Sıradan Postacı Sanılan Leyla Hanım Aslında Kod Adı Kartal 7 Olan Eski Bir Uzman Ajandı!

Sıradan Postacı Sanılan Leyla Hanım Aslında Kod Adı Kartal 7 Olan Eski Bir Uzman Ajandı!

MİT’ten Postacıya: Leyla Saygın’ın İkinci Hayatı

Saat sabahın sekiziydi. İstanbul Bahçelievler’deki küçük postane binasının önünde her zamanki hareketlilik başlamıştı. 42 yaşındaki Leyla Saygın, mavi üniforması ve omzundaki büyük çantasıyla Yıldırım Mahallesi’nin en tanınmış simalarından biriydi. Leyla Hanım, çantasını omzuna asarken, karşı sokaktaki siyah bir arabadan üç adamın onu izlediğini bilmiyordu. Onlar, bu sıradan postacının aslında 15 yıllık Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) deneyimi olan uzman bir görevli olduğunu hayal bile edemezlerdi.

On yıl önce, kod adı “Kartal 7” olan uzman çözümleyici Leyla Saygın, gizli bir operasyonun ardından aktif görevden çekilmiş, adını ve geçmişini değiştirerek huzurlu bir hayat sürmek için postacılığı seçmişti. Mahalle sakinleri onu nazik, dikkatli ve güvenilir biri olarak tanırdı. Her sabah aynı saatte çıkar, aynı rota üzerinden mektup ve kargo dağıtırdı.

O Salı sabahı da her zamanki gibi rotasına başladı: Önce Çınar Sokak, sonra Lale Sokak, en sona Gül Sokak. Ancak Çınar Sokak’a girdiğinde, 15 yıllık istihbarat tecrübesinin ona öğrettiği sezgileri, her zamanki sakinliğin olmadığını fısıldıyordu. Sokak boşaltılmış gibiydi ve normalde kapalı olması gereken kahvehanede, mahalleli gibi görünmeyen birkaç adam oturuyordu. Leyla bu detayı zihnine kaydetti.

İlk durağında, Fatma Hanım’ın evinde, dün gece Mahmut Bey’in (eski bir emekli polis) evine hırsız girdiğini, kasasının boşaltıldığını öğrendi. Bu, mahalle için çok nadir görülen bir olaydı. Mahmut Bey’in evine geldiğinde, zorla açılmış pencereyi ve cam kırıklarını gördü. İçgüdüleri hemen devreye girdi: Zorla girişin izleri profesyoneldi, sıradan bir hırsızlık değil, planlı ve organize bir iş izlenimi veriyordu.

Leyla postalarını dağıtmaya devam ederken, sokakta dolaşan yabancı adamlar ve kahvehanedeki şüpheli kişiler zihninde birleşmeye başladı. Lale Sokak’a geçtiğinde durum daha da tuhaflaştı. Erken açılmış berber dükkanında mahalleli olmayan iki adam, sokak başında bekleyen motosikletli bir kişi… Leyla’nın eğitimli gözleri hemen bu sistemli gözetim düzenini fark etti. Hepsinin aynı telsizli saatleri takması, profesyonel bir operasyonu işaret ediyordu.

Yaşlı Osman Dede’nin evinde, Mahmut Bey’in evinden sadece para değil, “dosyaların da karıştırıldığı” bilgisi Leyla’nın şüphesini kuvvetlendirdi. Eğer sadece hırsızlık olsaydı, dosyalarla uğraşmazlardı.

Gül Sokak’a doğru yürürken, Leyla artık kesinlikle takip edildiğini biliyordu. Tam o sırada cep telefonu çaldı. Arayan numara tanıdık değildi. “Alo… Önemli bir konuşmamız var. Gül Sokak’ın sonundaki parkta bekliyorum. Yalnız gel. Eski mesleğinle ilgili bir konu.”

Leyla’nın şüphesi kalmamıştı. Bu adamlar onun kim olduğunu biliyorlardı. Aklından kaçma, polisi arama gibi bin bir plan geçti, ancak tüm bunlar sadece sorunu ertelemek olacaktı. Leyla, postacı çantasındaki son mektupları çıkarıp rotasını parktaki buluşma noktasına çevirdi.

Parkta, takım elbiseli, profesyonel görünümlü üç adam bekliyordu. Leyla yaklaştığında, içlerinden yaşlıca olanı kendini tanıttı: “Ben Komiser Hakan Demir, İstanbul Emniyet Müdürlüğü… Sizin eski mesleğinizle ilgili.”

Leyla şaşırmıştı, karşısındaki gerçek polisti. Komiser Hakan, Leyla’nın MİT’teki geçmişini, “Kartal 7” kod adını ve uzmanlık alanlarını bir bir saydı. “Bu bilgilere nereden ulaştınız?” diye sordu Leyla.

Hakan Komiser acı bir gerçeği açıkladı: “Çünkü şu anda sizin o yeteneklerinize ihtiyacımız var. Mahmut Bey’in evine girenler, aslında bir terör örgütünün üyeleriydi ve onlar bu mahallede sizin gibi eski istihbarat çalışanlarını arıyorlar. Bu mahallede üç eski istihbarat görevlisi yaşıyor: Siz, Mahmut Bey ve Ahmet Bey… Dün gece Mahmut Bey’den başladılar. Sıra sizde.”

Leyla’nın nefesi kesildi. O sıradan hırsızlık, aslında bir bilgi arama operasyonuydu. Tam o sırada Hakan Komiser’in telsizi çaldı: “Komiserim, Gül Sokak’ta şüpheli araç hareketi var. Hedefi takip eden üç kişi tespit ettik.”

“Onlar burada. Bizimle gelmeniz gerekiyor!” dedi Hakan.

Leyla parktan çıkarken, üç silahlı adam parkın çıkışını kesmişti. “Dur bakalım postacı hanım. Seninle konuşacağımız var!” dedi sakallı olanı. “MİT’te Kartal 7 kod adıyla çalışan Leyla Saygın. Balkan operasyonlarında görev alan istihbarat uzmanı. Çok ilginç postacılık geçmişin var.”

Hakan Komiser ve ekibi silahlarını çekti. Çatışma başladığında Leyla yere kapaklandı. 15 yıllık eğitimi hemen devreye girdi. Park kenarındaki çalıların arasına yuvarlandı ve çevreyi analiz etti. Sakallı adam bağırdı: “Leyla Saygın, iki seçeneğin var: Ya bizimle gelirsin ya da burada ölürsün.”

Leyla’nın sabrı taştı. 10 yıldır bastırdığı tüm yetenekleri ortaya çıktı. Çalıların arasından çıktı ve sesini yükseltti: “Beni mi arıyorsunuz? Ben Leyla Saygın. MİT’te 15 yıl görev yaptım. Sizin peşinizde olduğunuz kişi benim!”

Terör örgütü lideri şaşkınlıkla silahını ona doğrulttu. Leyla, buz gibi gözlerle devam etti: “Siz bir şeyi yanlış hesapladınız. Ben sadece masa başında çalışan bir analist değildim. Sahada da görev aldım.” Leyla, liderin dikkatini dağıtmak için yerden bir taşı kapıp eline fırlattı.

Polislerin yanına yuvarlanırken Hakan Komiser’e taktiksel analiz yaptı: “Komiser, bunlar üç kişi ama muhtemelen çevrede daha fazla destek var. Bu bir tuzak olabilir. Çevredeki binalarda keskin nişancılar olabilir!” Nitekim, Leyla’nın tahmini doğru çıktı ve iki farklı noktadan ateş açıldı.

Leyla artık tam anlamıyla eski kimliğine dönmüştü. Posta çantasını attı. “Bu bir kuşatma. Parkın Doğu çıkışı güvenli. Takviye gelene kadar oraya çekilmeliyiz. Ben 15 yıl bu işi yaptım. Bu adamlar beni canlı istiyorlar. Onlara tuzak kuracağız.”

Lider, Leyla’yı diğer ajanları tehdit ederek teslim olmaya zorladı. Leyla bu tehdide sinirlenerek bağırdı: “Tamam! Teslim oluyorum ama şartım var: Mahalle sakinlerine zarar verilmeyecek!”

Leyla, elleri havada, yavaşça liderine doğru yürüdü. Teslim olmayı bile taktiksel bir hamle olarak kullanıyordu. Lider ona yaklaştığında Leyla, örgütün finansman kaynakları ve liderin kod adı gibi sadece üst düzey istihbaratçıların bilebileceği kritik bilgiler fırlattı. Lider şaşkına dönmüştü. Leyla bu sırada çevredeki polis takviyesinin yaklaştığını fark etti.

Leyla, arabaya doğru yürürken son planını devreye soktu. Ayağındaki postalıyla yerde küçük bir taşı yuvarladı. Bu, Hakan Komiser’e hazır olduğunun işaretiydi. Araba kapısı açıldığında, Leyla aniden hareket etti. Sağ eliyle kapıyı çarparak lideri dengesizleştirdi, sol eliyle de yanındaki silahını kapma hareketi yaptı ve bağırdı: “Şimdi!”

Hakan Komiser ve ekibi hemen ateş açtı. Leyla arabaya binmek yerine yere yuvarlandı. Çatışma 5 dakika sürdü. Leyla’nın tuzağı işe yaramıştı. Tüm teröristler yakalandı.

Leyla ayağa kalktığında, postacı üniforması kirlenmişti ama gözlerindeki kararlılık ve duruşundaki profesyonellik tamamen ortaya çıkmıştı. Hakan Komiser hayranlıkla sordu: “Bu planı nasıl kurdunuz?” Leyla gülümsedi: “15 yıllık tecrübe. En önemli kural şudur: Düşmanın seni canlı istemesi, senin en büyük avantajındır.

Mahalleli, olay yerine toplanmaya başladığında, Leyla derin bir nefes aldı: “Komşularım, size bir şey itiraf etmek zorundayım. Ben sadece postacı değilim. Aslında emekli bir istihbarat subayıyım.” Mahalleli şok oldu. 10 yıldır tanıdıkları nazik postacı kadın, aslında MİT’in eski uzman ajanıydı.

Üç gün sonra, Leyla yine mavi üniformasını giymiş, çantasını omzuna asmış, Yıldırım Mahallesi’ne doğru yürüyordu. Fatma Hanım ona sarıldı, Osman Dede gurur duyduğunu söyledi, Mahmut Bey (eski özel timci olduğunu itiraf etti) “Bizim gibiler hiçbir zaman tam olarak emekli olamıyor,” dedi. Leyla, postane müdürünün güvenlik biriminde çalışma teklifini reddetti: “Müdürüm, ben postacı olmaya devam etmek istiyorum. Mahallemi seviyorum, işimi seviyorum. Burada mutluyum.”

O gün, Leyla postalarını dağıtırken artık kimliğini gizlemek zorunda değildi. Artık hem eski istihbarat subayı Kartal 7, hem de mahalle postacısı Leyla Hanım olabilirdi. Onu seven insanlar, kim olduğunu öğrenince daha çok sevmişlerdi. Bu hikaye, en sıradan görünen kişilerin bile en olağanüstü hikayelere sahip olabileceğini ve gerçek sevgi ve saygının her sırrı aşabileceğini gösteriyordu.

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News