Bir Temizlikçinin Defteri: Tek Başına Bir Babanın İstanbul’da Bir Teknoloji İmparatorluğunu Kurtarışı

Bir Temizlikçinin Defteri: Tek Başına Bir Babanın İstanbul’da Bir Teknoloji İmparatorluğunu Kurtarışı

Bosphorus Tower’ın cam duvarlarına yağmur vururken, İstanbul’un teknoloji elitleri gergin bir yönetim kurulu toplantısı için bir araya gelmişti. Masanın başında CEO Aylin Demir oturuyordu; yüzü solgundu, sesi titrek ama kararlıydı:

“Lojistik yapay zekamız çöktü,” dedi. “Yüz milyonlarca lira zarar ediyoruz. Sözleşmelerimiz iptal ediliyor. Bir çözüm bulamazsak DemirTech batacak.”

Salon bir anda kaosa döndü. Yatırımcılar bağırdı, yöneticiler suçladı, ama kimsenin elinde bir çözüm yoktu.

Üç kat aşağıda, sunucu odasının parlayan koridorlarında temizlikçi Mehmet Kaya yerleri siliyordu. Çoğu kişiye göre Mehmet görünmezdi—sessiz, yorgun gözlü, nasırlı elleriyle sıradan bir adam. Ama eskimiş defterinin içinde, alışveriş listeleri ve oğlunun çizimleri arasında, her şeyi değiştirecek denklemler gizliydi.

Mehmet tek başına bir babaydı. Eşi Zeynep yıllar önce vefat etmiş, yedi yaşındaki Kerem’i tek başına büyütmek zorunda kalmıştı. Bir zamanlar uygulamalı matematik alanında üniversite hocasıydı. Ama yas, borçlar ve Kerem’e istikrar sağlama ihtiyacı onu bir dizi vasıfsız işe sürüklemişti. Geceleri Kerem’e roketleri ve algoritmaları anlatıyor, vardiyalar arasında defterine çözümler karalıyordu.

O gece Mehmet işini bitirirken duman kokusu aldı. Mühendislik eğitimi hemen devreye girdi. Kaynağı 27. kattaki mutfakta buldu; eski kablolar yangın çıkarmıştı. Dakikalar içinde duman havalandırmadan binaya yayılıyordu.

Yangın alarmı çaldı, panik başladı. Mehmet, yöneticilerin çıkışa hücum ettiğini gördü—ama bir konferans odasından gelen yardım çığlığını da duydu. Hiç düşünmeden kapıyı zorlayıp açtı, baygın haldeki genç stajyer Elif’i kurtardı.

Image generated by meta.ai from prompt "The Turkish man carried the

Elif’i güvenliğe taşırken Mehmet’in defteri cebinden düştü, karmaşık denklemler koridora saçıldı. CEO Aylin kaçarken kağıtlara takıldı ve gözleri açıldı: Bu denklemler, şirketin lojistik sistemini çökerten sorunlara devrimsel çözümler sunuyordu.

Sonrasında hastanede, Aylin Mehmet’i bekleme odasında buldu; Kerem’in yanında oturuyor, oğlunu “matematik kahramanları” ile ilgili hikâyelerle teselli ediyordu. Yanına yaklaştı, defteri uzattı:

“Bu denklemler… senin mi?” diye sordu.

Mehmet tereddüt etti. “Sadece bazı fikirler. Bir zamanlar matematik öğretmeniydim, ama… hayat değişti.”

Aylin’in gözleri umutla parladı. “Mehmet, DemirTech senin zekana ihtiyacı var. Bize yardım eder misin?”

Image generated by meta.ai from prompt "The Turkish man carried the

Mehmet kabul etti, ama şartları vardı: Esnek saatler, Kerem’e vakit, kurumsal siyaset yok. Danışman olarak işe alındı, tüm şirket şaşkındı. Ertesi sabah, en iyi Türk ve Avrupa üniversitelerinden mezun mühendislerle dolu bir ekibin karşısına çıktı.

Mehmet, başarısız kodlarını inceledi, basit ama yıkıcı bir hata buldu: Tahmin edilemeyen nakliye rotalarını yanlış istatistiksel dağılımla modellemişlerdi. Saatler içinde ekibi kendi uyarlamalı algoritmalarıyla sistemi yeniden kurmaya yönlendirdi. Her düğüm—her kamyon, gemi, depo—yerel koşullara göre akıllı kararlar alıyor, ağda dalga dalga yayılıyordu.

Kırılma noktası bir krizle geldi. Bir fırtına İzmir Limanı’nı kapattı, DemirTech’in tedarik zinciri durmak üzereydi. Mehmet’in sistemiyle ağ gerçek zamanlı yönlendirme yaptı, kayıp sadece %10 oldu—önceki başarısızlıklara göre mucizeydi.

Haber hızla yayıldı. En büyük müşteri, lojistik devi Yusuf Arslan, bir gösterim talep etti. Mehmet yaklaşımını doğadan örneklerle açıkladı: “Bir karınca kolonisi gibi,” dedi. “Hiçbir karınca tüm resmi görmez, ama birlikte uyum sağlarlar.”

Yusuf etkilendi, sözleşmeleri uzattı, yatırımı ikiye katladı.

Haftalar geçtikçe Mehmet ekip için bir akıl hocasına dönüştü, sadece algoritmaları değil, tevazu ve işbirliğini de öğretti. Kerem’i ofise getirdi, matematiğin gerçek dünyada nasıl sorun çözdüğünü gösterdi. Kerem, ilkokul arkadaşları için basit bir lojistik oyunu yaptı, DemirTech bunu yeni çalışanların eğitiminde kullandı.

Ama başarı sorunları da getirdi. Eski bir meslektaşı, Profesör Cem, Mehmet’in işine sahip çıkmaya çalıştı, Türk teknoloji medyasında tartışma başlattı. Mehmet kamuoyu kavgasına girmeyi reddetti, sonuçlara odaklandı. Aylin’e hatırlattı: “Önemli olan işin kendisi, manşetler değil.”

Aylin ona destek oldu, yeniliklerini savundu, itibarını korudu. Şirketin toparlanması tartışmasızdı: Kârlar arttı, DemirTech’in sistemleri kısa sürede hastanelerde tıbbi malzeme dağıtımını optimize etmek için kullanıldı, Türkiye’de hayatlar kurtuldu.

Bir gün Mehmet Ankara’daki bir çocuk hastanesinden telefon aldı. Tedarik zinciri öyle gelişmişti ki kritik ilaçlar iki kat hızlı ulaşıyordu. Müdür teşekkür etti: “Hayat kurtardınız, beyefendi. Sadece para değil.”

DemirTech büyürken Mehmet sıradışı geçmişe sahip yetenekleri işe almaya ısrar etti. İstanbul’un trafik haritasını kendi çizen eski otobüs şoförü Fatma’yı ve el çizimi grafiklerle bakkalına malzeme getiren Ali’yi ekibe aldı. Mehmet’e göre zeka diplomayla sınırlı değildi.

Yangının yıl dönümünde DemirTech bir kutlama düzenledi. Aylin kalabalığa seslendi: “Bu gece sadece inovasyonu değil, dahiyi beklenmedik yerde görme cesaretini kutluyoruz. Mehmet Kaya, kahramanımız, dehanın görünmez olabileceğini kanıtladı.”

Mehmet, Kerem’in elini tutarak ayağa kalktı. Sessizce konuştu: “DemirTech’i tek başıma kurtarmadım. Birlikte başardık—takımla, güvenle, başkalarının göremediği desenleri görmeye cesaretle.”

Kerem gülümsedi, son çizimini kaldırdı: İki figür, yüksek bir binanın önünde, Türk bayrağı altında, “Babam Sorunları Çözer” yazıyor.

Mehmet’in görünmez temizlikçiden saygın yenilikçiye yolculuğu sadece bir şirketi değil, tüm sektörü değiştirdi. Hikâyesi İstanbul’da yankılandı, herkese gerçek dehanın çoğu zaman parlamak için fırsat beklediğini ve en iyi çözümlerin bazen basit bir denklemden doğduğunu hatırlattı.

Related Posts

Our Privacy policy

https://rb.goc5.com - © 2025 News