“Senin Gücün Yok” Dediler, Ama Bir Çağrısıyla Her Şey Değişti

“Senin Gücün Yok” Dediler, Ama Bir Çağrısıyla Her Şey Değişti

Elif, sabahın erken saatlerinde kalabalık bir ofiste masasının başında oturuyordu. Üzerinde sade bir lacivert elbise, saçları düzgün bir şekilde toplanmıştı. Yorgun ama kararlı bir ifadesi vardı. Yan masadaki iki çalışan alçak sesle konuşuyordu. Biri alaycı bir tonda, “Elif yine kendi başına uğraşıyor,” dedi. Diğeri güldü, “O güçlü falan değil, sadece şanslıydı.” Elif bu sözleri duymamış gibi yaptı, ama kulakları yanıyordu. İçindeki öfke büyüyordu.

Bir anda ofisin kapısı açıldı. Şirketin yöneticisi Murat Bey sert adımlarla içeri girdi. Herkes bir anda sessizleşti. Murat Bey’in elinde bir dosya vardı. “Elif!” diye seslendi. Elif ayağa kalktı. Murat dosyayı masasına koydu. “Bu rapor senin değil mi?” dedi. Elif, “Evet Murat Bey,” diye cevap verdi. Murat alaycı bir şekilde, “Güzel. Çünkü bu rapor yüzünden müşteriyi kaybettik,” dedi. Ofiste buz gibi bir sessizlik oldu. Elif şaşkınlıkla, “Ama ben verileri üç kez kontrol ettim, hata yoktu,” dedi. Murat, “Yeter! Bahane üretmeyi bırak. Gerçek şu ki senin bu işin altından kalkacak gücün yok,” diye bağırdı. O cümle, Elif’in kalbine bıçak gibi saplandı. Yan masadaki kadınlar kıkırdadı. Elif derin bir nefes aldı, ama sesi titriyordu. “Elimden gelenin en iyisini yapıyorum,” dedi. Murat alayla güldü. “Bazen en iyisi bile yetmez. Bu iş dünyasında duygusal olmak işe yaramaz,” dedi.

Ya İlahi Senden Bir Dileğim Var - YouTube

Elif sessizce masasını topladı. Bilgisayarını kapattı. “Eğer bana güvenmiyorsanız, raporlarımı başkasına devredebilirim,” dedi. Murat soğuk bir sesle, “Güzel fikir. Zaten uzun zamandır bunu düşünüyordum,” diye karşılık verdi. Elif, masasındaki birkaç kalemi kutusuna koydu ve sessizce kapıya yürüdü. Yağmur başlamıştı. Binadan çıktığında gökyüzü griydi. Rüzgar saçlarını dağıtıyordu. İçinden bir ses fısıldadı: “Gücüm olmadığını sanıyorlar, ama gerçek güç sessizlikte saklıdır.”

Eve vardığında Elif’in elbiseleri sırıl sıklamdı. Bilgisayarını açtı, ekrandaki boş sayfaya baktı. “Bugün bana gücün yok dediler,” diye yazdı. “Ama onlara gücün ne olduğunu göstereceğim.” O gece uyumadı. Planlar yaptı, fikirlerini not aldı. Sabah olduğunda güneş doğarken gözleri hala bilgisayardaydı. Yüzünde kararlı bir ifade vardı. “Bir çağrı yapacağım,” dedi kendi kendine. “Ve her şey değişecek.”

Elif telefonunu eline aldı. Ekranda bir isim belirdi: Selçuk Demir. Ülkenin en büyük teknoloji yatırımcılarından biriydi. Elif onunla bir konferansta tanışmıştı, ama hiç konuşma fırsatı bulamamıştı. Derin bir nefes aldı ve numarayı çevirdi. Telefon çaldı, ardından Selçuk’un sesi duyuldu. “Alo, Selçuk Demir’le görüşüyorsunuz.” Elif kendini tanıttı ve yeni bir veri güvenliği sistemi fikrini sunmak istediğini söyledi. Selçuk kısa bir sessizlikten sonra, “Bana beş dakikanı ayır, ilgimi çekebilir,” dedi. Elif heyecanla fikrini anlattı. Selçuk, “Bu ilginçmiş. Yarın sabah ofisime gel. Bu projenin ciddi bir yatırım potansiyeli var,” dedi.

Elif ertesi sabah siyah bir takım elbise giydi, saçlarını düzgünce topladı. Aynaya baktığında artık o eski Elif yoktu. Ofise vardığında herkes şaşkınlıkla ona bakıyordu. Murat Bey’in odasına girdi. “Raporlarımı almaya geldim,” dedi. “Ayrıca size bir şey söylemek istiyorum. Dün bana gücün yok dediniz. Ama bilmenizi isterim, gücü ölçen şey unvan değil, inançtır. Bugün Selçuk Demir’le bir ortaklık kuruyorum.” Murat şaşkınlıkla, “Ne?” dedi. Elif, “Kendi şirketimi kuruyorum ve çok yakında sizinle aynı pazarda olacağız,” diyerek odadan çıktı.

Bir hafta sonra Elif’in şirketi Novatech Systems resmen kuruldu. Şirket kısa sürede sektörde dikkat çekti. Gazetelerde başlıklar çıktı: “Bir Kadının Zekası Teknoloji Dünyasını Sarsıyor.” Eski iş arkadaşları şaşkınlıkla Elif’in başarısını konuşuyordu. Murat, gazeteyi eline alıp yüzü bembeyaz bir şekilde pencereden dışarı baktı. “Bu imkansız,” diye mırıldandı.

Elif’in hikayesi her yerde konuşulmaya başladı. Kadınlar ona mesajlar gönderiyor, “Senin hikayeni izledim, artık ben de deneyeceğim,” diyorlardı. Elif, bu mesajları okudukça daha da güçleniyordu. Bir gün eski şirketinden bir işbirliği teklifi aldı. Murat Bey, Elif’e ulaşarak, “Şirketimizin veri güvenliği için sizinle çalışmak istiyoruz,” dedi. Elif, “Şartlarımı kabul ederseniz çalışırım,” dedi. Kadın çalışan oranının artırılmasını, eşit maaş verilmesini ve projenin kendi adıyla yürütülmesini şart koştu. Murat kabul etti.

Elif, bir seminerde kadın çalışanlara seslendi. “Bir gün bana gücün yok dediler,” dedi. “Ama o cümle beni yeniden inşa etti. Çünkü bazen en büyük güç, yok denildiği anda ortaya çıkar.” Salondaki kadınlar alkışlarla ayağa kalktı. Elif, gözlerini kapatarak bir dua etti: “Tanrım, bana güç değil, inanç verdin.” O gün Elif, sadece bir girişimci değil, binlerce kadına ilham olan bir sembol oldu. Ve herkes artık biliyordu: Gerçek güç, insanın kalbindeydi.

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News