Karısını Kaçırılmaktan Kurtardığını Sandı, Ama Her Şeyi Onun Planladığını Öğrendi

Karısını Kaçırılmaktan Kurtardığını Sandı, Ama Her Şeyi Onun Planladığını Öğrendi

File phương tiện tạo bằng meta.ai

Güneş, İzmir’in kırmızı kiremitli çatılarının üstüne kurşun gibi düşüyordu.
Emir, yıllardır Kaya ailesinin sahil villasının bahçesinde çalışan bir bahçıvandı.
Beş yıldır oradaydı; beyaz mermerlerin parıltısı, bazen insanların gülüşünden daha parlak geliyordu.

Eşi Selin, evin hanımının kişisel asistanıydı — hep zarif, hep mesafeli.
Emir onun bu ışıltılı dünyanın cazibesine kapıldığını hissediyordu.

Emir’in serveti yoktu, ama parayla alınamayacak bir şeyi vardı: sadakat.
Bu yüzden, bir gece gelen anonim bir arama onu yıktı:

“Eşini kaçırdık. 3 milyon lira istiyoruz.”

Emir motosikletini sattı, borç aldı, karısını kurtarmak için sokak sokak dolaştı.
Ama o gece, terk edilmiş bir fabrikanın karanlığında, gerçeği öğrenecekti:
bazı kaçırılmalar halatla değil, yalanla yapılırdı.

Fabrikanın köşesinde bir ışıltı gördü — Selin’in küpeleri.
Ağlamıyor, bağlanmamıştı.
Paraları sayıyordu.

Emir’in nefesi kesildi.
Selin arkasına döndü, yüzünde anlık bir suçluluk… sonra soğuk bir bakışla:

“Anlamıyorsun Emir. Bu para için değil… özgürlük içindi.”

Selin her şeyi planlamıştı. Yeni sevgilisiyle, yeni bir hayatla — Emirsiz.

O gece Emir yağmur altında yürüdü.
Ona hep “fakir, zavallı” demişlerdi.
Şimdi bir de “aldatılmış” dediler.
Ama bu sefer, sessiz kalmayacaktı.

Ertesi sabah villaya döndü.
Bay Kaya küçümseyerek,

“Dilencilik etmeye mi geldin?” dedi.
“Hayır,” dedi Emir, elinde bir dosya tutarak. “Hak ettiğimi almaya geldim.”

Dosyada, Kaya Otelinin yeni bahçesinin tasarımları vardı — Emir’in yıllardır gizlice yaptığı çizimler.
Patronu onları çalmış, kendi adıyla sunmuştu.
Selin de biliyordu.

Emir onları dava etti.
Gazetelerde manşet oldu:

“Zengin İş Adamı, Fakir Bahçıvanın Projesini Çalmakla Suçlandı.”

Bir ay sonra villa haczedildi.
Emir kendi fidanlığını açtı.
Kapıya şu tabelayı astı:

“Burada kökler değil, gurur yeşerir.”

Bir gün Selin geldi, gözleri yaşlı:

“Kötülük olsun diye yapmadım… sadece fakirlikten kaçmak istedim.”
Emir acıyla gülümsedi:
“Ve sonunda en fakir sen oldun.”

Arkasını döndü, toprağa döndü.
Rüzgâr saksıların arasında dolaşıyor, toprak kokusuna onur karışıyordu.

Komşular ona “mahallenin kahramanı” diyordu.
Ama Emir kendini kahraman hissetmiyordu.
Sadece şunu öğrenmişti:
Dürüstlük olmadan sevgi, başka bir esarettir.

Bazen her şeyi kaybetmek, aslında kendini bulmaktır.

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News