’da 2, Bursa ve Kayseri’de birer hedef daha sessiz operasyonlarla alındı. 10 dakika içinde 9 kişi yakalandı. Hiçbiri direnemedi. Hiçbiri kaçamadı. Hiçbiri diğerine haber veremedi. Telefon hatları kesilmiş, internet bağlantıları tamamen bloke edilmişti. Mossad merkezi hiçbir sinyal, hiçbir uyarı alamadı.
Ankara’daki komuta merkezinde Emre Bey ekrana bakıyordu. Türkiye haritasındaki 8 nokta yeşile dönmüştü. Bu her ekibin operasyonu başarıyla tamamladığı anlamına geliyordu. Emre Bey, mikrofonu açtı. “Tüm ekiplere teşekkür ederim. Mükemmel çalışmaydı. Hedefleri merkeze getirin.”
Araçlar şehirlerin sokaklarında sessizce ilerledi. Şafak yaklaşırken operasyon ekipleri çoktan yola çıkmıştı. Hedefler güvenli merkezlere doğru götürülmeye başlanmıştı. Şehirler uyanmaya başladığında geride hiçbir risk kalmamıştı. Eran Levi’nin ofisi boştu. Anna’nın otel odası temizlenmişti. Michelle Durand’ın evi sessizdi. Sanki hiç yaşamamışlar, hiç gelmemişler, hiç var olmamışlar gibiydi.
Bölüm 13: Sorgular ve Sonuç
MİT merkezinde sorgular başladı. Üç kişi ayrı odalarda tutuluyordu. Kimse konuşmuyordu. Ancak teşkilatın buna ihtiyacı yoktu. 3 yıl boyunca yapılan takip bütün bağlantıları ortaya çıkarmıştı. Telefon kayıtları, bilgisayarlar, belgeler, banka hareketleri ve şifreli mesajlar masadaydı. Bu operasyon sabrın ve sistemli çalışmanın sonucuydu.
Rapor tamamlandığında sonuç çıktı. İsrail istihbaratının İzmir merkezli operasyon ağı tamamen çökertilmişti. 9 kişi yakalanmıştı. Üçü yabancı ajan, 6’sı Türk işbirlikçiydi. Hedefleri ASELSAN, Roketsan ve Türk Havacılık Uzay Sanayi’nin kritik projeleriydi. Ancak hiçbirine ulaşılamamıştı. Çünkü teşkilat onları en başından beri adım adım izliyordu.
Bölüm 14: Diplomatik Süreç
İki hafta sonra İsrail hükümeti, sessiz bir diplomatik atış üzerinden Türkiye’ye ulaştı. Ajanlarının geri verilmesini istedi. Takas teklif etti. MİT bu teklifi kabul etti. Çünkü operasyonun hedefi zaten tamamlanmıştı. Ağ çökertilmiş, sistem dağılmıştı. Eran Levi, Anna Kraus ve Michelle Durand ülkelerine döndüler. Ancak kariyerleri sona erdi. Deşifre oldukları için bir daha görevlendirilmediler.
Türk işbirlikçiler mahkeme karşısına çıkarıldı. Duruşmalar basına kapalı yürüdü. Her biri suçlu bulundu ve hapis cezası aldı. Savunma sanayi ise çalışmalarına hız kesmeden devam etti. Milli projeler güçlendi. Türkiye’nin teknolojik kapasitesi artmayı sürdürdü. Baykar, ASELSAN ve Roketsan dünya çapında daha görünür hale geldi ve İsrail istihbaratı İzmir’de bir daha benzer bir ağ kurmayı denemedi. Çünkü artık biliyorlardı. MİT her zaman izliyordu ve her zaman bir adım öndeydi.
Bölüm 15: Sonuç ve Gelecek
O gece kimse alkışlamadı. Ancak Türkiye sessiz bir nefes aldı. Bu operasyon, Türkiye’nin istihbarat gücünü ve kararlılığını bir kez daha göstermişti. MİT, sadece düşmanlarına karşı değil, aynı zamanda kendi ulusal güvenliğini koruma konusunda da ne kadar ciddi olduğunu kanıtlamıştı.
Bu olay, sadece bir istihbarat operasyonu değil, aynı zamanda bir ulusun bağımsızlık ve güvenlik mücadelesinin de bir parçasıydı. Türkiye, gelecekteki tehditlere karşı daha hazırlıklı olmalıydı ve bu tür operasyonlar, ulusal güvenliğin sağlanmasında kritik bir rol oynamaya devam edecekti.
Ve böylece, İzmir’deki bu operasyon, Türkiye’nin ulusal güvenliğinin ve istihbarat başarısının önemli bir örneği olarak tarihe geçti.