“İkizlerim Senin Gibi Bir Anneye İhtiyaç Duyuyor,” Dedi Çiftçi — Ve Reddedilmiş Gelin Umut Gördü…

“İkizlerim Senin Gibi Bir Anneye İhtiyaç Duyuyor,” Dedi Çiftçi — Ve Reddedilmiş Gelin Umut Gördü…

Anadolu’nun iç kesimlerinde, Çamlıca köyünün sessizliğini bozan tek şey, sabahın erken saatlerinde esen hafif rüzgar ve köyün ortasında toplanan birkaç kişinin fısıldamalarıydı. 22 yaşındaki Elif Yılmaz, hayatını değiştirecek bir yolculuğa çıkmak üzereydi. Üvey babası Oğuz, onu köyün diğer ucundaki dul çiftçi Cemal Demir’in evine göndermeye karar vermişti. Annesinin ölümünden sonra Elif, Oğuz’un evinde bir yük olarak görülmeye başlamış, sonunda ise bir anlaşmanın parçası haline gelmişti. Oğuz, Elif’i Cemal’in evine göndermek için kararını çoktan vermişti. Elif’in bu kararda hiçbir söz hakkı yoktu.

“Çabuk ol, kızım!” diye bağırdı Oğuz, Elif’in odasına doğru. “Cemal’in çocuklarına bakacak birine ihtiyacı var. Seni bekletmek istemem.” Elif, birkaç kıyafetini eski bir torbaya yerleştirirken, dudaklarını sıkarak öfkesini bastırmaya çalışıyordu. Kendi hayatıyla ilgili alınan bu kararı kabul etmek zorundaydı.

Kısa bir süre sonra, at arabası kapıya yanaştı. Yaşlı sürücü Salim, Elif’i ve eşyalarını arabasına aldı. Elif, arkasına bile bakmadan o evi terk etti. Yol boyunca Salim konuşmaya çalıştı. “Cemal Bey iyi bir adamdır,” dedi. “Ama zor bir yıl geçirdi. Karısını kaybetti ve şimdi üç çocuğuna bakıyor. Murat 12 yaşında, Emre 8, küçük Zeynep ise henüz 5 yaşında. Çocuklar annesiz kaldığından beri çok zorluk çekiyor.”

Elif, sadece başını salladı. Onu bekleyen hayatı düşünmekten başka bir şey yapamıyordu. Üç çocuk, yas tutan bir adam ve tanımadığı bir ev… Bu yeni hayata nasıl uyum sağlayacağını bilmiyordu.

💞“İKİZLERİM SENİN GİBİ BİR ANNEYE İHTİYAÇ DUYUYOR,” DEDİ ÇİFTÇİ — VE REDDEDİLMİŞ GELİN UMUT GÖRDÜ... - YouTube

Cemal’in evi, köyün kenarındaki geniş bir fındık bahçesinin ortasındaydı. Ahşap bir ev, önünde küçük bir verandası ve çevresinde birkaç tarla… Elif’in gözünde bu ev, hem umut hem de belirsizlik taşıyordu. At arabası yaklaştığında, Cemal ve iki oğlunu verandada beklerken gördü. Cemal uzun boylu, yorgun görünümlü bir adamdı. Çocukları ise merakla Elif’i izliyordu.

“İyi akşamlar,” dedi Cemal, sert bir sesle. “Sen Elif olmalısın.” Elif başını salladı. “Evet, efendim,” diye cevap verdi. Cemal, onu eve davet etti ve eşyalarını odasına bırakmasını söyledi. Elif, küçük ve sade bir odaya yerleşti. Odada bir yatak, eski bir sandık ve duvarda küçük bir ayna vardı. “En azından burası bana ait,” diye düşündü.

İlk akşam yemeği sessizlik içinde geçti. Elif, mutfakta bulduğu malzemelerle basit bir çorba hazırlamıştı. Cemal ve çocuklar yemek boyunca konuşmadı, ama herkes kaselerini tamamen boşalttı. Bu, Elif için küçük bir başarıydı. Yemekten sonra Cemal, “Zeynep’in biraz ateşi var,” dedi. “Ona göz kulak olursan sevinirim.” Elif, küçük kızın odasına gidip ona şifalı bir çay hazırladı. Zeynep, Elif’in şefkatiyle biraz rahatladı ve uykuya daldı.

Ertesi sabah, Elif erkenden kalktı. Mutfakta kahvaltı hazırlarken, Cemal içeri girdi. “Günaydın,” dedi. Elif şaşırarak başını kaldırdı. “Günaydın,” diye cevap verdi. Bu, Cemal’in ona ilk sıcak yaklaşımıydı. “Bugün fındık bahçesinde çok iş var,” dedi Cemal. “Ama çocuklara göz kulak olursan sevinirim.”

💞“ÇOCUK SAHİBİ OLAMAM,” DİYE AĞLAYARAK İTİRAF ETTİ — ÇİFTÇİ İSE ŞÖYLE DEDİ: “BİR AİLE İÇİN ZATEN... - YouTube

Elif, gün boyunca evi temizledi, çocuklarla ilgilendi ve Zeynep’in iyileşmesine yardımcı oldu. Çocuklar, Elif’e alışmaya başlamıştı. Özellikle Emre, onunla vakit geçirmekten keyif alıyordu. Zeynep ise Elif’e sürekli sarılıyor, onun yanında huzur buluyordu. Murat, hala mesafeli olsa da Elif’in çabalarını takdir etmeye başlamıştı.

Günler geçtikçe, Elif evde bir düzen kurdu. Mutfak artık temiz ve düzenliydi. Çocuklar, Elif’in yaptığı yemekleri sabırsızlıkla bekliyordu. Cemal ise yavaş yavaş Elif’e güvenmeye başlamıştı. Bir akşam, çocuklar uyuduktan sonra Cemal, verandada Elif’le konuştu. “Çocuklar seni seviyor,” dedi. “Senin gibi birine ihtiyaçları var. Belki de… belki de bizim de.”

Elif, Cemal’in bu sözleri karşısında şaşırdı. “Ben sadece elimden geleni yapıyorum,” dedi. Ama içten içe, Cemal’in bu sözlerinin onun için ne kadar anlamlı olduğunu biliyordu.

Bir gün, Elif’in üvey babası Oğuz, aniden çiftliğe geldi. “Kızı almaya geldim,” dedi. “Yeni karım gitti. Eve bakacak birine ihtiyacım var.” Elif’in kalbi sıkıştı. Cemal, bir an sessiz kaldı, sonra kararlı bir şekilde, “Elif artık burada,” dedi. “O bizim ailemizin bir parçası.”

Oğuz, bu cevaba öfkelendi ama sonunda pes etti. O gittikten sonra Cemal, Elif’e döndü ve “Senin gitmeni istemiyorum,” dedi. “Çocukların sana ihtiyacı var. Benim de…”

Elif, gözyaşlarını tutamayarak, “Ben de burada kalmak istiyorum,” dedi. O gün, Elif ve Cemal, yeni bir başlangıç yapmaya karar verdi. Elif artık sadece bir hizmetçi değil, o evin gerçek bir parçasıydı. Çocuklar için bir anne, Cemal için bir eş… Ve sonunda, Elif umut dolu bir geleceğe adım attı.

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News