Mit Bir PKK Komutanını Kalabalık Bir Düğünde Nasıl Sessizce Etkisiz Hale Getirdi
.
MİT’in Düğün Operasyonu – Sessiz Adaletin Gölgesinde
I. Giriş: Bir Düğünün Ardında Saklanan Sır
Erbil’in sıcak bir yaz akşamı. Grand Millenium Oteli’nin lüks salonunda, 300’den fazla davetli, bir Kürt iş adamının kızının düğününde buluşmuştu. Herkes neşeli, müzik çalıyor, insanlar dans ediyor, masalarda sohbetler ediliyordu. Kimse bilmezdi ki o gece, tarihe geçecek bir istihbarat operasyonu sahne alacaktı.
Davetliler arasında, gelinin babası olarak tanıtılan yaşlı bir adam vardı. Herkes ona saygı gösteriyor, elini öpüyor, tebrik ediyordu. Dışarıdan bakıldığında sıradan bir aile büyüğüydü. Ancak Türk istihbaratının arşivlerinde bu adamın adı farklı yazıyordu: Kod adı Kartal. Gerçek adı Mehmet Şirin Özer. 14 yıldır aranan, onlarca bombalı saldırının planlayıcısı, yüzlerce insanın ölümünden sorumlu bir PKK komutanı.
O gece, pastanın kesilmesinden önce, Özer’in hayatı sonsuza dek değişecekti. Bunu sadece Türk istihbaratının saha operatörleri biliyordu.
II. Takip: Sabır ve Strateji
Mehmet Şirin Özer’in dosyası 1987’de açılmıştı. Şırnak’ın Cizre ilçesinden, örgütün kırsal yapılanmasında düşük seviyeli bir militan olarak başlamıştı. Şiddetten kaçınan, silah kullanmayı reddeden biriydi. Fakat aklı ve organizasyon yeteneğiyle kısa sürede dikkat çekti. 1990’ların başında Avrupa’ya transfer edildi. Almanya, Hollanda, Belçika arasında mekik dokudu. Görevi, diasporadan para toplamak ve Kandil’e ulaştırmaktı.

On yıl içinde, Avrupa’daki en karmaşık para transferi ağlarından birini kurdu. Hayır kurumları, restoranlar, inşaat şirketleri… Hepsi görünüşte legal, aslında örgütün mali omurgasının parçasıydı.
2000 yılında MİT, Özer’in faaliyetlerini sistematik olarak takibe aldı. Ancak hedef inanılmaz derecede temkinliydi. Telefon kullanmıyor, e-posta göndermiyor, yüz yüze görüşmeleri şifreli sistemle ayarlıyordu. Beş yıl boyunca tek bir somut delil elde edilemedi.
2005’te Özer ortadan kayboldu. Avrupa’daki tüm adresleri terk edilmişti. MİT, öldüğünü ya da tasfiye edildiğini düşündü. Dosya rafa kalktı. Ama Özer ölmemişti, Suriye’ye geçmişti. Orada örgütün yeni yapılanmasının mali mimarı oldu.
2011’de Suriye İç Savaşı patlak verdiğinde, örgüt kaosun içinde benzeri görülmemiş bir genişleme fırsatı yakaladı. Özer, petrol kaçakçılığından insan ticaretine kadar her gelir kaynağını örgütün kasasına yönlendiren sistemleri kurdu. 2014’ten itibaren Türkiye’ye yönelik büyük ölçekli bombalı saldırıların çoğunun arkasında onun parmağı olduğu tespit edildi.
2016’da MİT, Suriye’de hayatta olduğunu doğruladı. Bir muhabir, sinyal istihbaratıyla onun sesini yakaladı. Ses analizi %97 eşleşme gösterdi. Dosya yeniden açıldı.
III. Fırsat: Bir Düğün ve Bir Zaaf
Ama Özer’in peşine düşmek kolay değildi. Suriye’nin kuzeyinde, örgüt kontrolündeki bölgelerde geleneksel istihbarat yöntemleri işe yaramıyordu. MİT farklı bir yaklaşım benimsedi. Özer’i bulmak yerine, onun bulması gereken insanları kontrol altına aldı. Mali ağlar takibe alındı. Para akışı belirli düğüm noktalarından geçiyordu. Bu düğüm noktalarından biri Erbil’deydi.
Şirketin sahibi kod adı Tilki olan bir örgüt bağlantısıydı. MİT, Tilki’yi 2017’de ele geçirdi. Nasıl ele geçirildiği hala gizli. Tilki teşkilat için çalışmaya başladı; görevi, Özer ile teması sürdürmek ve hareketlerini bildirmekti.
Aylar geçti, Tilki sabırlıydı. Güven inşa etti. Tilki’nin raporları Özer’in kişiliği hakkında kritik bilgiler içeriyordu. Adam son derece disiplinliydi, sigara içmiyor, alkol almıyordu. Tek zayıflığı ailesiydi. Çocuklarından, özellikle kızından bahsederken sesi değişiyordu.
2018’in Şubat ayında kritik bilgi geldi: Özer’in kızı evlenecekti. Düğün Erbil’de yapılacaktı. Özer yıllardır gizlendiği delikten çıkıp kızını evlendirmeye gelecekti. MİT için bu bir fırsattı.
Ankara’daki merkezde acil toplantı yapıldı. Açık askeri operasyon diplomatik kriz yaratabilirdi. Silahlı baskın sivil kayıplara yol açabilirdi. Üstelik Özer’in yanında her zaman silahlı korumalar vardı.
Alternatif bir plan geliştirildi: Sessizlik. Hedef, düğün sırasında kalabalığın içinde kimsenin fark etmediği bir şekilde etkisiz hale getirilecekti. Silah kullanılmayacaktı, patlayıcı olmayacaktı. Operasyon öyle tasarlanacaktı ki Özer’in ölümü doğal sebeplerle açıklanabilecekti.
IV. Hazırlık: Kusursuz Plan
Bu tür bir operasyon benzersiz uzmanlık gerektiriyordu. Ankara’dan özel bir ekip çağrıldı. Ekip dört kişiden oluşuyordu:
Bozkurt: Lider, 22 yıllık MİT veteranı.
Şahin: Teknik uzman, kimyasal ve biyolojik ajan konusunda eğitimli.
Tilki: Sahada olan çift ajan.
Karaca: Genç bir kadın operatör, garson kılığında düğüne sızacak.
Hazırlıklar Mart’ta başladı. Düğün Ağustostaydı. İlk adım düğün mekanını belirlemekti. Tilki bu bilgiyi Nisan’da getirdi. Grand Millenium Oteli. MİT, otelin planlarını temin etti. Giriş çıkışlar, güvenlik kameraları, servis alanları, mutfak, personel koridorları… Her şey harita üzerinde işaretlendi.
Ekip üyeleri düğüne farklı kapasitelerle girecekti. Bozkurt iş adamı kimliğiyle davetli olacaktı. Tilki zaten davetliydi. Karaca, catering şirketinin çalışanı olarak sızmıştı. Şahin ise otelin teknik personeli arasına yerleştirilecekti.
Yöntem belirlenmeliydi. Silahla vurmak mümkün değildi. Bunun yerine kimyasal ajan kullanılacaktı. Kullanılan yöntem, kardiyak tetikleyiciydi. Belirli kimyasal bileşiklerin kombinasyonu, kalp krizini taklit eden bir duruma yol açıyordu. Bu bileşikler ciltten emilebiliyordu. Doğru dozda ve doğru koşullarda hedef birkaç saat içinde doğal görünümlü bir kalp krizi geçirecekti.
Ama maddenin hedefe teması gerekiyordu. Özer paranoyaktı. Tanımadığı insanlarla tokalaşmıyor, yiyecek ve içeceklerini sadece güvendiği kişilerden kabul ediyordu. Korumaları çok titizdi.
Operasyonun anahtarı, Özer’in aile zaafıydı. Tilki devreye girdi. Düğünden iki hafta önce Özer’e bir teklifte bulundu: Düğün hediyesi olarak özel bir saat. İsviçre yapımı, altın kaplama, baş harfleri kazılmış. Özer tereddüt etti ama Tilki yıllardır güvendiği biriydi. Saati kabul etti. O saat, MİT’in teknik ekibi tarafından modifiye edilmişti. Kayışın iç yüzeyinde mikrokapsüller halinde kimyasal ajan yerleştirilmişti.
V. Operasyon: Sessiz Son
Düğün günü geldi. 18 Ağustos 2018 Cumartesi. Erbil’de hava sıcaktı, termometre 40 dereceyi gösteriyordu. Davetliler sabahtan itibaren otele gelmeye başlamıştı. Güvenlik ekibi oteli önceden taramıştı. Her şey normal görünüyordu.
Özer sabah saat 9’da Erbil’e ulaştı. Suriye sınırından gizli bir güzergahla gelmişti, yanında dört koruma vardı. Tilki anlık konum bildirimi yaptı. Plan işliyordu.
Özer öğleden sonra otele geldi. Kızıyla buluştu, hazırlıkları denetledi. Akşam saat 7’de saati taktı. Tilki’nin hediyesi. Dün saat 8’de başladı. 300 davetli, bölgenin önde gelen aileleri, iş adamları, örgütle bağlantılı isimler, canlı müzik, dans, geleneksel yemekler. Özer gelinin babasının masasında oturuyordu. Gülümsüyor, kadeh kaldırıyor, mutlu görünüyordu. 14 yıldır ilk kez bu kadar açıkta, bu kadar savunmasızdı.
Bozkurt salondaydı. Masaların arasında dolaşıyor, gözlem yapıyordu. Karaca mutfakla salon arasında mekik dokuyordu. Özer’in masasına birkaç kez yaklaştı ama doğrudan temas kurmadı. Görevi yedek planaydı; saat başarısız olursa devreye girecekti.
Şahin otelin teknik odasındaydı. Güvenlik kameralarını izliyor, telsiz trafiğini dinliyor, dışarıdaki ekiple koordinasyonu sağlıyordu.
Gece ilerledikçe Özer’in enerjisi düşmeye başladı. Saat 11’de birkaç kez alnını sildi. Saat 11.30’da ceketini çıkardı, sıcaktan şikayet etti. Korumalardan biri su getirdi. Özer bir bardak içti, sonra bir bardak daha. Saat gece 12’ye çeyrek kala Özer ayağa kalktı, kızını tebrik etmek için dans pistine yürüdü. Yarı yolda durdu, göğsüne dokundu, yüzü solgunlaştı. Korumalar hemen yanına koştu. Özer dizlerinin üzerine çöktü. Salonda panik başladı. Davetliler ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Korumalar Özer’i arka odaya taşıdı. Bir doktor çağrıldı. Otelin sağlık görevlisi 5 dakika içinde oradaydı. Kalp masajı yapıldı, defibrilatör kullanıldı. Ancak gece yarısı Mehmet Şirin Özer’in kalbi durdu. Müdahaleler sonuçsuz kaldı. Resmi ölüm nedeni: akut miyokard enfarktüsü. Kalp krizi.
Bozkurt panik sırasında sessizce salondan ayrıldı. Önceden ayarlanmış bir araç onu otelden aldı. Karaca da aynı şekilde kayboldu. Şahin sabaha karşı otelden normal şekilde çıktı. Tilki ise cenaze törenine katıldı. Rolünü sonuna kadar oynadı.
VI. Sonuç: Sessiz Adalet
Özer’in ölümü ertesi gün haber oldu. Manşetler sıradan bir kalp krizini anlatıyordu. 65 yaşında bir iş adamı, kızının düğününde hayatını kaybetmişti. Trajik ama doğal. Kimse suikast ihtimalini düşünmedi. Cenaze Suriye’de yapıldı. Örgüt kaybın büyüklüğünü açıklamadı. Özer’in gerçek kimliği gizli tutuldu.
Ama örgütün iç yapısında deprem yaşandı. Mali sistemin mimarı ölmüştü ve onu kimin nasıl öldürdüğü bilinmiyordu. Asıl şok daha sonra geldi. Özer’in ölümünden iki hafta sonra örgütün Avrupa’daki para transferi ağı çökmeye başladı. Hesaplar donduruldu, kurye hatları kesildi. Sanki biri tüm sistemi tek tek söküyordu. Özer’in kafasındaki bilgiler onunla birlikte ölmüştü ve kimse bu sistemi yeniden inşa edemiyordu.
Operasyon hiçbir şekilde kamuoyuyla paylaşılmadı. Ancak istihbarat çevrelerinde söylentiler yayıldı. Erbil’deki düğünün aslında bir operasyon sahası olduğu fısıldandı. Detaylar belirsizdi ama mesaj netti: Teşkilat hedeflerine dünyanın neresinde olursa olsun ulaşabiliyordu.
Bozkurt operasyondan sonra emekli oldu. Şahin farklı operasyonlara atandı. Karaca yükseldi ve sonraki yıllarda kritik görevler üstlendi. Tilki’nin akıbeti belirsiz. Bazı kaynaklara göre teşkilat onu Türkiye’ye çıkardı ve yeni bir kimlik verdi.
Operasyonun prensipleri MİT’in eğitim programlarında vaka çalışması olarak inceleniyor: Sabır, uyum, yaratıcılık ve kesin icra.
VII. Epilog: Düğün Salonunun Ardında
Grand Millenium Oteli bugün hâlâ faaliyette. Her hafta sonu düğünlere, kutlamalara ev sahipliği yapıyor. Davetliler dans ediyor, kadeh kaldırıyor, mutlu anılar biriktiriyor. Hiçbiri o gece ne olduğunu bilmiyor. Köşedeki masada bir terör komutanının son nefesini verdiğini bilmiyor. Garson kılığındaki kadının aslında bir istihbarat operatörü olduğunu bilmiyor. Ve bu bilgisizlik operasyonun başarısının en büyük kanıtı.
Modern istihbarat operasyonları böyle görünüyor: Patlamalar ve silah sesleri değil. Sessizlik ve görünmezlik, hedefin ne olduğunu anlamadan etkisiz hale getirilmesi, çevresindekilerin hiçbir şey fark etmemesi, sonrasında bile şüphenin somut delille desteklenememesi.
Türkiye sınır ötesi adaletin yeni bir seviyesini gösterdi. Özer’in ölümü bir son değildi, bir mesajdı. Dosyalar kapanmıyor, sadece bekliyor. Bir gün, başka bir hedef, başka bir kutlamada, başka bir garsonun, başka bir iş adamının yaklaşmasını görecek ve her şey son bulacak. Sessizce, iz bırakmadan, tam da planlandığı gibi.
SON