BİR ARAP MİLYARDER, FAKİR BİR ANNENİN KASADA BEZİ İADE ETTİĞİNİ GÖRÜR – YAPTIKLARI HERKESİ ŞOK ETTİ.

İstanbul’un kalbi Beyoğlu, sabahın erken saatlerinde henüz uyanmamıştı. Kassem Al Raşid, siyah Mercedes’in arka koltuğunda oturmuş, elindeki tabletten gelen raporları inceliyordu. 33 yaşındaki Arap milyarder, Türkiye’nin en büyük süpermarket zincirlerinden birinin sahibiydi ve her detayı kişisel olarak kontrol etmeyi severdi. Bugün Kadıköy şubesine gidecekti. “Bu tür sürpriz ziyaretlerde gerçek durumu görürüz,” dedi şoförüne.

Kassem, iş dünyasında “demir adam” olarak tanınıyordu. Acımasız, hesapçı ve duygusuz bir profil çizen Kassem, bu sabah hayatının en büyük dönüşümüne tanık olacağından habersizdi. Şirket binasında asistanı Elif, patronunun ani ziyaret kararından dolayı telaş içindeydi. “Kassem Bey’in bugün mağaza ziyareti var. Tüm müdürleri haberdar edin,” diye talimat verdi ekibine.

Öte yandan, şehrin diğer ucunda, Kadıköy’deki küçük bir apartman dairesinde Aylin Özkan, 6 aylık bebeği Cem’i kucağında tutmuş, endişeyle cüzdanındaki son paraları sayıyordu. 26 yaşındaki genç kadın, tek başına yaşamın zorluklarıyla mücadele ediyordu. “Yetmez,” diye mırıldandı. Bebeği için alması gereken bezler, elindeki parayla ancak yarısını karşılayabiliyordu. Temizlik işinde çalıştığı binanın maaşı henüz ödenmemişti ve kira borcu birikmeye başlamıştı.

Kassem’in Mercedes’i Kadıköy sokaklarında ilerlerken, Aylin de benzer düşünceler içindeydi. Ancak onunkiler iş ve başarı üzerinedi. Hayatında eksik olan tek şey, gerçek anlamda değer verebileceği biriydi. Geçmişteki hayal kırıklıkları onu duygusal olarak mesafeli yapmıştı. İkisinin de bilmediği şey, bu sabahın hayatlarını sonsuza dek değiştireceğiydi. Kaderin hazırladığı bu karşılaşma, sadece iki farklı dünyayı değil, iki yaralı kalbi de bir araya getirecekti.

Süpermarket önüne vardığında Kassem, mağazanın dışını kontrol etti. Her şey normal görünüyordu ama içeride yaşanacak o an, onun tüm değerlerini sorgulayacak ve kalbinin derinliklerinde unuttuğu duyguları yeniden canlandıracaktı. Kassem Al-Raşid süpermarkete girdiğinde, çalışanların onu fark etmesi uzun sürmedi. Mağaza müdürü Ahmet Bey hemen yanına koştu. “Kassem Bey, hoş geldiniz. Sizi bekliyorduk,” dedi telaşla.

Kassem, “Beklemiyordunuz,” diye cevapladı soğuk bir tonla. “Bu ziyaret planlanmamıştı. Mağazayı normal işleyişi sırasında görmek istiyorum.” Mağazada sessizce dolaşırken rafları kontrol ediyor, fiyatları inceliyor ve müşteri trafiğini gözlemliyordu. Her şey yolunda görünüyordu. Ta ki kasalar bölümüne gelene kadar.

Aylin, bebeği Cem’i özel bebek taşıyıcısında göğsüne yaslayarak süpermarkete girmişti. Küçük Cem huzursuzdu ve ağlamaya başlamıştı. Genç anne, bebeği sakinleştirmeye çalışırken hızla bez reyonuna yöneldi. “Cemciğim, hemen alacağız,” diye fısıldadı. Bez paketlerinin fiyatlarına baktığında yüreği sıkıştı. En ucuz paketi bile alacak kadar parası yoktu. Ama bebeğinin ihtiyacı vardı. Cüzdanındaki son paraları bir kez daha saydı ve derin bir nefes alarak paketi sepetine koydu.

Kassem, mağaza müdürüyle konuşurken kasaların yakınında duruyordu. Ayin, kasaya yaklaştığında kalbi hızla çarpıyordu. Kasiyer Fatma Hanım, “Sadece bu kadar mı?” diye sordu. “Evet,” dedi Aylin, sesinde çekingen bir ton vardı. Fatma Hanım fiyatı söylediğinde Aylin’in yüzü soldu. Parasının yetmediğini anlamıştı. Ama bebeğinin ihtiyacı vardı. “Özür dilerim,” dedi Aylin gözleri dolarak. “Param yetmiyor. Paketi geri verebilir miyim?”

Bu sözleri duyan Fatma Hanım’ın yüzü üzüntüyle buruştu. “Tabii canım, sorun değil.” Tam bu sırada Kassem bu konuşmayı duydu. Genç bir annenin bebeğiyle birlikte kasada durduğunu ve gözyaşlarına boğulduğunu gördü. Aylin utançla paketi geri verirken, “Kusura bakmayın,” mırıldandı ve hızla oradan uzaklaşmaya çalıştı. Ama Kassem’in gözleri onun üzerindeydi. Genç kadının yüzündeki acı ve çaresizlik ifadesi onu derinden etkiledi. Bebeğin ağlaması da durumu daha dayanılmaz hale getiriyordu.

Kassem, bir an tereddüt etti. Bu duruma müdahale etmeli miydi? Hayatında hiç böyle bir durumla karşılaşmamıştı. Zengin dünyasında böyle sahneler yaşanmazdı. Ama o an bebeğin ağlama sesi ve annesinin çaresiz hali onu harekete geçirdi. Mağaza müdürüne, “Bir dakika bekleyin,” dedi ve hızla Aylin’in peşinden gitti. “Bekleyin,” diye seslendi ona. Aylin durdu ve geriye döndü. Karşısında kendisinden çok daha iyi giyimli, yakışıklı bir adam gördü.

“Bez paketini almak istiyordunuz, değil mi?” diye sordu Kassem. Aylin şaşırmıştı. “Evet ama param yok. Sorun değil. Ben ödeyeceğim.” Bu teklif Aylin’i daha da şaşırttı. “Hayır, olmaz. Teşekkür ederim ama kabul edemem.” Kassem ısrar etti. “Lütfen. Bebeğiniz ağlıyor ve ihtiyacı var.” Aylin’in gözleri tekrar doldu. Bu kibarlık onu etkilemişti ama gururunu incitmek istemiyordu.

Kassem, Aylin’in tereddüdünü fark etti. Genç kadının gururunun incindiğini anlayabiliyordu. “Çünkü ben de geçmişte benzer duygular yaşamıştım. Birinin bana uzattığı yardım eli sayesinde bugünlere geldim.” Bu sözler Aylin’i etkiledi. “Gerçekten çok teşekkür ederim. Ama bunu yardım olarak görmeyin,” dedi Aylin. Kassem gülümsedi. “Hem ben bu mağazanın sahibiyim. Burada müşterilerimizin memnun olması benim sorumluluğum.”

Bu açıklama Aylin’i şaşırttı. Kassem, mağazanın sahibi olduğunu söylediğinde, Aylin’in içinde bir sıcaklık hissetti. Kassem, Aylin’in gözlerindeki kararlılığı gördüğünde, ona daha çok değer vermeye başladı. Aylin, bu karşılaşmanın hayatında bir dönüm noktası olabileceğini düşündü. Kassem, Aylin’in hayatına dokunarak, ona yeni bir umut sunmuştu.

O günden sonra Aylin, Kassem ile daha sık görüşmeye başladı. İkisi de birbirlerine destek oldular ve Aylin’in hayatındaki zorlukları aşmalarına yardımcı oldular. Kassem, Aylin’in cesaretini ve azmini takdir ediyor, ona daha iyi bir yaşam sunmak için çaba harcıyordu.

Zamanla Aylin, Kassem’in yanında kendini güvende hissetmeye başladı. İkisi arasında bir bağ oluştu. Aylin, Kassem’in yanında kendini değerli hissediyor, ona olan sevgisi de giderek artıyordu. Kassem de Aylin’in gücünden etkileniyor, ona daha fazla yakınlaşıyordu.

Sonunda, Kassem, Aylin’e evlenme teklif etti. “Seninle bir aile kurmak istiyorum,” dedi. Aylin, bu teklifi duyduğunda gözleri doldu. “Gerçekten mi?” diye sordu. “Evet, seni seviyorum,” dedi Kassem. Aylin, bu aşkın gerçek olduğuna inanmakta zorlanıyordu ama Kassem’in gözlerindeki samimiyet ona cesaret verdi.

İkisi de birbirlerine sarıldıklarında, geçmişin tüm acılarını geride bıraktıklarını hissettiler. Gerçek aşk, her engeli aşabiliyordu ve Aylin, Kassem ile birlikte yeni bir hayata adım atmaya hazırdı.