Sıradan Emlakçı Sanılan Kadın Milyonluk Aklama Çetesini Yakaladığında Gerçek Mesleği Anlaşıldı!

Gizli Uzman: Konyaaltı’nın Adalet Emlakçısı
Nilgün Akbaş, 44 yaşında, Antalya’nın Konyaaltı bölgesinde bulunan Prestij Emlak Ofisi’nin en başarılı danışmanlarından biriydi. Yedi yıldır aynı ofiste çalışıyordu ve lüks gayrimenkul satışlarında müşteri memnuniyeti çok yüksekti. Müşterileri ona “Nilgün Abla, en güvenilir emlakçı” derdi. Bölgedeki herkes onun dürüstlüğüne ve profesyonelliğine hayrandı. Nilgün, kendini tanıtırken hep eski bir bankacı olduğunu, emekli olduktan sonra emlak sektörüne geçtiğini söylerdi. Bu açıklama, finansal konulardaki derin bilgisiyle örtüşüyordu ve herkesi tatmin ediyordu.
Ancak Nilgün’ün yatak odasındaki dolabında sakladığı eski belgeler, onun gerçek hikayesini fısıldıyordu: Mali Suçları Araştırma Kurulu’ndan (MASAK) aldığı sertifikalar ve başarı belgeleri. Nilgün Akbaş, yedi yıl önce emekli olmuş, 15 yıllık deneyime sahip bir mali suçlar uzmanıydı. Sessiz, huzurlu bir hayat kurmak için geçmişini ardında bırakmıştı.
Bir Çarşamba öğleden sonrası, ofiste her zamanki yoğunluk vardı. Son bir haftadır gelen müşteriler Nilgün’ün dikkatini çekiyordu. Hepsi çok pahalı gayrimenkulleri nakit olarak almak istiyordu. Pazartesi gelen orta yaşlı bir iş adamı, fiyatını bile sormadan deniz manzaralı bir villa istemiş ve “4 milyon lira civarında olsun. Nakit ödeyeceğim” demişti. Salı günü gelen genç bir kadının işiyle ilgili verdiği belirsiz cevaplar (“İhracat yapıyorum,” “Çeşitli ürünlerde”) şüphe uyandırmıştı. Bugün gelen yaşlı bir adam ise 3 milyon liralık daireyi hemen alacağını söyleyip, gelir belgesi sorularından rahatsız olmuştu: “Çok soru soruyorsun. Parayı veriyorum, evi alıyorum. Bu kadar basit.”
Nilgün’ün 15 yıllık uzmanlık tecrübesi ona durumun vehametini fısıldıyordu: Büyük nakit ödemeler, gelir kaynağı belirtmeme, aceleci davranışlar… Bunlar, klasik kara para aklama işlemlerinin tipik belirtileriydi. Kendini zorlukla sakinleştirmeye çalıştı: “Nilgün, sen artık o işlerle ilgili değilsin. Sadece emlakçısın.”
Ancak Perşembe günü durum daha da ciddileşti. Dördüncü müşteri, iri yarı ve ciddi görünümlü bir adam, 5 milyon liralık villa talebinden sonra açıkça tehdit etti: “Nakit ödeyeceğim. Bu paraların kaynağını sormayacaksın, değil mi?” Bu tehdit, Nilgün’ün sadece sıradan bir emlakçı olmadığını anladıklarını gösteriyordu. Ardından gelen diğer şüpheli müşteriler ve rüşvet teklifleri, ofisin bir kara para aklama operasyonu için kullanıldığına dair şüphelerini kesinleştirdi.
Akşam müdürü Cengiz Bey’e şüphelerini anlatınca, Cengiz Bey şaşırdı ve mali mevzuat detaylarını nereden bildiğini sordu. Nilgün, eski mesleğinden fazla bahsetmek istemedi, “Bankacılık geçmişimden dolayı biliyorum,” dedi.
Cuma sabahı, altıncı şüpheli müşteri geldi: orta yaşlı, takım elbiseli, ciddi bir adam. Nilgün’ü açıkça uyardı: “Sen çok meraklısın. Bu işlerde merak iyi değil.” Bu, organize bir suç şebekesiyle karşı karşıya olduğunun kanıtıydı. Nilgün büyük bir karar verdi. Öğle molasında, yedi yıldır konuşmadığı eski meslektaşı, MASAK uzmanı Hakan Özkan’ı aradı: “Hakan, ben Nilgün. Kara para aklama operasyonu tespit ettim. Emlak sektörü üzerinden yapılıyor.”
Hakan, Nilgün’ün analizinin mükemmel olduğunu söyledi ve daha fazla kanıt toplaması için ondan gözlemlemeye devam etmesini istedi. Nilgün, eski raporlama formatını kullanarak sistematik kayıtlar tutmaya başladı. Akşam, müdürü Cengiz Bey’e gerçeği açıklama zamanının geldiğini anladı. “Cengiz Bey, ben aslında eski bir mali suçlar uzmanıyım. Bu müşteriler kara para aklıyor.” Cengiz Bey şok oldu ama Nilgün’ün açıklamaları onu ikna etti.
Cumartesi sabahı, sekizinci müşteri geldi. Çok daha sert ve tehditkârdı. “Sen kim olduğunu sanıyorsun. Geçmişini araştırdık.” Nilgün’ün kimliği ifşa olmuştu. Adam, “Mali Suçları Araştırma Kurulu’nda çalışmışsın. Bizim işlerimizi görmezden gel, yoksa senin için kötü olur,” diyerek tehdidini yeniledi. Nilgün hemen Hakan’ı aradı: “Durum çok kötüleşti. Kimliğimi öğrendiler. Açık tehdit aldım.”
Hakan, Pazartesi günü yapılacak 9 milyon liralık büyük işlem sırasında suçüstü operasyon yapacaklarını söyledi. Pazar günü, Nilgün kendini hazırladı. Pazartesi ya suçlular yakalanacaktı ya da kendi hayatı tehlikeye girecekti.
Pazartesi sabahı saat 10’da, 9 milyon liralık villa işlemi için dört kişilik çete üyesi bir grup geldi. Nilgün, masasının altından polise sinyal verdi. Sakinliğini koruyarak, yasal prosedürler bahanesiyle polislerin gelmesi için zaman kazanmaya çalıştı. Tam çete lideri Nilgün’e, “Artık oyun bitti. Sen bizim için çok tehlikelisin,” dediği anda dışarıdan polis sirenleri duyulmaya başladı.
Hakan ve ekibi gelmişti. Çete üyeleri panikle silahlarını çekmeye çalıştı ama 15 yıllık eğitimi sayesinde Nilgün, en yakınındaki adamın silahını etkisizleştirdi. Kısa süren bir çatışmanın ardından dört çete üyesi de yakalandı. Hakan, “Nilgün, harika iş çıkardın. Bu operasyon sayesinde çok büyük bir çeteyi yakaladık,” dedi.
Polis merkezinde, operasyonun sonuçları inanılmazdı. Nilgün’ün çözdüğü çete, sadece Antalya’da değil, dokuz farklı şehirde faaliyet gösteren, günlük ortalama 2 milyon lira kara para aklayan dev bir ağın parçasıydı. Nilgün, yedi yıldır gizlediği kimliği sayesinde, Türkiye’nin en büyük kara para aklama operasyonlarından birini tek başına çökertmişti.
Olayların ardından, emlak ofisine geri döndüğünde, mahalle esnafı onu bir kahraman gibi karşıladı. Müdür Cengiz Bey, ona mali danışmanlık pozisyonu teklif etti. Nilgün, artık eski kimliğinden kaçması gerekmediğini anladı. Hem emlak danışmanlığını seviyor hem de mali suçlarla mücadele etmeyi.
Üç ay sonra, Nilgün yine Prestij Emlak Ofisi’nde çalışıyordu, ama masasında artık sadece gayrimenkul katalogları değil, MASAK danışmanlık plaketleri de vardı. Haftanın üç günü emlak ofisinde, üç günü ise MASAK’ta gayrimenkul sektörü danışmanı olarak görev yapıyordu. Emlakçılar Birliği onu yılın örnek emlakçısı seçti.
Ertesi gün, İçişleri Bakanı, Nilgün Akbaş’ı “Yılın Mali Güvenlik Kahramanı” ödülüyle onurlandırdı. Bakan, konuşmasında, “Nilgün Hanım, sıradan bir emlak danışmanı gibi görünürken aslında ülkemizin mali güvenliği için çalışan gizli bir uzmandı,” dedi. Nilgün, ödülü alırken mikrofonu tuttu ve gülümsedi: “Ben sadece görevimi yaptım. Her vatandaş aynı durumda aynısını yapardı. Çünkü ülke sevgisi ve adalet duygusu hepimizin içinde var.”
Nilgün, artık ne sadece eski mali suçlar uzmanı Nilgün Akbaş’tı, ne de sadece emlak danışmanı Nilgün Hanım. O, her iki kimliğini birleştirmiş, Konyaaltı’nın hem en güvenilir emlakçısı hem de adaletin gizli uzmanı olmuştu. Sessiz, huzurlu bir hayat kurma arzusu, onu çok daha önemli bir göreve taşımıştı.