O Yarbay, Kadın Generali Aşağıladı – Herkesin Önünde Yediği O Tokatla Gelen İtiraf
.
O Yarbay, Kadın Generali Aşağıladı – Herkesin Önünde Yediği O Tokatla Gelen İtiraf
2024 yılının sonbaharıydı. Hakkari Dağları’nın eteklerinde, Komando Tugayı’nın subay lojmanlarında sessiz bir sabah başlamıştı. Yarbay Alparslan Kaya, 53 yaşında, 30 yıllık askerlik hayatının deneyimiyle dolu, disiplinli ve sert bir subaydı. O, ordunun erkeklerin dünyası olduğuna inanıyor, kadınların sadece destek hizmetlerinde yer alması gerektiğini düşünüyor ve kadın subaylara karşı önyargılıydı.
Bir gün, tugaylarına yeni atanan genç bir temmen, Mert Erdem, dikkatleri üzerine çekti. Mert, Kara Harp Okulu’nu birincilikle bitirmiş, Jandarma Komando Okulu’nda zorlu eğitimlerden geçmişti. Ancak, onun hakkında yayılan dedikodular vardı: Annesi kadın bir korgeneraldi. Bu bilgi, özellikle Yarbay Alparslan gibi gelenekçi subaylar arasında alaycı ve küçümseyici tepkilere yol açtı.
Bir subay yemeğinde, Alparslan bu durumu alaycı bir dille gündeme getirdi. “Bu çocuğun anası da asker miymiş? Kadından paşa mı olurmuş be?” dedi. Mert ise sakin ve kararlı bir şekilde, “Ben buraya kendi bileğimin hakkıyla geldim, komutanım,” diye yanıt verdi. Ancak Alparslan’ın öfkesi dinmemişti.

Birkaç gün sonra, Genelkurmay’dan bir denetleme heyeti tugaya geldi. Heyetin başında, Mert’in annesi, Korgeneral Ayla Demir vardı. Ayla Demir, ordunun ilk kadın korgenerali ve Harekat Başkanıydı. Alparslan için bu, büyük bir sınavdı. Denetleme sırasında, Ayla Demir, Alparslan’ın raporunu doğrudan kendisinden almak istedi ve sert sorularla onun önyargılarını ortaya çıkardı.
Toplantı sırasında, Alparslan’ın kadın askerler hakkındaki küçümseyici görüşleri açıkça ortaya çıktı. Ayla Demir, onun bu tavrını sert bir şekilde eleştirdi ve “Bir asker sadece yetenekleri ve nitelikleriyle değerlendirilmelidir, geçmişiyle değil,” dedi. Ayrıca, Alparslan’ın birliğinde yaşanan cinsiyet ayrımcılığı ve önyargıların ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirtti.
Denetleme sonrası, Alparslan’ın söyledikleri orduda yayıldı ve bu durum hakkında anonim forumlarda tartışmalar başladı. Mert Erdem ise bu süreçte sessiz kaldı, ancak yaşananlar onun da üzerinde derin etkiler bıraktı.
Bir süre sonra, Ayla Demir tekrar tugaya geldi ve tüm subaylarla bir toplantı yaptı. Toplantıda, kadın askerlerin zorlu eğitim süreçlerini ve başarılarını gösteren bir video izletildi. Video, Ayla Demir’in gençlik yıllarında komando eğitiminde yaşadığı zorlukları ve yaralanmasına rağmen görevini tamamlayışını anlatıyordu. Bu, birçok subayın önyargılarını kırdı.
Alparslan, sonunda kendi önyargılarını ve kibirini kabul etti. Ayla Demir ile yaptığı özel görüşmede, “Bir kadının general olmasından rahatsızlık duydum. Kıskançlıktı bu,” itirafında bulundu. Ayla Demir, ona gerçek bir liderin nasıl olması gerektiğini anlattı ve kişisel duyguların bir komutan için kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Alparslan, disiplin soruşturması sonucunda görevden alındı ve ordudan ihraç edildi. Ancak bu süreç onun için bir dönüm noktası oldu. Emeklilik sonrası hayatında, kendi hatalarını düşünerek, cinsiyet eşitliği üzerine okumalar yaptı ve Harp Akademisi’nde ders vermeye başladı. Burada, genç subaylara liderlik ve davranış kültürü üzerine eğitimler verdi.
Bir gün, Harp Akademisi’nde ders verirken, sınıfında artık Yarbay olan Mert Erdem’i gördü. Mert, kariyerinde hızla ilerlemiş ve saygı duyulan bir subay olmuştu. Alparslan, Mert’ten samimi bir şekilde özür diledi ve ona başarılarının annesinin değil, kendi yeteneklerinin sonucu olduğunu söyledi. Mert ise alçakgönüllülükle, “Ben sadece görevimi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum,” diye yanıt verdi.
Bu karşılaşma, Alparslan için gerçek bir aydınlanma anıydı. Önyargıların, kibirin ve haksızlıkların üstesinden gelmek mümkündü. Artık o, genç subaylara sadece teknik bilgi değil, aynı zamanda insanlık ve eşitlik değerlerini de aktarmaya kararlıydı.