O Teyze – Nizamiye’den Atıldı – Kimliği Ortaya Çıkınca Ordu Selam Durdu

O Teyze – Nizamiye’den Atıldı – Kimliği Ortaya Çıkınca Ordu Selam Durdu

.
.

1. BÖLÜM: NİZAMİYE’DE SOĞUK BİR SABAH

Foça Jandarma Komando Okulu’nun devasa kapısının önünde sabahın erken saatlerinde zaman donmuş gibiydi. Siyah, sade ama zarif bir elbiseyle, 50’li yaşlarının sonlarında görünen bir kadın, elindeki bez çantayla kapıya yaklaştı. İçinde yeğeni Murat için ev yapımı poğaçalar ve kuru yemişler vardı. Yüzünde endişe ve umut karışımı bir ifade, gözlerinde ise bir anne şefkati.

Kapının önünde nöbet tutan genç teğmen Aslı Yılmaz, kadına küçümseyici bir bakış attı:

— Hanımefendi, kışlaya mı geldiniz yoksa pavyona mı? Konsomatrisliğe mi?

Kadının parmakları çantayı sıktı, bembeyaz kesildi. Bir anlık şaşkınlıktan sonra başını öne eğdi:

— Ben… Yeğenimi görmeye geldim. Murat Çelik burada acemi eğitiminde. Sadece bir anlığına yüzünü görsem yeter…

Sesi naif ve kırılgandı. Ama Aslı’nın alaycı tavrı değişmedi:

— Burası lunapark değil, hanımefendi. Her isteyen elini kolunu sallayarak giremez. Prosedürü takip etmeniz gerekir. Üzerinize daha uygun bir şeyler giymeyi de akıl edersiniz umarım.

Yanındaki askerler kıkırdamaya başladı. “Biz burada kan ter içinde eğitim yapalım, hanımefendi plajda gibi gelsin,” dediler. Kadının kalbine zehirli oklar gibi saplandı bu sözler. Ama tek kelime etmedi. Sadece sessizce başını salladı:

— Affedersiniz teğmenim, ne yapmam gerekiyor peki?

— Önce Nizamiye’ye gelip ziyaretçi kayıt formunu dolduracaksınız. Bir dahaki sefere daha düzgün giyinin. Burası devletin en şerefli kurumlarından biri.

Kadın sessizce telefonunu çıkardı. O an kimse, onun bir telefonla her şeyi değiştireceğini bilmiyordu.

2. BÖLÜM: KİMLİKLER VE GEÇMİŞ

O Teyze - Nizamiye'den Atıldı - Kimliği Ortaya Çıkınca Ordu Selam Durdu -  YouTube

Kadının adı Elif Sancaktar’dı. 30 yıl önce Harp Okulu’nu birincilikle bitirmiş, Jandarma’ya katılmış, Özel Kuvvetler’de bordo bereli olmuştu. Irak ve Suriye’de kritik operasyonlar yönetmiş, “Kızıl Şahin” lakabını almıştı. 3 yıl önce korgeneral rütbesiyle emekli olmuş, ailesine bakmak için sahaflık yapmaya başlamıştı. Ama eski dostları hâlâ ordunun en kilit noktalarında görevdeydi.

Elif’in telefon görüşmesi başladığında Aslı umursamadı. Ama Elif’in, “Alo Hakan’ım, Foça Komando Okulu’nun Nizamiyesindeyim,” demesiyle Aslı’nın içindeki huzursuzluk büyüdü.

— Burada Aslı Yılmaz adında bir teğmen var…

Aslı, adının telefondaki meçhul kişiye aktarıldığını duyunca panikledi. Elif’in konuşması bittikten sonra ona döndü:

— Teymen Aslı Yılmaz sizsiniz değil mi?

— Evet… Ama kiminle konuştunuz az önce?

— Eski bir mesai arkadaşımla. Sizin kim olduğunuzu bir sorayım dedim.

Elif’in yüzünde soğuk bir gülümseme belirdi:

— Duyduğuma göre geçen sene terfi sınavını kıl payı kaçırmışsınız. O yüzden hâlâ teğmensiniz. Doğru mu?

Aslı’nın yüzü bembeyaz oldu. Bu bilgi sadece birkaç kişinin bildiği bir şeydi.

3. BÖLÜM: GÜÇ DENGESİ DEĞİŞİYOR

Tam o sırada siyah resmi plakalı bir makam aracı Nizamiye’ye yanaştı. İçinden Jandarma Albay Hakan Demir indi. Aslı ve yanındaki askerler esas duruşa geçti.

— Ne oldu burada? diye sordu Albay Hakan, Elif’e dönerek.

— Bir şey olmadı, sadece birkaç tatsız söz duydum, o kadar.

Albay Hakan, Aslı’ya döndü:

— Temmen, rapor ver.

— Sadece yönetmeliklere göre hareket ettim, komutanım…

— Hangi yönetmelik bir vatandaşa, bir askerin yakınına hakaret etme hakkı veriyor sana?

Aslı dona kaldı. Elif araya girdi:

— Hakan, tamam. Sen de bir zamanlar teğmendin. Herkes hata yapabilir.

Sonra Aslı’ya döndü:

— Bir askerin en temel özelliği nedir teğmen?

— Vatana sadakat komutanım.

— Hayır. Adap ve insanlıktır. Güce sahip olmak sana başkalarına keyfi muamele yapma hakkı vermez.

Aslı başını yere eğdi. Elif’in sözleri kalbine işledi.

4. BÖLÜM: GERÇEK KİMLİK ORTAYA ÇIKIYOR

O anda ikinci bir araç Nizamiye’ye yanaştı. Bu kez plakasında dört yıldız vardı. İçinden Orgeneral Kenan Paşa indi. Albay Hakan esas duruşa geçti. Aslı ise nefes alamıyordu.

— Kızıl Şahinim, canım kardeşim, ne işin var burada? dedi Kenan Paşa Elif’e.

Aslı, az önce aşağılayıp hakaret ettiği kadının, Türkiye’nin en yüksek rütbeli generallerinden birinin “kardeşim” diye hitap ettiği efsanevi bir asker olduğunu anladı.

Kenan Paşa, Elif’e döndü:

— Ne oldu burada?

— Sadece küçük bir yanlış anlaşılma, paşam.

Elif, Aslı’yı koruyordu. Aslı şaşkınlık ve minnetle başını eğdi.

5. BÖLÜM: DEĞİŞİMİN BAŞLANGICI

Elif ve Aslı, Nizamiye’nin yanındaki ağacın gölgesine yürüdüler.

— Neden bu kadar öfkelisin, Aslı? diye sordu Elif.

Aslı dürüstçe itiraf etti:

— Terfi sınavını kaçırdım, birlik içinde anlaşamıyorum. Kendimi kanıtlamak için baskı hissediyorum. Sinirimi başkalarından çıkarıyorum.

— Ama neden bu öfkeyi evladını görmeye gelen ailelerden çıkarıyorsun?

— Özür dilerim komutanım. Söyleyecek bahanem yok.

— Senden bahane istemiyorum. Seni anlamaya çalışıyorum. Askerlik zor bir meslek. Hele ki bir kadın için daha da zor. Ama şefkat olmadan katılık zehir olur.

Aslı gözleri dolu bir şekilde başını salladı.

— Bundan sonra birliğe gelen her ziyaretçiye kendi ailem gibi davranacağım.

— İşte bu kadar! Hayat her zaman istediğimiz gibi gitmez ama önemli olan her düştüğümüzde yeniden ayağa kalkmaktır.

6. BÖLÜM: MURAT İLE BULUŞMA

15 dakika sonra Murat misafirhaneye geldi. Elif ona sarıldı, öğütler verdi. Murat’ın gözleri doldu:

— Hala, senin ne işin var burada?

— Seni merak ettim oğlum. Telefondaki sesin ağlamaklıydı.

Murat utançla başını eğdi:

— O gün çok yorulmuştum hala. Ama şimdi çok daha iyiyim.

Elif, Murat’a çantasını verdi. Kenan Paşa da ona moral verdi. Ziyaret bittiğinde Aslı onları kapıda uğurladı:

— Komutanım, size ne kadar teşekkür etsem az. Söz veriyorum, Er Murat Çelik’e gözüm gibi bakacağım.

— Sadece Murat’a değil, bütün Mehmetçiklere de aynı özeni göster.

— Emredersiniz komutanım.

7. BÖLÜM: YENİ BİR ASKERİ KÜLTÜR

Bir ay sonra Nizamiye’de hava değişmişti. Aslı artık hoşgörülü ve nazik bir komutandı. Birliğe gelen her aileye sıcak davranıyor, onların endişelerini anlıyordu.

O gün Elif tekrar birliğe geldi. Aslı artık üstteğmendi. Ona minnetle selam verdi:

— Korgeneralim, sayenizde çok değiştim. Artık acemi erlerin eğitim ve adaptasyonundan sorumluyum. Onlara insanlığın rütbeden daha önemli olduğunu anlatıyorum.

Elif, Aslı’nın başarısını kutladı. Tugay Komutanı mikrofonu eline aldı:

— Korgeneralimiz birliğimize paha biçilmez bir ders verdi. Gerçek bir askerin nasıl olması gerektiğini gösterdi. Üstteğmen Aslı Yılmaz da bu süreçte inanılmaz bir gelişim gösterdi.

Alkışlar yükseldi. Tören bittikten sonra Elif, Murat ve Aslı bir araya geldi.

— Hala, yeni birliğime gidince de çok çalışacağım.

— Aferin oğlum. Ne zaman yorulursan ara beni. Ben her zaman arkandayım.

— Üstteğmenim, benimle ilgilendiğiniz için teşekkür ederim.

— Asıl ben teşekkür ederim, Murat.

8. BÖLÜM: AFFETME VE LİDERLİK DERSİ

Aslı, Elif’e bir soru sordu:

— O gün Nizamiye’de, beni neden affettiniz? Çok ağır bir şekilde cezalandırabilirdiniz.

— Herkes hata yapabilir, üstteğmenim. Önemli olan o hatadan ders çıkarmaktır. Senin özünde kötü biri olmadığını biliyordum. Sadece zorlu şartlar altında yolunu kaybetmiştin.

Aslı’nın gözleri doldu:

— Sizin sayenizde gerçek bir asker olabildim.

Güneş batarken Elif ayrıldı. Aslı ona minnetle baktı.

9. BÖLÜM: YENİ BİR BAŞLANGIÇ

6 ay sonra Elif, Aile Günü etkinliği için tekrar birliğe geldi. Murat, acemi eğitimini tamamlamış, kendine güvenen bir komando olmuştu. Aslı ise üstteğmen olarak acemi erlerin eğitiminden sorumluydu.

— Korgeneralim, bana bir şans daha verir misiniz? Bu sefer size en iyi şekilde ev sahipliği yapmak istiyorum.

Elif gülümsedi:

— Sana emanetim, üstteğmenim.

İkisinin birliğin içine doğru yürüyüşünü gören askerler, bir şeylerin güzel bir şekilde değiştiğini hissediyordu.

10. BÖLÜM: HAYATIN DERSİ

Tören sonunda Tugay Komutanı tekrar konuştu:

— Korgeneralimiz, bize gerçek liderliğin makamda değil, insaniyet ve anlayışta olduğunu gösterdi. Üstteğmen Aslı Yılmaz, birliğimizin gururu oldu.

Elif, ayrılırken Aslı’ya son bir öğüt verdi:

— Birliğe gelen ziyaretçilere muamele ederken, onların hepsinin birilerinin en kıymetli varlığı olduğunu unutma.

Aslı başını salladı:

— Emredersiniz korgeneralim. Ve bütün acemilere gözüm gibi bakacağım.

Elif son bir kez selam verip Nizamiye’den ayrıldı. Onun gidişini izleyen herkes, gerçek gücün rütbede değil, merhamet ve anlayışta olduğunu bir kez daha gördü.

SON SÖZ

Bazen küçücük bir karşılaşma bir insanın hayatını değiştirir. Gerçek güç, rütbede değil, bir başkasının hayatına dokunabilme cesaretinde yatar. Hayat her zaman istediğimiz gibi gitmeyebilir ama doğru olanı yapmak için çabaladığımız sürece iyiliğin bir yol bulacağına inanmalıyız.

Sizin de hayatınızda Elif komutan gibi biri oldu mu? Ya da siz bir başkasının Aslı’sı oldunuz mu? Hikayenizi paylaşın. Çünkü paylaşılan her hikaye bir başkasının hayatına ışık tutar.

 

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News